İHH ve çok sayıda STK’nın işbirliğiyle organize edilen “Diriliş Buluşmaları”nın 6’ncısı 15 Nisan Cuma günü Konya’da yapıldı.
İHH İnsani Yardım Vakfı, Sahn-ı Seman İslamî İlimler Eğitim ve Araştırma Merkezi, Sosyal Doku Vakfı, Siyer Vakfı, İlmi ve Fikri Araştırmalar Merkezi, Medeniyet Vakfı, Namaz Gönüllüleri Platformu, Aksa Eğitim Ve Dayanışma Vakfı’nın işbirliğiyle Türkiye’nin farklı şehirlerinde düzenlenen “Diriliş Buluşmaları” konferanslar serisi tüm hızıyla sürüyor. Son olarak Trabzon’da yapılan serinin 6’ncısı 15 Nisan Cuma günü Konya’da gerçekleşti.
Konya Büyükşehir Belediyesi Spor ve Kongre Merkezinde yapılan konferans, Saat: 20.30’da İHH Başkanı Bülent Yıldırım’ın açılış konuşmasıyla başladı. Ardından Abdulmetin Balkanlıoğlu, Abdullah Yıldız, Ramazan Kayan, Mehmet Beşir Eryarsoy, Muhammed Emin Yıldırım, Nureddin Yıldız ve Seyfeddin Huca, İslam dünyasının durumu ve yeniden diriliş yolunda mesajlar verdi.
Bülent Yıldırım: “Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı işgalden kurtaracağız”
Ardından açılış konuşmasını yapmak için kürsüye çıkan İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, İsrail’in Mavi Marmara Gemisi’ne yaptığı saldırıyı hatırlatarak “Filistinli çocuklara, kadınlara, mazlumlara yaptıklarınızı unutmayacağız. Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı işgalinizden kurtaracağız. Kahrolsun mazlumlara ve Müslümanlara eziyet yapanlara” şeklinde konuştu.
İslam coğrafyasının bir an önce huzurlu ve ilim dolu yıllarına dönmesini isteyen Yıldırım, “Hep birlikte ümmet bilinciyle çalışarak Allah’tan yardım istemeliyiz” dedi.
Abdulmetin Balkanlıoğlu: ”Ümmetin birlik ve beraberlik vakti gelmiştir”
Abdulmetin Balkanlıoğlu da Arap Baharı’nın yalancı bir bahar olduğunu, Müslümanların içinde bulunduğu kaos ortamının bir an önce bitmesini istedi. Dünyaya gönderilen peygamberlerin tehditlere ve zalimliklere boyun eğmeyerek tebliği yerine getirdiklerini kaydeden Balkanlıoğlu, ”Ümmetin birlik ve beraberlik vakti gelmiştir” dedi. İslam eğitiminin önemli olduğunu vurgulayan Balkanlıoğlu, ”İlahiyat fakültelerini, mektepleri, din eğitimi veren okulları çoğaltmalıyız. Bizler ölünceye kadar konuşmamız, yazmamız, okumamız lazım. Elimizdeki imkânları kaybetmeden bu imkânları değerlendirmeliyiz. Şu ölü toprağı üzerinizden atın, dirilin! Kozunuzu Allah için kullanın” şeklinde konuştu.
Seyfettin Huca: “Allah’a olan güvenimiz bütün olumsuzlukların üstündedir”
Seyfettin Huca ise bu dine girmenin birinci şartının gayba iman olduğunun altını çizerek “Biz şartların görünürlüğüne değil, Allah’ın gaybına iman etmiş insanlarız. Amenna va saddakna. Biz bu şartlar altında mümkün değil direnemeyiz diyenlere kulak tıkamakta fayda var. Allah’a olan güvenimiz bütün olumsuzlukların üstündedir” dedi.
Huca şöyle devam etti:
“Madem ki biz varız, madem ki buradayız, madem ki büyük bir iddianın sahibiyiz. Allah’ın izniyle gün ışımıştır. Biz varsak Allah’ın izniyle gün ışımıştır. Hiç kimse ben varken, hiç kimse biz varken gözümüzün içine baka baka ‘ümmet bitti’ diyemez. Endülüs’e girdiklerinde taş üstünde taş bırakmadıklarında, Moğollar, Haçlılar talan ettiler, ezdiler, biz düştük dedikleri gün dirilişimiz başladı. Biz 100 yıldır geri dönüşüm emeklemesi yaşıyoruz. 100 yıldır tarih sahnesine çıkmanın heyecanını yaşıyoruz. Madem ki İslam ilim, ibadet, ahlak, adalet ve medeniyet dinidir. Bunu bu Müslümanlar taşıyacak. Ve bu özelliklerin hepsine tek tek sahip olacak. Kütüphanelerini dolduracağız, meclisleri canlandıracağız.”
Ramazan Kayan: “Anneler çocuklara önce Aksa aşısı vurdurmalı”
Ramazan Kayan da tüm müminlere seslenerek “Ümmetin ‘Musa’larına kucak açın Akdeniz’e Batı’nın vicdanına terk edilen Aylan bebeklere bağrınızı açın ki Firavunların sonu gelsin” dedi.
Annelere de seslenen Kayan, “El Aksa’nın acısının yüreğine vurduğu yavrular yetiştirin. Anneler sağlık ocağı aşısından önce çocuklara Aksa aşısı vurdurun” dedi.
