Kur’an’da Furkan günü olarak geçen ve Bedir Gazvesinin Hicri yıldönümü olan Ramazan ayının 17. Gecesi Siyer Vakfımızın düzenlemiş olduğu Bedir Gecesi programıyla ihya edildi.
Eyüp Kültür ve Sanat Merkezinde gerçekleştirilen program Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Yoğun katılımın gözlendiği programda Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından söz, “Bedir’de Yankılanan Parola: Ahad Ahad…” serlevhalı konferansını yapmak üzere Muhammed Emin Yıldırım Hocamıza tevdi edildi.
Şu an İslam coğrafyalarında çok büyük acılar yaşadığımıza değinerek sözlerine başlayan Hocamız, bütün bu imtihanların gölgesinde umutlarımızı yeniden yeşertecek bir sese ihtiyacımız olduğunu söyledi ve şunları aktardı:
“O ses benim çatlak sesim olmaz! On dört asır önce Bedrin meydanındaki Hubâb b. Münzir’in (ra), Ebû Eyyûb El-Ensârî’nin (ra), ‘Ben buradayım ya Resûlullah! Vereceğin her türlü göreve de hazırım.’ diyen Zübeyr b. Avvâm’ın (ra) sesine ihtiyacımız var bizim. Bedir’i gerçekten anlayabilirsek hayatımız değişecek, eğer Bedir mektebine hakkıyla talebe olabilirsek bu mektep bizi adam edecek.”
Tarihi konuşurken gayemizin menkıbe dinlemek olmadığını belirten Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, “Biz tarihte kalmak için değil, bugünü ihya ve inşa etmek için tarihi konuşacağız.” dedi.
Bu sene onuncusu düzenlenen Bedir Gecesi programlarında bu zamana kadar cihad, vefa, istişare, asabiyet gibi farklı konuların işlendiğini hatırlatan Hocamız, bu sene “Bedir’de Yankılanan Parola: Ahad Ahad!” serlevhası altında Bedir’den, İslam’ın temel meselesi olan tevhid adına dersler alacağımızı belirtti.
Tevhid’in dinin olmazsa olmazı, özü olduğunu söyleyen Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, şunları aktardı:
“Bu dinin üç temel esası var. Zeminde tevhid, gövdede adalet, dallarda ise meşveret…
Tevhid 23 yıl boyunca Allah Resûlünün (sas) gündeminden hiç düşmeyen bir meseledir. Bizler Müslüman olduğumuzu iddia ediyoruz ancak tevhid meselesinde ciddi problemlerimiz var. Zemin zayıf olduğu için de ufacık bir imtihanla karşı karşıya kaldığımız zaman hemen iddialarımızdan, davalarımızdan vazgeçiyoruz.”
Muhammed Emin Yıldırım Hocamız konferansının devamında Sahâbe tevhidi nasıl bu kadar doğru anladı ve biz ne yaparsak tevhidi anlarız sorularına cevap verdi.
“Bunun üç yolu var:
1- Doğru ve güvenilir bir rehber
2- Hakikatın şanına uygun şekilde bir üslup
3- Bu hakikati anlamaya hazır biçimde duru bir zihin.
Eğer bunlar bizde olursa bizler de tevhidi anlarız. Eğer bunlar olmazsa imanın tadını alamaz, sadece dedikodusunu yapar dururuz. Dolayısıyla bu üç şeyi elde etmekle mükellefiz.”
Allah Resûlü’nün (sas) her gazvede, savaş meydanındaki dost ve düşman askerlerinin ayırd edilmesi için bir parola belirlediğine dikkat çeken Hocamız, Bedir Savaşının parolasının da Efendimiz (sas) tarafından “Ahadun Ahad” olarak seçildiğini belirtti ve bir aile üzerinden Bedir’e dair çok önemli sahneleri bizlerin nazarlarına verdi.
Baba Hâris b. Rifâa (ra), anne Sümeyra bt. Ubeyd (ra) ve çocukları Avf, Muâz ve Muavviz olan ailenin iman yolculukları ve Allah’ın (cc) ve Allah Resûlünün (sas) dostuna dost, düşmanlarına düşman olacak şekilde onu sevmelerini anlatan Hocamız, konferansının sonunda alacağımız mesajları da bu aile üzerinden bizlerle paylaştı.
1- Eğer bir baba “Ahad” isminin hakkını anlarsa Hâris b. Rifâa (ra) gibi, çocuklarının dünyasından daha çok ahireti için yanar; kendini ve ehlini yakıtı insanlardan ve taşlar olan cehennem azabından kurtarmak için çırpınır durur. (Bkz. Tahrim Sûresi, 6) Ey Bedir Mektebinin talebesi! Böyle bir baba olmaya var mısın?
2- Eğer bir anne “Ahad” ismini hakkıyla anlarsa Sümeyra bt. Ubeyd (ra) gibi, evini iman ve peygamber sevdası ile donatır. Sıkmadan, bıktırmadan, bezdirmeden, eşinin ve çocuklarının iman selameti için gayret eder. Ey Bedir Mektebinin talebesi! Böyle bir anne olmaya var mısın?
3- Eğer bir abi “Ahad” ismini hakkıyla anlarsa Avf b. Hâris (ra) gibi, İslam’ın dostlarına dost, düşmanlarına düşman olur, dualarının başına şehadeti koyar, o şehadete ancak sadakatle ulaşabileceğini unutmaz ve bunun için gayret eder durur, kendinden sonra gelenlere güzel bir örneklik bırakır. Ey Bedir Mektebinin talebesi! Böyle bir abi olmaya var mısın?
4- Eğer bir kardeş “Ahad” ismini hakkıyla anlarsa Muâz b. Hâris (ra) gibi, kardeşliğin gereği kendinden öncekilerin hayır adımlarını izler, kendi ile beraber olanların elini asla bırakmaz. Öğrendiği hakikatleri yaşar ve yaşatmaya çalışır, temsil etmenin sorumluluğunu bir an olsun ihmal etmez. Ey Bedir Mektebinin talebesi! Böyle bir kardeş olmaya var mısın?
5- Eğer bir genç “Ahad” ismini hakkıyla anlarsa Muavviz b. Hâris (ra) gibi, gençliğini boş ve anlamsız işer için harcamaz, o gençliğin kendisine arşın gölgesini kazandırtacak bir imkan olduğunu hiç bir zaman hatırından çıkartmaz. Koşar, coşar her gün bir başkasına Allah’ı anlatmak için gayret eder. Ey Bedir Mektebinin talebesi! Böyle bir genç olmaya var mısın?
Bedir Gecesi programımız Muhammed Emin Yıldırım Hocamızın konferansın sonunda yapmış olduğu dua ve akabinde cemaatle kılınan teravih namazının ardından nihayete erdi.
Rabbimiz bu ümmeti, yeniden kendisinin yardımını hak edecek kıvama getirsin ve bizleri yeni Bedirlere eriştirsin.