Zilhicce Geceleri programımızın dördüncüsü, Muhterem Muhammed Emin YILDIRIM Hocamızın rehberliğinde gerçekleştirildi. Yoğun bir katılımın olduğu bu gecede muhterem hocamız “Ahlak Ve Sorumluluk Açısından Kurban” konulu söyleşisini icra ettiler.
Gerek şuan; Hac ibadetini yerine getirmek için Kabe-i Muazzama’da tavaf esnasında yükselen tekbirler ve gerekse Beyt-i Mamur’da melek kardeşlerimizin getirdikleri tesbih, takdis ve tenzihlere de bu geceden teşrik tekbirleri getirilerek, bu ilahi koroya eşlik edildikten sonra başlayan bu söyleşimizde öne çıkan hususlar şunlardı:
Kurbanın da bir ahlakı olduğu ve ahlaksız hiçbir ibadetin olmadığı…
Kurban; kurbiyettir, yaklaşmaktır, yakınlaşmaktır, yakınlaştırmaktır.
Kurban; teslimiyettir, teslim olmaktır, teslim etmektir, teslim ettirmektir.
Kurban; feda olmaktır, feda etmektir, feda ettirmektir.
Hz. İbrahim (a.s.) şahsında kurbiyet,
Hz. İsmail (a.s.) şahsında teslimiyet,
Hz. Hacer annemizin şahsında feda etmek,
Anasından süt yerine teslimiyet emen Hz. İsmail (a.s.)
Müslüman kimliği özgün bir kimliktir.
İbadetlerde üç şey; İllet, Hikmet, Maslahat.
Ve daha bir çok can alıcı noktaya temas eden muhterem hocamızın sohbetinden edindiğimiz bir hakikate daha işaret ederek, sizleri muhterem hocamıza tevdi ettiğimiz suallerle baş başa bırakmak istiyoruz.
Hocamızın sohbetinden edindiğimiz hakikat şudur; Cenab-ı Hakk (c.c.), Nebe suresinin 17. ayetinde “İnsanların ayrıştırılmalarının yapılacağı günden” bahseder. Ayrıştırılma sebebini bizler, Vakıa Suresinin 7, 8, 9 ve 10. ayetlerden öğreniyoruz. O Ayet-i Kerimelerde, insanların üç sınıfa ayrılacağını, amel defterlerini sağdan alacak olanlar, amel defterlerini soldan alacak olanlar ve sabikunlar. 11. ayette ise son sınıfa dahil olan sabikunlara özel bir muameleden bahseder. Der ki: “Onlar Mukarrebun’dandırlar… Yani yaklaştırılanlar… Cenab-ı Hakk (c.c.) bu sınıfı amel defterlerini sağdan alacak olanların dahi bir üst sınıfında değerlendiriyor ve ayrı bir önem atfediyor.
Aynı şekilde; büyüklerimizin Evrad-ı Ezkar’larına baktığımızda, münacatlarında; tevbe, istiğfardan sonra Cenab-ı Hakk’a tahmidler, takdislerde bulunduktan sonra Efendimiz’e (sas) salavatları selamları ile devam ederler. Daha sonra sırasıyla Hz. Cebrail, Mikail, İsrafil, Azrail’i de saydıktan sonra Melaiketi Mukarrabin’e sırayı getirirler. Yani Yaklaştırılan Melekler…
Sözün Özü: Kurban demek; yaklaşmak demek. Yakınlaşmak demek. Mukarrebun’lardan olmak demek. Yakınlaştırılmış olan sabikun’lardan olmak demek.
İşte, Siyer Vakfımızın kıymetli gönül dostları o gecenin feyiz ve bereketinden elde ettiğimiz bir kısım inci, mercanları dikkatlerinize sunduk. Şimdi, muhterem hocamıza tevdi ettiğimiz suallerle sizi baş başa bırakıyoruz.
Soru: Muhterem Hocam Kurban’ın ahlakı olur mu?
Soru: Hocam Zilhicce Ayının idraki ve kurbanların edası dersek bizimle neler paylaşabilirsiniz?
Soru: Sevgili hocam kurban nedir? Ne anlamamız gerekir bu kavramdan? Bununla ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Soru: Muhterem hocam; Efendimiz’in (sas): “Ben iki kurbanlık babanın oğluyum!” hadisi şerifini hatırlatmak istiyorum ve bu sözün ne anlama geldiğini müsadenizle sormak istiyorum.
Soru: Kıymetli hocam Efendimiz’in (sas) dünyasında Kurban desek, nasıl başladı bu süreç, özellikle ilk teşri kılınması nasıl oldu?
Soru: Muhterem hocam kurban ibadetine Efendimiz’in (sas) bu kadar önem vermesine, Sahabe’nin bu kadar hassasiyet göstermesine rağmen, üzülerek söyleyelim ki, bizlerin hayatından bu ibadet her geçen gün biraz daha çıkıp gidiyor. Bakıyoruz, vakıflara, derneklere havale ediliyor. Çocuklar bu heyecana dahil edilmiyor. Bu konuda neler söylersiniz?
Soru: Hocam, yarın inşallah hac yolcususunuz. Hepimiz sizden dua talep ediyor ve sizlere de dua ediyoruz. Bu vesile ile son sözlerinizi almak ve böylece programımızı nihayete erdirmek istiyorum.