Kur’an’da Furkan günü olarak geçen ve Bedir Gazvesinin Hicri yıldönümü olan Ramazan ayının 17. Gecesi Siyer Vakfımızın düzenlemiş olduğu Bedir Gecesi programıyla ihya edildi.
Siyer Esntitüsü bahçemizde gerçekleştirilen program Kur’an’ı Kerim tilavetiyle başladı. Yoğun katılımın gözlendiği programda Kur’an’ı Kerim tilavetinin ardından söz, “Bedir’de Ayaklar Altına Alınan Bir Hastalık: Asabiyet” konulu dersini yapmak üzere Muhammed Emin Yıldırım Hocamıza tevdi edildi.
Yedi senedir devam eden ve bu sene sekizincisi düzenlenen programda Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, şeytani bir hastalık olan ve İslam düşmanlarının iştahını kabartan asabiyet hastalığını anlattı.
Yeniden Bedirler yaşamak için Bediri iyi anlamak zorunda olduğumuzu belirterek sözlerine başlayan Hocamız, “Eğer yaşadığımız kulluktan Allah razı olsun istiyorsak, asr-ı saadete yaslanarak yürümeli, kulluğumuzun kodlarını oradan almalıyız.” dedi.
Tarihin kimileri tarafından aşırı sahiplenildiği, kimileri tarafından da kıymet verilmediğini belirten Muhammed Emin Yıldırım Hocamız tarihle Müslümanlar arasında olması gereken ilişkiye dair şunları aktardı: “Yeri geldiği zaman Milattan önce yaşamış kimi düşünürleri ilim adına bize takdim eden insanlar, tarihi kaynaklarımıza şüphe düşürerek bizim tarihle olan bağımızı koparmaya çalışıyorlar. Kur’an’ın tarih şuuru bize şunu söyler: Tarihin hiç bir sayfasını tabulaştırma, tarihe bak ve ders çıkar. İyi olanları yeniden tekerrür ettirmek için bu çağa taşı, yanlış olanları ise anla ve onları tekerrür ettirmekten kaçın.”
Şeytani Bir Hastalık: Asabiyet
Asabiyetin insanın kendi kazanımları ile elde etmediği değerler ile büyüklenmesi ve karşısındakini küçük görmesi olduğunu söyleyen Hocamız, asabiyetin sadece ırkçılıkla sınırlı olmadığına, mensubiyet asabiyeti, cinsiyet asabiyeti, yaş asabiyeti gibi hastalıklara da zaman zaman düşebildiğimize dikkat çekti.
Asabiyet hastalığının adalet duygusunu zedelediğini, adaletin olmadığı yerde ise adavetin yani düşmanlığın olacağını belirten Muhammed Emin Yıldırım Hocamız “Eğer Müminler kardeştir meselesini Allah’ın istediği gibi anlasaydık Müslümanlar olarak bu kadar birbirimizi yemezdik. Bugün Müslümanların birbirlerine verdiği zararı gayrimüslimler Müslümanlara vermiyor.” dedi.
Bedir meydanlarındaki şehadet aşığı gençleri anlatan Hocamız, bugün bizlerin bırakın şehadet sevdalısı gençler yetiştirmeyi, çocuklarımıza namazı dahi kıldıramadığımıza dikkat çekerek, “Biz yüreklerimizde o sevdayı taşıyamadığımız için, çocuklarımıza da o sevdayı yansıtamıyor, o sevdayı aşılayamıyoruz.” dedi.
İmanla asabiyetin kavgası olan Bedir Gazvesinden, asabiyetin insanı hangi noktalara götürdüğüne dair sahneler anlatan Hocamız, Bedir Mektebinden asabiyet adına almamız gereken mesajları bizlerle paylaştı.
1. Ey Bedir Mektebi’nin Talebesi! Bu mektebin Muallimi (sas): “Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız. Âdem de topraktan yaratılmıştır. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arab’a, beyazın siyaha, siyahın beyaza hiçbir üstünlüğü yoktur. Üstünlük sadece takvadadır.” diyorken, sen başka bir üstünlük alameti mi arayacaksın?
2. Ey Bedir Mektebi’nin Talebesi! Bu mektebin Muallimi (sas): “Şeref asla bir ırka ve kavme mensup olmakta değil, sadece Allah’a iman etmekte ve O’na kayıtsız ve şartsız itaat etmektedir. Allah’a iman ve itaat edenler hep birlikte şerefi elde ederler.” diyorken, sen başka bir şeref mi arayacaksın?
3. Ey Bedir Mektebi’nin Talebesi! Bu mektebin Muallimi : “İnsanın kendi kavmini/kabilesini sevmesi ırkçılık değildir, asıl ırkçılık zalim olmasına rağmen sırf kendi kabilenden diye ona arka çıkmandır.” diyorken, sen adaleti zedeleyip başka değerler mi arayacaksın?
4. Ey Bedir Mektebi’nin Talebesi! Bu mektebin Muallimi: “Kim asabiyetin savunuculuğunu yaparak veya asabiyetçiliğe/ırkçılığa destek vererek, yoldan çıkmış bir topluluğun bayrağı altında öldürülürse, onun ölümü cahiliye ehlinin ölümü gibidir.” diyorken, sen cahiliye çizgisini mi arayacaksın?
5. Ey Bedir Mektebi’nin Talebesi! Bu mektebin Muallimi: “Irkçılığa çağıran bizden değildir. Irkçılık davası uğruna savaşan bizden değildir. Irkçılık davası uğruna ölen bizden değildir.” diyorken, sen ümmet potasından başka bir yer mi arayacaksın?
Program, ümmet coğrafyamızda yaşanan Uhudların Bedirlere çevrilmesi adına zulüm gören kardeşlerimiz ve ülkemiz için yapılan dua ile nihayete erdi.