Siret-i Enbiyâ derslerimizde Hz. İshak (as) faslına ulaştık. Babası Hz. İbrâhim’i, abisi Hz. İsmâil’i tanıdıktan sonra sıra çok fazla tanınmayan bir peygamber olan Hz. İshak’a geldi. Muhammed Emin Yıldırım hocamız, “Âlim Bir Peygamber Hz. İshak (as)” serlevhasının altında, onun nasıl bir peygamber olduğunu, Kur’ân’ın ne ölçüde onu anlattığı ve ne gibi özelliklerle onun öne çıktığını çok önemli mesaj ve vurgularla anlattı.
Dersten Cümleler
Baba Hz. İbrâhim dedik ve uzunca bir ders silsilesi yaptık. Tam 13 derste Hz. İbrâhim’in mektebinin talebeleri olduk. Sonra abi Hz. İsmâil dedik ve 3 derste Hz. İsmâil’i çeşitli yönleri ile tanımaya çalıştık.
Bu derste kardeş Hz. İshak diyeceğiz ve o büyük peygamberi, İsrâiloğullarının atası olan o büyük peygamberi tanımaya çalışacağız.
Hz. İshak derslerimizde biraz daha farklı bir heyecan taşımaktayız…
Hz. İshak der demez karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor:
– Doğumu mucize olan bir peygamber
– Babası peygamber olan bir peygamber
– Abisi peygamber olan bir peygamber
– Oğlu peygamber olan bir peygamber
– Torunu peygamber olan bir peygamber (Hz. Yusuf)
– Soyundan onlarca peygamber gelen bir peygamber
Dersimizin serlevhası “Âlim Bir Peygamber Hz. İshak (as)”
Hz. İsmâil’in müjdelenmesi şöyle anlatıldı Saffat Süresi’nde…
فَبَشَّرْنَاهُ بِغُلَامٍ حَل۪يمٍ
“Biz de onu halîm bir çocukla müjdeledik.” (Sâffât 37/101)
Hz. İshak’ın müjdelenmesi ise şöyle anlatılır:
وَبَشَّرُوهُ بِغُلَامٍ عَل۪يمٍ
“…Ona âlim/bilgin bir oğul müjdelediler.” (Zâriyât 51/28)
اِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَامٍ عَل۪يمٍ
“Biz sana âlim bir oğul müjdeliyoruz dediler.” (Hicr, 15/53)
Peygamberler beşeri olarak zeki, çalışkan, gayretli, akıllı ve çok farklı kabiliyet ve mizaçları olan insanlardı. Bütün peygamberlerin ortak sıfatlarından biridir Fetanet… Fetanet, üstün zekâ, derin kavrayış yetisi ve kabiliyet demektir.
Âlim olmak, her şeyi bilmek demek değildir. Âlim olmak, bilinmesi zaruri olan şeyleri, derinlemesine bilmektir. Bilmediği şeyleri ise ehli olanlardan öğrenmekten asla geri durmamaktır.
Bir tablo: Hz. İbrâhim (as), Hz. İsmâil (as), Hz. İshak (as) ve Hz. Peygamber (sas)
Hz. İbrâhim’in birçok farklı yönü vardı ama onun en önemli özelliği Allah tarafından Halîl/Dost olarak edinilmesi idi.
Hz. İsmâil’in birçok farklı yönü vardı ama onun en önemli özelliği onun Halîm olması idi.
Hz. İshak’ın birçok farklı yönü vardı ama onun en önemli özelliği onun Âlim olması idi.
Babaları Halîl, Halîm ve Âlim olan Efendimiz (sas) onlardan bu özellikleri en üst düzeyde almış ve o bu silsilenin son halkası ve son mührü olarak Âlemlere Rahmet kılınmıştır.
Siyer’den biz bir beşerin hayatını okuyoruz ama aslında bütün bir beşeriyetin hayatını okuyoruz.
