Sîret-i Enbiyâ derslerimizde Hz. Lokmân yürüyüşümüz devam ediyor. Onun hakkında yaptığımız ikinci derste Muhammed Emin Yıldırım hocamız, “Babalığı Hz. Lokmân’dan Öğrenelim” serlevhasının altında, Hz. Lokmân’ın nasıl bir baba olduğuna, oğluna ne gibi nasihatlerde bulunduğuna, bu nasihatleri nasıl bir üslûp ve usûl ile yaptığına ve bütün bunların bizim dünyamıza ne gibi mesajlar verdiğine değindi. Haftaya inşallah Hz. Lokmân’ın oğluna nasihatlerine devam edeceğiz.
Dersten Cümleler
Receb-i Şerîf’in bu bereketli ikliminde Kur’ân’ı Kerim’in tek bir yerde tek bir kıssa ile bize anlattığı Hz. Lokmân’ı biraz olsun tanımak ve bize verdiği mesajları üzerimize almak için buradayız…
Geçen ders sorulan soru: “Hz. Lokmân’ın oğluna ilk dersi ne olmuştur?”
İlk ders: Muhabbet’tir.
Unutmayalım; Muhabbet yoksa Merhamet yoktur; Merhamet yoksa Tedrisat/Eğitim-Öğretim yoktur.
İslâm’ın ilim geleneği, usulünü “merhamet” üzerine bina edilmiştir.
Unutmayalım;
Muhabbet yoksa Hocalık yoktur.
Muhabbet yoksa Talebelik yoktur.
Muhabbet yoksa Eşlik yani karı-koca iletişimi yoktur.
Muhabbet yoksa Davetçilik yoktur.
Sevginin olmadığı bir yerde hayır ve bereket yoktur.
Hz. Lokmân’ın oğlunun adı, ya En’um ya Miskem ya da daha çoğunluğun rivayetine göre Saran’dı. En az 40 yaşlarında idi. Evliydi. Hem kendisi hem hanımı, Hz. Lokmân’ın yıllarca öğüt ve nasihatine rağmen küfürde idiler.
يَا بُنَيَّ ارْكَبْۭۗ مَعَنَا وَلَا تَكُنْ مَعَ الْكَافِر۪ينَ
“Ey Yavrucuğum! Bizimle beraber sen de (gemiye) bin, inkârcılarla birlikte olma!” diye seslendi.” (Hûd 11/42)
Efendimiz (sas) bir gün sahâbeye: “Ümmetimin çocuklarına, şeytanın ortak çıkmasından korkarım!” demiştir. “Yâ Resûlullah! Böyle olmaması için şeytanın tesirini nasıl kırabiliriz?” diye sorulduğunda Efendimiz (sas), şu şekilde cevap vermiştir: “Onlara sevgiyi ve hayâyı öğreterek!”
Dârü’l-Erkam’da Peygamberimiz (sas) sahâbeyi üçlü bir sistem ile yetiştirdi? Neydi bunlar?
1- İtikadî eğitim / Sağlam bir akidenin inşası
2- Aklî eğitim / Kavramların inşası
3- Ruhî eğitim / İradenin inşası
Lokmân sûresi’nin 12 ile 19 âyetleri arasını farklı noktaları eksene alarak okumaya tabi tutarsak, çok önemli mesajlar elde ederiz.
Mesela;
1. Bir baba veya annenin çocuk yetiştirirken dikkat etmesi gereken hususlar
2. Bir muallim veya hocanın tedrisatta kuşanması gereken vasıflar
3. Bir tedrisat veya eğitimde ehemmiyet verilmesi ve korunması gereken sıralamalar
4. Bir müfredat veya programda mutlaka olması gereken dersler
5. Bir davetçi veya tebliğcinin hassas olması gereken alanlar
Geçen ders 5 soru sormuştuk:
1- Ne öğrenelim?
2- Neden öğrenelim?
3- Nasıl öğrenelim?
4- Hangi sırayla öğrenelim?
5- Kiminle öğrenelim?
1- Ne öğrenelim?
– Zaruri olanı
– Faydalı olanı
– Hayırlı olanı
– Önemli olanı
– Öncelikli olanı
2- Neden öğrenelim?
– İnsan olmak için
– Mümin olmak için
– Muhsin olmak için
– Özgür olmak için
– Halife olmak için
3- Nasıl öğrenelim?
– Bizden öncekilere bakarak
– İyileri ve iyiliği örnek alarak
– Kötülerden ve kötülükten ibret alarak
– Acele etmeyip, sabrı kuşanarak
– İstikrar ve istikameti esas alarak
4- Hangi sırayla öğrenelim?
Din 4 katlı bir binadır:
– Akide/İtikat
– Ahlâk
– İbadet
– Muamelat
5- Kiminle öğrenelim?