Kayan gençlere ise “Gündeminde ve gönlünde Kudüs olmayan her kul kusurludur ve özürlüdür. İslam’a arzularının esiri olmuş, aldanmış bir gençlik değil adanmış bir gençlik lazım. Bu gençliğin alnında secde izi, gömleği arkadan yırtık, zindanı zinaya tercih etmiş olacak. Yarın mahşerde arşın gölgesinde gölgelenecek ve yeryüzünde de ilahi kelimetüllah davasını ve sancağını taşıyabilme liyakatına ve ehliyetine sahip olabilecek. İşte o gençlik dünyayı değiştirecek” dedi.
Abdullah Yıldız: “Artık tarihin akışını tersine çevirme zamanı”
Abdullah Yıldız 7 hoca olarak Konya’ya kardeş olmaya geldiklerini dile getirerek, şunları söyledi:
“Tevhidi, vahdeti ve kardeşliği beraberce yaşamak için geldik. Allah birdir diyen kardeşlerimizle yaşamaya geldik. Allah’ın ipi olan Kuran’a hep beraber sımsıkı sarılmaya geldik. Kalplerimizi Kur’an ile kenetlemeye geldik. İslam’dan ve Müslümanlık’tan başka tüm aidiyetleri çöpe atmak, kardeş olmak için bir araya geldik. Biz birbirini sevmedikçe iman edemeyeceğini, iman etmedikçe de cennete giremeyeceğini bilenler olarak bir araya geldik. Artık tarihin akışını tersine çevirme zamanı, yeniden kenetlenme zamanı gelmiştir.”
Beşir Ervansoy: “21 asır ümmet-i Muhammed’e muhtaç”
Beşir Ervansoy, sömürgecilerin İslam Ümmeti’nin sadece yeraltı kaynaklarını değil, inancını da sömürdüğünü ifade ederek, “21 asır bugüne kadar hiç olmadığı kadar İslam’a muhtaçtır. Dolayısıyla size, bize, ümmet-i Muhammed’e muhtaçtır. Ümmet-i Muhammed’in kendisine gelmesine, dinini yeniden keşfetmesine, yeniden yaşamasına, İslam ahlakını baş tacı, İslam adaletinin tesisine muhtaçtır” şeklinde konuştu.
Muhammed Emin Yıldırım: “Ebu Cehil ölmedi”
Muhammed Emin Yıldırım İslam’a hizmet noktasında bize ayak bağı olanların olduğuna dikkat çektiği konuşmasında “Biriktirme arzusu, duyarsızlık, düşen ateşlerin feryadını yüreğimizde duymuyoruz” dedi. Bizi dinleyen bütün müminleri bir şeye şahit kılalım” diyen Yıldırım, şöyle devam etti:
“Allah’ım senin aziz dinine temsil ve tebliğ noktasında bana ayak bağı olan ne varsa hepsi ayağımın altındadır’ diyelim. Ayaklarımızın altına beğenilme arzusunu, ganimeti, baş olmayı koyalım. Mal mülk biriktirme sevdasını koyalım. Gelecek bu ümmetindir ve inşallah bu topraklarındır. Vallahi vaadimiz var bizim. Kudüs, Şam, Bağdat sizin. Sahabeyi sadece edebiyat yapmakla bırakmayalım. Ebu Cehil ölmedi. Hani onların karşısına çıkacak Mus’ab,lar, hani Esmalar? Onlar olduğu gün Ebu Cehillerin sesi kesilecek ve susmaya mahkum olacaklar.
Kimilerine makam, riyal, nizam put oldu. Bunları ayağımızın altına koyacağız. Senin yoluna kurban olmak için sana kendimi arz ediyorum. Vahdetten başka hiç bir arzusu olmayan sadece Allah-u Ekber diyip sadece namazda Allah için boyun eğen yiğitler o kervana katılacak. Allah sizi de bizi de o kervana katsın inşallah.
Yüreğindeki dert ne kadar olursa olsun Allah-u Ekber diyen bir ümmete kim ne yapabilir ki Bütün zalimler Konya’dan şunu duysun, İsrail, Rusya, Amerika duysun ki bu ümmeti hiç kimse susturamayacak. Bu ümmet son nefesinde Allah-u Ekber diyecek.”
Nureddin Yıldız: “Teheccütlerde, seher vakitlerinde de Allah deyin”
Son olarak kürsüye çıkan Nureddin Yıldız da şöyle konuştu:
“Bugün çektiğimiz acılar, sıkıntılar, Doğu Türkistan’dan Batı Trakya’ya kadar kıvranan müminler, Allah’ın rahmetinden umut mu kestik? Biz dün, bugün, yarın son nefesimize kadar Allah’a imanla Allah’ın adı için varız. Konya, Trabzon, İstanbul, Doğu Türkistan, Batı Trakya, tüm dünya, uzay, cinler alemi, melekler Allah’ın mülkünde birer nokta bile değiliz. Biz Allah için varız, Allah için var olmaya devam edeceğiz.
Gençler, burada bağırarak getirdiğiniz tekbirler gibi Teheccütlerde de ‘Allah’ deyin, seher vakitlerinde Allah deyin. Bu salondan Allah-u Ekber diyerek çıktığınız yolun sonu Allah’ın arşı olsun. Siz şehit olun ki Ömerlerle, Meryemlerle, Resullullah a.s. ile buluşun.”