Kur’an, âlemlere rahmet olarak gönderilen Kutlu Nebi’nin (sav), bizler için üsve-i hasene olduğunu söylemektedir.
Üsve-i Hasene; genel manası ile en güzel örnek ve en kapsamlı model anlamını taşımaktadır. Biz bu ifadeyi, hayatın her alanının ve her anının tartışılmaz en kâmil örneği olarak anlamalıyız. Çünkü Efendimiz’in (sav) örnek ve modelliği belli bir zaman ve mekânla sınırlandırılacak bir durum değildir. O (sav), ilk günden son güne kadar kendisini O’na (sav) ümmet sayan herkese, bu örnekliği en üst düzeyde zamana ve mekâna rağmen yapmaya devam etmiştir ve edecektir.
Efendimiz’in (sav) bu özelliğinin aynısını biz O’nun (sav) mübarek ellerinde yetişen Sahabe nesli için de söyleyebiliriz. Nasıl ki, Efendimiz (sav) üsve-i hasene ise, O’nun (sav) nübüvvet medresesinde yetişen, o nebevî potada pişen; semanın yıldızları, arzın ise hidayet rehberleri olan, o güzide insanlar da; bizler için en kâmil örnek olma özelliklerini devam ettirmektedirler. Çünkü biz biliyoruz ki, Efendimiz (sav) her bir sahabîyi adeta ahlakın bir alanında abideleştirmiş, o ahlakî hasleti onunla zirvelere taşımış, en güzel temsiliyeti yine onunla tesis ettirmiş ve kıyamete kadar gelen tüm iman insanlarına bu ahlak kahramanlarına uymalarını tavsiye etmiştir.
Burada dikkat edilmesi gereken bir husus daha vardır, o da şudur ki; Ahlak-ı Hamidiyeyi/Güzel ve övülen ahlakı, hayatında cem eden Efendimiz (sav), bu güzel ahlakın her bir hasletini farklı bir sahabîde zirveleştirirken, bizlere o hasletin en ideal halinin ne olduğunu da pratik olarak göstermiştir. Hal böyle iken biz hangi sahabî efendimizin hayat defterinin önüne konuk olursak olalım, hangi sahabî efendimizi anlamak istersek isteyelim, hep aklımızda; ?Acaba bu sahabîye, Efendimiz’den nasıl bir iz düşmüştür?? merakı ile yolculuğa başlamak zorundayız. Çünkü Efendimiz (sav), tarihin ikinci bir örneğini yazmadığı düzeyde varlık âlemine silinmez izler bırakarak yürümüştür. Bu izlerin en büyük işareti ise ellerinde yetiştirdiği o kutlu nesildir. Böyle olduğu için de her bir sahabîde, Efendimiz’in (sav) elindeki ilahi boyayı sürdüğü o güzel fırçanın izlerini bulmak mümkündür. Gelin öyle ise bir demet sahabe üzerinde, bu izlere sadece ahlak boyutu ile bakmaya çalışalım; belki bu izleri anlar, kavrar ve onları bu karanlık çağa taşımanın gayret ve çabası içerisinde oluruz.
– Hz. Ebubekir: Sıdk/doğruluk ve sadakat ahlakı
– Hz. Ömer: Kuvvet, güç ve adalet ahlakı
– Hz. Osman: Hayâ, edep ve infak ahlakı
– Hz. Ali: İlim, cesaret ve mücadele ahlakı
– Hz. Hatice: Fedakârlık, vefa ve annelik ahlakı
– Zübeyr b. Avvam: İhlâs ve dost ahlakı
– Talha ibn Ubeydullah: Kerem ve cömertlik ahlakı
– Ebû Ubeyde ibn Cerrah: Emanet ve emniyet ahlakı
– Abdurrahman ibn Avf: Ticaret, iş ve ehliyet ahlakı
– Sa’d b. Ebi Vakkas: Hamiyet ve hamaset ahlakı
– Said ibn Zeyd: Teslimiyet ve samimiyet ahlakı
– Aişe binti Ebubekir: İlim ve içtihat ahlakı
– Musab b. Ümeyr: Sevda ve aşk ahlakı
– Erkam b. Ebi’l-Erkam: Eğitim, öğretim ve bahçıvanlık ahlakı
– Ebûzer el-Gifârî: Tevazu, izzet ve zühd ahlakı
– Esma binti Yezid: Vakar ve itidal ahlakı
– Hz. Nesibe: Sabır ve iffet ahlakı
– Hz. Sümeyra: Analık ve adayış ahlakı
– Enes b. Nadir: Beklentisizlik ve cihad ahlakı
– Abdullah ibn Cahş: Takva ve şehadet ahlakı
– Ümmü Eymen binti Salebe: Rahmet ve merhamet ahlakı
– Habbab ibn Eret: Tevazu ve direniş ahlakı
– Abdullah ibn Mesud: Hüküm verme ve meselelere yaklaşım ahlakı
– Ammar b. Yasir: Hakka ittiba ve sebat ahlakı
– Bilâl-i Habeşî: Sevgi ve tevekkül ahlakı
– Selman-ı Fârisî: Hakikat arayışı ve güven ahlakı