– Muhabbet ve merhamet sahibi ile
– Vefa ve hayâ sahibi ile
– Ehliyet ve liyakat sahibi ile
– Temsiliyet ve bütünlük sahibi ile
– İstiğna ve istikamet sahibi ile
Ne zaman nazil oluyor Lokmân sûresi? Bizim kitaplarımızda şöyle bir cümle geçer: Sâffât sûresinden sonra, Sebe’ sûresinden önce Mekke döneminin ortalarında inmiştir. Dolayısı ile Lokman sûresi de Nübüvvetin 7. veya 8. yıllarında böyle yer demir gök bakır olduğu yıllarda nazil olmuştur.
Lokman sûresinin ilk 11 âyetinin bize verdiği mesajları:
1- Sûre Hurûf-u mukattaa ile başlar ve Kur’ân’ın hikmet dolu bir kitap olduğuna dikkatler çekilir.
2- Kur’ân’ın muhsinler için bir hidâyet ve rahmet kaynağı olduğu söylenir.
3- Arkasından muhsinlerin vasıfları birer birer sayılır.
Nedir burada sayılan özellikler?
– Namazı dosdoğru kılmaları
– Zekâtı tastamam vermeleri
– Âhirete kesinkes inanmaları
– Doğru yolda doğru bir şekilde yürümeleri
– İstikrar ve istikametlerinden dolayı eşsiz bir mükâfata mazhar kılınmaları
4- Muhsinlerden sonra mücrimlerin özelliklerine dikkat çekilir.
Mücrimlerin özellikleri neler?
– Lehve’l-Hadis’in arkasında olmaları
– Allah yolundan sapmaları ve saptırmaları
– Kur’ân’ı alaya almaları
– Hakikatleri duyduğu zaman duymamazlıktan gelmeleri
– Dehşet verici bir azaba çarptırılacakları
5- İman edenlerin ve salih amel işleyenlerin kazanacakları mükâfatların büyüklüğüne dikkat çekilir.
6- Bakışlar ve düşünceler kâinat kitabına yöneltilir ve insanın etrafındaki bu âyetleri de okuması istenir.
وَلَقَدْ اٰتَيْنَا لُقْمٰنَ الْحِكْمَةَ اَنِ اشْكُرْ لِلّٰهِۜ وَمَنْ يَشْكُرْ فَاِنَّمَا يَشْكُرُ لِنَفْسِه۪ۚ وَمَنْ كَفَرَ فَاِنَّ اللّٰهَ غَنِيٌّ حَم۪يدٌ
“Andolsun biz Lokmân’a: ‘Allah’a şükret!’ diyerek hikmet verdik. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden de bilsin ki, Allah hiçbir şeye muhtaç değildir, her türlü övgüye lâyıktır.” (Lokmân 31/12)
Kur’ân-ı Kerîm’de hikmet kavramı, on yerde kitap kelimesiyle beraber olmak üzere yirmi defa geçmektedir; iki yerde “el” takısız, 18 yerde “el-Hikme” şeklinde geçmektedir.
Âyette kırmızı yazılan iki yer:
Yeşkuru: Şükür eder (Mudari fiil/ geniş zamanlı fiil)
Kefera: Nankörlük etti (Mazi fiil/geçmiş zamanlı fiil)
وَاِذْ قَالَ لُقْمٰنُ لِابْنِه۪ وَهُوَ يَعِظُهُ يَا بُنَيَّ لَا تُشْرِكْ بِاللّٰهِۜ اِنَّ الشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظ۪يمٌ
“Lokmân, oğluna öğüt vererek: Yavrucuğum! Allah’a ortak koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür, demişti.” (Lokmân 31/13)
İlk ders neydi? Muhabbet (Yâ Büneyye)
İkinci ders nedir? Tevhid
Allah (cc) hem yaratan, hem yaşatan hem de yönetendir.
Yaratma meselesinde asla Allah’a şirk koşma!
Yaşatma meselesinde asla Allah’a şirk koşma!
Yönetme meselesinde asla Allah’a şirk koşma!
“Abdullah b. Mes’ûd şöyle rivayet etti:
اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟
“İman edip de imanlarına zulmü (şirki) bulaştırmayanlar var ya; işte güven onların hakkıdır. Doğru yolu bulmuş olanlar da onlardır.” (En’âm, 6/82) ayeti inince, bu durum Allah Resûlü’nün (sas) ashabına ağır geldi ve şöyle dediler: ‘Hangimiz nefsine zulmetmez ki?’ Bunun üzerine Resûlullah (sas) şöyle buyurdu: ‘Bu, sizin zannettiğiniz gibi değildir. Bu, Lokman’ın oğluna dediği gibi bir şeydir: ‘Ey oğlum! Allah’a şirk koşma. Şüphesiz şirk, çok büyük bir zulümdür.‘‘ (Lokman, 31/13).” (Müslim, “İman”, 197)
Zulüm nedir? Bir şeyi yerinden etmek, hikmet ise bir şeyi yerli yerine koymaktır.