Kur’ân-ı Kerim’de Hz. İshâk (as)
1. Kur’ân-ı Kerim’de adı on yedi yerde geçen bir peygamberdir.
Bakara 2/133
Bakara 2/136
Bakara 2/140
Âl-i İmrân 3/84
Nisâ 4/163
En‘âm 6/84
Hûd 11/71 2 kez
Yûsuf 12/6
Yûsuf 12/38
İbrâhîm 14/39
Meryem 19/49
Enbiyâ 21/72
Ankebût 29/27
Sâffât 37/112
Sâffât 37/113
Sâd 38/45
Bu 17 kullanımların 5’şi Medenî, 12’si Mekkî’dir. Kur’ân nüzul sıralamasını dikkate alırsak, ilk kez Nübüvvetin 3. yılında nazil olan Sâd Sûresi’nde, ardından 5. yılda nazil olan Meryem Sûresi’nde, ardından 6. yılında Enbiyâ Sûresi’nde Hz. İshak’ın adı zikredilmiştir.
2. Kur’ân-ı Kerim’de adı, altı yerde babası ve abisi ile birlikte geçmektedir.
Bakara 2/133, 136, 140; Âl-i İmrân 3/84; en-Nisâ 4/163; İbrâhîm 14/39
3. Kur’ân-ı Kerim’de adı dokuz yerde abisi Hz. İsmâil anılmadan babası ve oğlu ile birlikte geçmektedir.
En‘âm 6/84; Hûd 11/71 (2 kez); Yûsuf 12/6, 38; Meryem 19/49; Enbiyâ 21/72; Ankebût 29/27; Sâffât 37/113; Sâd 38/45
4. Kur’ân-ı Kerim’de doğumunun müjdesi çok güzel mesajlarla aktarılan peygamberlerden biridir.
Kur’ân Hz. İsmâil’İn, Hz. Yahya’nın, Hz. İsa’nın ve Hz. İshak’ın doğum müjdeleri verilmiştir.
5. Kur’ân-ı Kerim’de doğumu, bir mucize olarak aktarılan peygamberlerden biridir.
Hatırlanacağı üzere doğumu mucize olan 4 peygamber vardır: Hz. Âdem, Hz. Yahya, Hz. İsâ ve Hz. İshak…
Bu dört peygamberin doğumları ile verdikleri bazı mesajlar var. Nedir bu mesajlar?
Hz. Âdem’in (as) mesajı şudur: Anne ve baba yokken de Allah yaratabilir mi? Evet!
Hz. İsâ’nın (as) mesajı şudur: Anne var ama baba yokken de Allah yaratabilir mi? Evet!
Hz. Yahya’nın (as) mesajı şudur: Anne ve baba çok yaşlı iken ve anne kısır iken Allah yaratabilir mi? Evet!
Hz. İshak’ın (as) mesajı şudur: Anne ve baba çok ama çok yaşlı iken ve yine anne kısır iken Allah yaratabilir mi? Evet!
O zaman Allah’a haşa, zor, imkânsız, mümkün değil, bilimsel olarak izah edilemez, bilim bunu asla kabul etmez diye bir şey söz konusu değildir. Allah dilerse nice imkânsız imkân dâhiline girer… Nice zor, kolay olur, nice dağlar yol olur.Yeter ki Allah istesin…
6. Kur’ân-ı Kerim’de hayatının safhaları, bebekliği, gençliği ve olgunluğu anlatılmayan peygamberlerden biridir.
7. Kur’ân-ı Kerim’de Yahudi ve Hıristiyanların onun hakkında ileri sürdükleri nice bilginin yanlış ve iftira olduğu aktarılan bir peygamberdir.
8. Kur’ân-ı Kerim’de vahiy aldığı açıkça belirtilen peygamberlerden biridir.
9. Kur’ân-ı Kerim’de hususiyetleri, yani şahsiyeti, özellikleri ve ayrıcalıkları çok önemli bilgilerle aktarılmış bir peygamberdir.
10. Kur’ân-ı Kerim’de babası Hz. İbrâhim’in, oğlu Hz. Ya’kub’un ve torunu Hz. Yûsuf’un lisanı ile anılan bir peygamberdir.
