ALİMLERİN İMAMI MUAZ B. CEBEL
82 İl 82 Sahabî projesinin 66. programı Alimler Diyarı Bitlis’te yapıldı. Bitlis Kültür Merkezi’nde yapılan programa katılım oldukça yoğundu. Ensar Vakfı ve Memur- Sen Bitlis Şubesi’nin ev sahipliğini yaptığı program Kur’an’ı Kerim tilaveti ile başladı. Organize adına kısa bir selamlama konuşması yapan İsmet Alca, projenin önemine dikkat çekti. Daha sonra söz alan Bitlis İl Müftüsü Abdülkerim Akbaba, Sahabe’nin dindeki yerine, Siyer Vakfı’nın yaptığı çalışmaların güzelliğine değindi.
ALİMLER DİYARI BİTLİS’TE, ALİMLERİN İMAMI HZ. MUAZ
Projenin tanıtım filminin izlenmesinin ardından kürsüye davet edilen Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, Bitlis’in tarihteki önemine dikkat çekerek, “binlerce alimin yetiştiği bu belde de Sahabe’nin alimlerinden biri olan ve alimlere imam olan Muaz b. Cebel’in anlatılacağını” belirtti. Hocamız dedi ki: “Sahabe ve İlim dediğimizde aklımıza birçok isim gelir ama, Efendimiz (sas) Hz. Muaz için: ‘Muaz b. Cebel kıyamet gününde, bir ok atımı âlimlerin önünde gelir.’ Bu nebevî beyandan dolayı istedik ki, birçok ilim adamı yetiştiren bu topraklar alimlerin imamı olan Hz. Muaz’ı dinlesin.”
KISA AMA BEREKETLİ BİR ÖMÜR
Muhammed Emin Hocamız, Hz. Muaz’ın çok kısa bir ömre binlerce güzellik sığdırdığını söyleyerek şöyle konuştu: “Kitaplarda, kaynaklarda, Muaz, Muaz diye onun adını okudukça, zan edersiniz ki, 60, 70, 80 yıllık bir hayatın sahibidir. Hayır, Hz. Muaz’ın doğum tarihi, Miladi 603’tür, yani Nübüvvetten 7 yıl önce doğmuştur. 18 yaşında iman etmiştir. 22 yaşında Bedir ashabından olmuştur. 28 yaşında Yemen’e kadı olarak gönderilmiştir. 35 yaşında Miladi 638’de, Ürdün’de, Amvas Taunu diye bilinen veba salgınında şehit olarak bu dünyadan gitmiştir. Allah aşkına bu nasıl bir şeydir anlayabiliyor musunuz? Sadece ve sadece 35 yıllık bir hayatın sahibi olacaksın, ama İslam ilim tarihinin en önemli simalarından biri olacaksın, adını tarihe altın harflerle yazdıracaksın, kıyamete kadar gelecek olan tüm alimlere ise rehberlik ve imamlık yapacaksın. İşte Muaz b. Cebel dediğimiz zaman böyle bir kamet demiş oluruz. Allah’ın ömrüne, ilmine, attığı adımlarına bereket ihsan ettiği bir rehber demiş oluruz. Burada şöyle bir soru sormak zorundayız. Muaz b. Cebel ne yaptı ki, binlerce Sahabiye nasip olmayan bu bereket ona nasip oldu? Allah’ın ona bu ikramda bulunmasının elbette bazı sebepleri olmalıydı. Biz bu sebeplerin ne olduğunu, onun kısa ama bereketli hayatına baktığımızda görüyoruz. Muaz b. Cebel’i bu konuma taşıyan şu beş temel kavramdır: İman, İhsan, İstikamet, İstikrar ve İstiğna”
EFENDİMİZ’İN (sas) DÜNYASINDA MUAZ
Hz. Muaz’ın hayatını “Efendimiz’in, Hz. Ebû Bekir’in, Hz. Ömer’in, Sahabe’nin ve Ümmetin Dünyasında Muaz” şeklinde beş ana bölüme ayırarak anlatan Hocamız, Efendimiz’in (sas) Hz. Muaz’a çok farklı bir konum biçtiğine dikkat çekti. Sözlerine şöyle devam etti: “Efendimiz (sas) Medine’ye hicret edip gelince, Musab b. Ümeyr, gerek Zeyd b. Sabit için, gerek Muaz b. Cebel için Efendimiz’e tabir caiz ise raporlar vermişti. Allah Resulü’de çok geçmeden Muaz’daki cevheri fark etti ve onu Suffa’nın en gözde talebelerinden ve genç yaşına rağmen hocalarından biri olarak istihdam etti. Efendimiz onun ilminin seviyesini bir gün şöyle beyan edecekti: “Ümmetimin içinde helal ve haramı en iyi bileni Muʻâz b. Cebel’dir.” O ilimde böyle bir seviye yakaladığı için Efendimiz (sas) onun bu halini resmetmiştir. Efendimiz’in (sas) Muaz b. Cebel ile hatıraları çoktur. Alimlerin alimi olan Muaz, Efendimiz’in kutlu lisanından tam 157 tane hadis duymuş ve bunları bize nakletmiştir. Onun rivayet ettiği hadislerin büyük bir kısmı, Efendimiz ile yaşadıkları bazı tablolar üzerindendir.”