Şirk, yaratanın hukukunu zedelediği için zulümdür.
Yaratılanın hukukunu yerle bir ettiği için zulümdür.
Kişinin kendi hukukunu korumadığı için zulümdür.
Eşyanın/varlığın yasasını bozduğu için zulümdür.
Verilen nimetlere hakkıyla şükür etmediği için zulümdür.
وَاٰتٰيكُمْ مِنْ كُلِّ مَا سَاَلْتُمُوهُۜ وَاِنْ تَعُدُّوا نِعْمَتَ اللّٰهِ لَا تُحْصُوهَاۜ اِنَّ الْاِنْسَانَ لَظَلُومٌ كَفَّارٌ۟
“O size istediğiniz her şeyden verdi. Allah’ın nimetini sayacak olsanız asla sayamazsınız. Doğrusu insan çok zalim, çok nankördür!” (İbrâhim 14/34)
وَوَصَّيْنَا الْاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِۚ حَمَلَتْهُ اُمُّهُ وَهْنًا عَلٰى وَهْنٍ وَفِصَالُهُ ف۪ي عَامَيْنِ اَنِ اشْكُرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيْكَۜ اِلَيَّ الْمَص۪يرُ
“Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü annesi onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce bana, sonra da ana-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak banadır.” (Lokmân 31/14)
“Vevassaynâ-l-insâne bivâlideyhi” Bu kalıbı Kur’an-ı Kerim, sadece üç yerde kullanıyor:
– Ankebût 29/8
– Ahkâf 46/15
– Lokmân 31/14
Annelerin üç sıkıntısı?
– Hamile kalması
– Zorluklarla doğurması
– En az iki yıl emzirmesi
“İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a şükür etmiş olmaz.” İşte bu nebevî ilkeden dolayı Hz. Lokmân oğluna 4. dersi de veriyor:
4. Ders: İnsanlara teşekkür etmek
Lokman suresi 15. âyeti de okuyoruz:
وَاِنْ جَاهَدَاكَ عَلٰٓى اَنْ تُشْرِكَ ب۪ي مَا لَيْسَ لَكَ بِه۪ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا وَصَاحِبْهُمَا فِي الدُّنْيَا مَعْرُوفًاۘ وَاتَّبِعْ سَب۪يلَ مَنْ اَنَابَ اِلَيَّۚ ثُمَّ اِلَيَّ مَرْجِعُكُمْ فَاُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
“Eğer onlar seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi (körü körüne) bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonunda dönüşünüz ancak banadır. O zaman size, yapmış olduklarınızı haber veririm.” (Lokmân 31/15)
5. Ders: İtaatin gerekliliğine ve sınırlarına uymak
Temel kaide nedir?
لاَ طَاعَةَ لِمَخْلُوقٍ فِي مَعْصِيَةِ الْخَالِقِ
“Allah’a masiyet konusunda kullara itaat yoktur. (Buhârî, “Cihâd” 107).
وَاتَّبِعْ سَب۪يلَ مَنْ اَنَابَ اِلَيَّۚ
“Bana yönelenlerin yoluna uy.”
6. Ders: İyilerle beraber olmak ve iyiliği yaymak
7. Ders: Öteki hayatı unutmamak ve hesapta mahcup olmamak üzere bir ömür yaşamak
Verilen 7 ders:
1. Ders: Muhabbet
2. Ders: Tevhid
3. Ders: Anne ve babaya ihsan ile muamele etmek
4. Ders: İnsanlara teşekkür etmek
5. Ders: İtaatin gerekliliğine ve sınırlarına uymak
6. Ders: İyilerle beraber olmak ve iyiliği yaymak
7. Ders: Öteki hayatı unutmamak ve hesapta mahcup olmamak üzere bir ömür yaşamak
Buradaki 7 ders 7 şeyin hakkıdır değil mi?
Muhabbet; İnsanlığımızın hakkı
Tevhid; Allah’ın Hakkı
Ana-babaya İhsan; Hayatın Hakkı
İnsanlara teşekkür etmek; Nimetin Hakkı
İtaatin gerekliği ve sınırları; İslam Cemaatinden Olmanın Hakkı
İyilerle beraber olmak ve iyiliği yaymak; Saadetin Hakkı
Öteki hayatı unutmamak ve hesapta mahcup olmamak üzere bir ömür yaşamak; Kulluğun Hakkı
Lokmân sûresi 14. ve 15. Hamiyet Kahramanı, Bir Aslan Pençesi olan Sa’d b. Ebî Vakkas’ın âyetidir.
Annesinin ismi: Hamne bint Süfyân’dı.
“Ey anneciğim! Vallahi bil ki, eğer yüz canın olsa ve her bir canın birbiri ardınca çıksa, yine de bu dinimden vazgeçmem. Artık ister ye, ister yeme.’ Bunun üzerine annem yemeye başladı.” (İbn Kesir, Tefsirü’l-Kur’ani’l-Azim, 6/337)