Hadis Yılı Projesi kapsamında Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, Aksaray Kültür Merkezi, Aksaray Enderun Vakfı ve Birlik Vakfı Aksaray Şubesinin Aksaray’da ortak olarak düzenlediği programa katıldı.
Kur’an’ı Kerim tilaveti ile başlayan programda yapılan selamlama konuşmalarının ardından söz Muhammed Emin Yıldırım Hocamıza tevdi edildi. Katılımın yoğun olduğu gözlenen programda Hocamız “Nebevî Ufuk’ta Ümit Meltemi” konusunu işledi.
Günümüzün büyük problemlerinden olan ‘ümitsizlik ve moralsizlik’ konularına dikkat çeken Hocamız konuşmalarına şöyle devam etti: “Nebevi ufukta ümit dediğimiz zaman aklımıza gelmesi gereken ilk cümle şu olmalıdır; ‘Ümit imanın en büyük azığıdır’. Eğer bir yerde iman varsa orada umut vardır, ümit vardır. Çünkü iman ümitle başlar ve ümitsiz bir iman olamaz. Eğer bir mümin ümidini kaybederse, Allah korusun imanını da kaybeder.”
Allah’tan (cc) ümit kesenlerin sadece kâfirler olduğunu vurgulayan Hocamız, “Mümin ne yaşarsa yaşasın asla Rabbinden ümit kesmez. Çünkü bilir ki yaşadıkları Allah’ın dilemesi dışında gerçekleşen şeyler değil.” dedi.
Farkında olalım ya da olmayalım hepimizin bir şekliyle ümitsizlik girdabında olduğunu belirten Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, konferans boyunca asr-ı saadetten aktardığı anekdotlarla bizlere ümit aşıladı ve konferans sonrasında yerine getirmemiz adına hepimize bazı sorumluluklar yükledi.
1- Gelin öncelikle bir muhasebe yapalım, hangi alanda ümit konusunda eksiklerimiz var tespit edelim ve telafisi için gerekli adımları atalım.
a- Allah’a karşı takınmamız gereken ümitte bir sıkıntımız var mı?
Bir beşer olarak günah işlediğimiz zaman yüreğimiz yanıyor mu? İşlediğimiz o günahlar bizi sabahlara kadar rahatsız ediyor mu? Bir kardeşimiz “Sana hakkımı helal etmiyorum.” dediği zaman bu durumun dehşetini hissedebiliyor muyuz?
Fudayl b. İyâz (ra) kendi zamanı için diyor ki: “Eskiden birine Allah’tan kork dendiği zaman adamın ödü kopardı. Şimdi Allah’tan kork dediğin zaman ‘Ben ne yaptım ki Allah’tan korkayım’ diyor.”
Allah’tan ümit etmeliyiz ancak o ümidi kazanma adına havf (Allah korkusu) da onun yanında dengeli bir biçimde durmalı.
b- Hayatlarımızda Allah Resûlüne (sas) karşı ne kadar ümit var?
Eğer Resûlullah’a (sas) karşı ümidimiz olursa O’nun (sas) sünneti ile aramızdaki münasebet bambaşka olur. Yüreğimizde Resulullah’a (sas) karşı ümit olursa; O’nun (sas) hadislerini duyduğumuz zaman, sanki O’ndan (sas) duyuyormuş gibi üzerimize alıp hayatımıza yansıtma adına gayret edebiliriz.
c- İslam’dan ne kadar ümidimiz var?
İslam insanlığın hayat nizamıdır. Bu manada İslam’a ne kadar ümit besliyoruz, muhasebesini yapalım.
d- Müslümanlara ne kadar ümit besliyoruz?
“Aman Müslümanlar mı? Benden uzak dursun” mu diyoruz yoksa her şeye rağmen yine Müslümanlarla beraber iyiliği çoğaltma adına bir gayret içerisinde miyiz?
2- Zümer Sûresi 53. Ayet, Nisa Sûresi 104. Ayet ve Bakara Sûresi 218. Ayetlerini evlerimizde ailemizle beraber birkaç tefsir üzerinden okuyalım, bu ayetler üzerinden bize verilmek istenen ümit derslerini almaya çalışalım. Evlerimizde 1 saat bile olsa televizyon sussun, internet sussun, cep telefonları kapansın, Allah’ın kitabı konuşulsun.
3- Her geçen gün Müslümanların İslam’a olan ümitleri tükeniyor. Ellerimizin altındaki bu kadar nimete rağmen hayatlarımızda ciddi bir bereketsizlik var ve bu bereketsizlik morallerimize yansıyor. Ne yazık ki kimse kimseye selam vermiyor, birbirlerinin derdini sıkıntısını sormuyor. Gelin biz ümit var olalım, ümitsizlik içerisinde olanlara ümit aşılayalım, moral aşılayalım.
4- Şehirlerimizdeki gençler bizlere Allah’ın emanetidir. O emanete sahip çıkacak, bunun gayreti içinde olacağız. Bugün ümitsizlik girdabına düşen binlerce insan, vesvese hastalığına kapılan binlerce arkadaşımız, kardeşimiz var içimizde. Onlara el uzatmak da bizim sorumluluğumuzdur.
Muhammed Emin Yıldırım Hocamız Allah’a karşı beslememiz gereken hüsnü zan ile ilgili aktardığı hadisi şeriflerin ardından, bizlere umut ve ümit konusunda önemli mesajlar verdiği konferansını, yapmış olduğu dua ile nihayete erdirdi.