Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, Afyon Kocatepe Üniversitesi Kültür Merkezi’nde “Çağın Ashab-ı Kehf’i Olmak” başlıklı konferansı ile Afyon halkına ve üniversite öğrencilerine hitap etti. Sözlerine, “Ey sahabenin sesine ve sedasına ev sahipliği yapan Afyonlu kardeşlerim! Allah da sizin sesinizi nefesinizi daim eylesin, kaim eylesin.” diyerek başlayan Hocamız şöyle devam etti:
“Kitabımız Kur’an-ı Kerim bir tarih kitabı değildir. Ders almamız için bize örnekler anlatır. Peygamberlerin mücadelelerini anlattığı gibi bahsettiği topluluklar da vardır. Ashab-ı Kehf gibi.”
Kitabımız Kur’an’da anlatılan Ashab-ı Kehf’in kıssasının bir avuç iman eden gencin, iman mücadelesi olduğunu belirten Hocamız, “Arkalarına bakmadan yürüyen bir avuç müminin kehf’idir anlatılan, onların kehf’i (mağaraları) mektepleridir. Devrin zalimlerine karşı “la” diyerek karşı durmuş ve Allah’a İman etmişlerdir.” dedi.
Ashab-ı Kehf’in hayatından örnek alacağımız çok husus olduğunu dile getiren Hocamız, Müslümanlarının Ashab-ı Kehf’in sayılarına, mağaranın yerine, kaç yıl uyuduklarına takıldığını ama Allah’ın muradının malumat değil marifet olduğunu, ancak marifete bakarsak imanımız artacağını vurguladı ve “Ey gençler! Bize takılmayın. Biz rahatı keyfe çevirdik. Siz Ashab-ı Kehf gibi önünüzde rehber olmasa bile yürüyün.” Dedi.
Çağın Ashab-ı Kehf’i olmak için marifete bakmamız lazım:
1- Ashab-ı Kehf asla “ashabı keyf” değildi.
Bir insan rahatını ve konforunu terk edemiyorsa, okudukları sadece Kur’an’da kalacak, hayatına bir şey taşıyamayacaktır. Onlar keyiflerini Ashab-ı Kehf olmak için terk etmişlerdir.
2- Ashab-ı Kehf asla “bahane ashabı” değildi.
Eğer bahanen varsa Allah seni o bahanelerine mecbur ve mahkûm bırakır. Ey genç Müslüman! Sen ashabı bahane değilsin. Sen bu çağın Ashab-ı Kehf’i olmalısın.
3- Ashab-ı Kehf asla korkak değildi. Onlar Tevhid akidesini öyle doğru anladılar ki, yalnız sana ibadet eder yalnız senden yardım dileriz, diyerek teslim oldular Allah’a.
4- Ashab-ı Kehf kesinlikle tembel değildi.
Tembellik yapan, sorumluluklarına vakit ayırmayan insan Ashab-ı Kehf olamaz. Bu çağın Ashab-ı Kehf’i olmak isteyen zahid olmalıdır. Bu çağın Ashab-ı Kehf’i mütevekkildir. Aksi halde davranan risalet davasına ihanet eder.
5- Ashab-ı Kehf kesinlikle gayesiz, hedefsiz değildi.
Bir avuç insan dahi olsan; imanı yaşamalı, insanlara taşımalısın. İmandan mahrum yüreklere imanı taşırsan çağın Ashab-ı Kehf’i olursun.
Muhammed Emin Yıldırım Hocamız programa katılan genç kardeşlerimize “Çağın Ashab-ı Kehfi” olmaları için ihtiyaç duyacakları azıklarını 5 maddede sıraladı.
Ne yaparsak bu çağın Ashab-ı Kehf’i oluruz?
1- Sahih bir iman: Hakiki imanı bilmeyen bir insan imanın gereğini yerine getiremez.
2- Selim bir kalp: Kalplerimiz hasta, takva ile ruh terbiyesi ile iradenin hakkını vermeliyiz.
3- Salih bir amel: Amellerimizi salih bir amel ile şekillenen ibadetler ile beslemeliyiz.
4- Sadık dost: Sadıklarla beraber olursanız sadık olursunuz. Sadık dost aramayın, sadık dost olun.
5- Sebatı kuşanan bir beden: Yol yürümek için sabrı ve sebatı kuşanmalıyız.
“Belki Kur’an bizden bahsetmeyecek ama önceden bahsettiği ashablarla birlikte hasredecek.” diyerek neden çağın Ashab-ı Kehf’i olmalıyız sorusuna cevap veren Muhammed Emin Yıldırım Hocamız sözlerini şöyle tamamladı:
“Gelin biz bunları yapan olalım, iman davasını bu çağda temsil eden olalım.”