“İhtiyarlık halimde bana İsmâil’i ve İshak’ı lütfeden Allah’a hamd olsun. Şüphesiz ki Rabbim duamı çok iyi işitir.” (İbrâhim 14/39)
Hz. Ya’kub’un dilinden de şunu okuyoruz: “Yoksa Ya’kub’a ölüm geldiği zaman siz orada mı idiniz? O zaman (Ya’kub) oğullarına: ‘Benden sonra kime kulluk edeceksiniz?’ demişti. Onlar: ‘Senin ve ataların İbrâhim, İsmâil ve İshak’ın ilâhı olan tek Allah’a kulluk edeceğiz; biz ancak O’na teslim olmuşuzdur!’ dediler.” (Bakara 2/133)
Hz. Yûsuf diyor ki: “Atalarım İbrâhim, İshak ve Ya’kub’un dinine uydum. Allah’a herhangi bir şeyi ortak koşmamız bize yaraşmaz. Bu, Allah’ın bize ve insanlara olan lütfundandır. Fakat insanların çoğu şükretmezler.” (Yûsuf 12/38)
“Biz, Allah’a ve bize indirilene; İbrâhim, İsmâil, İshak, Ya’kub ve esbâta indirilene, Musa ve İsa’ya verilenlerle Rableri tarafından diğer peygamberlere verilenlere, onlardan hiçbiri arasında fark gözetmeksizin inandık ve biz sadece Allah’a teslim olduk, deyin.” (Bakara 2/136)
“De ki: Biz, Allah’a, bize indirilene, İbrâhim, İsmâil, İshak, Ya’kub ve Ya’kub oğullarına indirilenlere, Musa, İsa ve (diğer) peygamberlere Rableri tarafından verilenlere iman ettik. Onları birbirinden asla ayırt etmeyiz. Biz ancak O’na teslim oluruz.” (Âl-i İmrân 3/84)
La Nuferriku/Biz asla ayırt etmeyiz, aralarına fark koymayız, birini diğerinden koparmayız.
“Nebi/Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. ‘Allah’ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır!’ dediler.” (Bakara 2/285)
“La Nuferriku” demek; peygamberlerin hepsi fazilet, hususiyet, özellik açısından aynı demek değildir.
“O peygamberlerin bir kısmını diğer kısmına fazilet ve meziyet itibari ile üstün kıldık. Allah onlardan bir kısmı ile konuşmuş, bazılarını da derece derece yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa’ya açık mucizeler verdik ve onu Rûhu’l-Kudüs ile güçlendirdik…” (Bakara 2/253)
Demek ki; “La Nuferriku” demek, Peygamberlerin hepsi fazilet, hususiyet, özellik açısından aynı demek değildir. O zaman biz nasıl anlamalıyız bu ifadeyi… Bakın benim güzel kardeşlerim, bu ifade bizim imanımız ile alakalı bir ifadedir. Biz gönderilen bütün peygamberlere iman etmek zorundayız. Dolayısı ile Rabbimiz bu ifade ile bize çok önemli bir mesaj vermektedir.
Gönderilen bütün peygamberlerin arasında;
– Bakîliğin
– Birliğin
– Bütünlüğün
– Beraberliğin
– Birleştirmenin
olduğunu aleme duyurur.
Gönderilen bütün peygamberlerin, ortak bir din, ortak bir akide, ortak bir dava, ortak bir hedef ve temel konularda ortak bir menhec üzere olduklarını görürüz.
Biz her “La Nuferriku” derken şu mesajları dediğimizin çok iyi farkında olalım:
– Gönderen Allah ise nasıl birbirinden ayırabiliriz ki?
– Seçen Allah ise nasıl birini sever, diğerini düşman olabiliriz ki?
– Görevlendiren Allah ise nasıl birbirlerine rakip olarak görebiliriz ki?
– Değer ve kıymetlerini takdir eden Allah ise nasıl kıymetlerine karşı kanaatsizlik edebiliriz ki?
– Onları seven ve beğenen Allah ise nasıl biz kendimize başka örnek ve modeller edinebiliriz ki?