Kadim bir tarihi geçmişe sahip olan Türkler, kendilerine yurt edindiği Asya’nın merkezi konumundaki Türkistan coğrafyasında nice imparatorluklalar, hanlıklar, beylikler ve devletler kurmuşlardır. Bu coğrafyalarda büyük medeniyet inşa etmişlerdir. Bu devletlerin bir kısmı asırlarca devam etmiş, imparatorluklar kurmuş, bazıları da uzun süre kendi varlığını sürdürememiş, hanlık ve beylikler olarak devam etmiştir. Aynı şekilde bugün Çin hegemonyasında yaşayan Doğu Türkistan halkı da bu coğrafyada kendi varlıklarını değişik devletler adı altında devam ettirmişler ve bu uğurda mücadele etmişlerdir. Kurmuş oldukları devletlerin bazıları yüzyıllarca devam etmemiş veya uzun yaşamamış olsalar bile, gururla yâd edilecek hatıralar bırakmış, sonraki nesillerin hafızalarına devlet olma mefkuresi kazandırmıştır. Biz burada örnek olarak 1863’te kurulan Kaşgâriye devleti, 20. yüzyılın başında 1933’te kurulmuş olan Şarkî Türkistan İslam Cumhuriyeti devleti ve 1944’te kurulmuş olan Şarkî Türkistan Cumhuriyeti devletinden bahsedebiliriz.
1863 Kaşgâriye Devleti
Türkistan coğrafyası; Satuk Buğra’nın Müslümanlığı kabul etmesi, Karahanlı devletinin başına geçmesi ve 920’de devletin resmi dininin İslâm olduğunu ilan etmesi Ulu Türkistan için bir dönüm noktası olmuştur. Özellikle Karahanlılar’ın başkentinin Kaşgar’da olmasıyla Doğu Türkistan yeni bir döneme girmiş, bu coğrafya ilim ve medeniyette hızla mesafe katetmiş ve parlak bir dönem yaşamıştır. Bu dönemde Kaşgar’da “Divanu Lugati’t-Türk” ve “Kutadgu Bilig” gibi şaheserler yazılmıştır. XIII. asrın başlarında Moğol hükümdarı Cengiz Han’ın (1155-1227) İslâmiyet’i kabul eden ilk Çağatay prenslerin Doğu Türkistan’ı idare ettikleri döneminde halkı huzur ve bolluk içinde bir yaşam sürmüşlerdir. Çağatay Hanlığı’nın (1227-1570) devamı konumundaki Yarkent Saidiye Hanlığı (1514-1680) dönemi, Doğu Türkistan’ın en parlak dönemdir. Bu dönemde de Doğu Türkistan edebiyat ve sanat yönünden çok gelişmiştir.
Ancak Saidiye Hanlığı döneminde Abdulkerim Han (1559-1591), Doğu Türkistan’ın bütünlüğünü sağlamak maksadıyla Batı Türkistan’da yetişmiş büyük din âlimi olan Mahdum Azam’ın oğullarından Hoca İshak Veli’yi Doğu Türkistan’a davet etmiş, zaman içinde Hoca İshak Veli, kardeşi Hoca Kalan ve oğullarının Saidiye Hanlığı üzerindeki siyasi otoritesi artmıştır. Öbür taraftan Hoca İshak Veli’nin vefatında sonra Hoca Kalan’ın evlatlarıyla Hoca İshak Veli’nin evlatları arasında büyük çekişmeler ortaya çıkmış, Hoca İshak Veli’nin evlatları İshakiye ve Karatağlık adıyla bir tarikat, Hoca Kalan’ın evlatları da Afakiye ve Aktağlık adıyla ayrı bir tarikat kurmuşlardır. Tarihi kaynaklarda zikredildiğine göre bu iki grup arasındaki kavgadan dolayı tarihi başkent Kaşgar adeta kan gölüne dönmüş, bunu fırsat bilen Mançu-Qing hanedanı 1757’de Doğu Türkistan’ı işgal etmiştir. Doğu Türkistan’ın işgali o kadar kolay olmuştur ki birden Doğu Türkistan halkı kendilerini Mançu işgali altında bulmuşlardır. Bu işgal dönemi 1863 yılı Doğu Türkistan Yakup Han tarafından bağımsız bir devlet olarak kurulana kadar devam etmiştir.