ÜMMETİN ONDAN ALACAĞI ÇOK DERS VAR
Hz. Ebû Bekir’in, Hz. Ömer’in ve Sahabe’nin dünyasında Hz. Muaz’ın yerini örneklerle anlatan Hocamız, sözlerinin sonunda Ümmet’in dünyasında Muaz b. Cebel’in konumuna değindi. Dedi ki: : “Ebû Nuaym, Hilyesi’nde ümmet nazarında Muaz b. Cebel’in değerini ifade etmek için şöyle bir ifade kullanmış: ‘Fakihlerin imamı, âlimlerin tükenmeyen hazinesi: Muaz b. Cebel…’ Gerçekten de böyledir, 1400 senedir böyle oldu, dünya devam ettikçe de böyle olacak ve ümmetin tükenmeyen hazinesi olan Hz. Muaz’ın hayatından, ümmet hep ilham almaya devam edecektir. Bakın bizde onun için buradayız, 1400 sene sonra geldik, Bitlis’te onun adına bir meclis kurduk ve hayatının üzerinden bir şeyler öğrenip, hayatımızı imar etmeye çalışıyoruz. ”
Hocamız, Hz. Muaz’ın hayatının bereket vesilesi olarak dikkat çektiği beş kavram üzerinden şu mesajları verdi:
1- İman, kulluğun temeli, esası ve ilk basamağıdır. Muaz b. Cebel gibi iman hakikatlerini öğrenmeli, her an takviye etmeli, amel ile beslemeli ve vazifelerini yerine getirmelisin. Hakiki imanı elde edenin asla yerinde duramayacağını bil ki, imanın hakkını ödeyebilesin.
2- İhsan, Allah’ı görüyormuşçasına O’na kulluk etmek, ibadet etmektir. Muaz b. Cebel gibi ihsanı istenilen düzeyde hayatında tesis etmeli, Allah ne der kaygını diğer her kaygının önüne almalı, ondan gayrisine hayatında yer vermemelisin. İhsan şuurunun altını ciddiyet ve mesuliyet duygusu ile doldur ki, kulluğun özü olan ihlası elde edebilesin.
3- İstikamet, “festakim kema umirt/emrolunduğun gibi dost doğru ol” diyen Rabbinin bir emridir. Muaz b. Cebel gibi bu emri doğru anlamalı, hayatında hakim kılmalı, namazın dışında hiçbir yerde, hiçbir kimseye boyun eğmemelisin.Varmak istediğin hedefini iyice tespit et ki, savrulmayasın, satmayasın, satın alınamayasın, böylece dimdik olarak Rabbine yürüyebilesin.
4- İstikrar, hak yolunda sabit kadem durup, ısrar ve tekrar ile hakikat adına çırpınmaktır. Muaz b. Cebel gibi, hakikate kilitlenip, Allah’ın kitabında, Resulü’nün sünnetinde ve bunları doğru anlayan alimlerin rehberliğinde adım atmalısın. Haddini aşıp, bana göre diyerek kuruntular üzerinden konuşma ki, mahcup olmayasın, felakete sürüklenmeyesin.
5- İstiğna, gönül zenginliğidir; Allah’tan başkasına el açmamak, bir şeyler istememek ve beklememektir. Muaz b. Cebel gibi, ilim yolunda yürüsen bile kimselere yaslanmamalı, dinden konuşmalı, ama dinden geçinmemelidir. Kanaati kendine en büyük zenginlik olarak belirle ki, altının, gümüşün, kadifenin, ipeğin kulu değil, Allah’ın kulu olarak kalabilesin.
GİDERKEN BİLE NASİHAT VEREN ALİM
Hocamız, son olarak Hz. Muaz’ın vefatını anlattı. Hz. Muaz’ın son sözlerinin şunlar olduğunu söyledi: “Allah’ım bir ömür Senden korkarak yaşadım, haşyet üzere olmaya çalıştım. Ama şimdi senden ümitliyim. Sen de bilirsin ki ben, dünyanın ne akan nehirlerine, ne salınan ağaçlarına takıldım. Sadece istediğim senin affına ve mağfiretine nail olmaktır. Beni affın ile ve mağfiretin ile karşıla!”
Bitlislilerin dikkatle takip ettikleri program Ak Parti Bitlis Milletvekili Vedat Demiröz’ün teşekkür konuşması ile son buldu.