Çin işgaline karşı Doğu Türkistan halkı 1863 yılında Yakup Beg Bedevlet önderliğinde direniş başlatmış, bu direniş başarıya ulaşmış ve Kaşgâriye adında müstakil Doğu Türkistan Devletini (1864-1878) kurmuştur. Yakup Beg Bedevlet, Osmanlı’ya biat ederek müstakil Doğu Türkistan Devleti’nin Osmanlı Devleti’nin parçası olmasını kabul etmiş, devrin Osmanlı Sultanı Abdülaziz tarafından kendisine sancak gönderilmiş, askerî ve eğitim alanında yardımlar yapılmıştır. 1863-1877 yılları arasında Kaşgar’da Osmanlı bayrağı dalgalanmış ve Sultan Abdulaziz Han adına para bastırılmıştır. Zuo Zongtang (Tso Tsung-t’ang) (1812-1885) komutasındaki istilâcı Mançu-Qing kuvvetleri 1878 yılında hukuken Osmanlı devletinin bir parçası konumunda olan ve 1864 yılında Yakup Bey Doğu Türkistan’da siyasi birliği sağlayarak 14 yıl süren Kaşgariya Devleti’ni ortadan kaldırmıştır. 1884 senesinde Doğu Türkistan adını değiştirerek Xinjiang (Yeni işgal toprak) adını vermiş ve Doğu Türkistan’ı Mançu İmparatorluğunun bir eyaleti yapmıştır.
1933 Şarkî Türkistan İslâm Cumhuriyeti Devleti
Doğu Türkistan halkı, Yakup Bey’in kurmuş olduğu Kaşgariya hükmeti esnasında bir nebze de olsa rahat nefes almıştı. Onun yıkılması ve tekrar Mançu-Qing esareti altına girmesiyle, Doğu Türkistan halkı eski Çin mezalimini aratmaz bir zulüm ve haksızlıkla karşı karşıya kalmıştır. Zuo Zongtang (Tso Tsung-t’ang)’ın yerine 1884 yılında Doğu Türkistan Genel valisi olarak Liu Jintang getirilmiş, Mançu-Qing, Doğu Türkistan’daki Genel valisini sürekli değiştirmiştir. Bütün valiler ilk günden itibaren Doğu Türkistan’da tam manasıyla baskıcı sömürü patikasıyla idare etmiş, her gelen bir öncekisi aratmıştır. Çinli valilerin ağır vergi yükü ve Çinli yöneticilerin keyfi uygulamaları Doğu Türkistan halkını ayaklanmaya sevke etmiştir. Doğu Türkistan halkı 1907 yılında Kumul ilinde tarihe “Kumul Ayaklanması veya Topraklar Ayaklanması” olarak geçen bu mücadele ile zulme karşı istiklal azmini ifade etmiştir. Bu ayaklanma tam olarak bastırıldıktan sonra 1913 senesinde Tömür Halife tekrar Kumul ilinde Çin’e karşı istiklal bayrağını kaldırmıştır. Bu arada 1911 senesinde Çin’de Mançu-Qing hanedanlığına karşı ihtilal hareketleri baş göstermiş, bu ihtilaller birçok bölgede başarı elde emiş, Çin’i 268 sene idare eden ve Doğu Türkistan’ı işgal eden Qing hanedanlığı da son bulmuştur. Çin’e ihtilalcıların lideri milliyetçi Sun Yat-Sen Nanking’de Çin Cumhuriyetinin geçici devlet başkanlığına getirilmiştir. Çin merkezindeki kargaşa ortamından yararlanan Doğu Türkistan’daki Çin genel valileri, Doğu Türkistan’ı keyfi idare etmeye başlamıştır.
Doğu Türkistan işgaline karşı isyan bayrağını 20 Şubat 1931 tarihinde Doğu Türkistan’ın Çin sınırında bulunan Kumul ilinin Şoful kazasında bulunan Cang Kua Cang adındaki Çinli komutana karşı Abdunniyaz Mirap, Salih Dorga, Abdullah, kızı ve nişanlısı olmak üzere 40 civarında kişi kaldırmıştır. Tömür Halife’nin sağ kolu Hoca Niyaz Hacı’nın Salih Dorğa’ya destek vermesiyle Kumul’da “Kumul Dihkanlar Kozğulingi (Kumul Çiftçiler Ayaklanması)” adıyla milli kurtuluş mücadelesi başlamış ve kısa zaman içinde Kumul şehri Çinlilerden kurtarılmıştır. Milli Kurtuluş Hareketi’nin haberi Doğu Türkistan’ın geneline yayılmış, diğer bölge insanlarına medarı kuvvet olmuştur. Nisan 1932 yılında Hoca Niyaz Hacı, ayaklanmada gösterdiği gayret ve başarısından dolayı Kumul ayaklanmasının başkomutanlığına seçilmiştir. 1932 yılı itibariyle Doğu Türkistan’ın genelinde Çin istilasına karşı ayaklanmalar şiddetini arttırarak devam ettirmiştir.
Doğu Türkistan’ın güney batısındaki Hoten bölgesinde de Mehmet Emin Buğra önderliğinde istiklal mücadelesi başlatılmış, 17 Haziran 1933 tarihinde Hoten, Guma, Kargalik ve Yarkent gibi bölgeler Çinlilerden temizlenerek geri alınmıştır. 15 Mart 1933’te Tömür bay, Kuçar ve Aksu şehirlerini, Nisan ayında Osman Bey Kaşgar’ı ve Altay’da da Şerif Han Töre’nin önderliğinde Çinlilere karşı zafer elde etmiştir. Böylece Doğu Türkistan’ın geneli Çin işgalinden kurtulmuştur. Büyük çabalar sonucunda 12.11.1933 tarihinde “Şarkî Türkistan İslam Cumhuriyeti” kurulmuş, Kaşgar’ın Könçi mahallesinin önündeki meydanda, Gök bayrak tekbirler eşliğinde göndere çekilerek Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti ilan edilmiştir. Hoca Niyaz Hacı Cumhurbaşkanı, büyük bilgin Sabit Damolla Başbakan olmuştur.
Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti adı ile kurulan bu devlet, gerçi Rus ve Çin iş birliğiyle uzun süre devam etmeden ortadan kaldırılmış olsa da bu devletin modern anlamda anayasaya dayalı “İlk İslam Cumhuriyeti” olması dikkate şayandır. Diğer taraftan bu cumhuriyetin hilafetin ortadan kaldırılmasından on sene sonra tam teşekküllü bir devlet yapısıyla ortaya çıkması bu cumhuriyeti kuran aklın, ne denli ileri görüşlü olduğunu ortaya koymaktadır.
1944 Şarkî Türkistan Cumhuriyeti
Şarkî Türkistan İslam Cumhuriyeti devletini Sovyetler Birliği’nin desteğiyle ortadan kaldıran Doğu Türkistan’daki Çinli vali Şeng Şih-tsai, Sovyetler Birliği ile tam iş birliği içine girmiştir. Şeng Şih-tsai, Stalin’in talimatıyla Doğu Türkistan’da milliyetçi ve dindar kesimlere yönelik tasfiye ve temizlik hareketi yürütmüş, 1936-1937 senelerinde binlerce Müslüman Pan-Türkist ve Pan-İslamist suçlamasıyla idam edilmiştir. Bu arada Şeng Şih-tsai, Doğu Türkistan’ı Sovyetler Birliğine entegre etmek amacıyla, Doğu Türkistan’da çok miktarda Sovyet modeli okullar açmış ve birçok Türk genci Sovyetler Birliği’ne eğitime göndermiştir.
1941 senesinde Almanların Sovyetler Birliği’ne saldırmasıyla, Şeng Şih-tsai tedirgin olmaya başladı ve Moskova ile arası bozulmaya başlayınca, Moskova ile olan alakasını koparmaya ve merkezi Çin yönetimine yanaşmaya başladı. Almanların Sovyetler Birliği’ne saldırmasıyla Batı Türkistan’daki siyasi denge de bozulmaya başlayınca, Şeng Şih-tsai, Batı Türkistan’daki durumun Doğu Türkistan’ı etkileyeceği endişesiyle, Doğu Türkistan’da baskıyı artırmaya başladı. 1942’de Doğu Türkistan’ın kuzeyinde Kazakların yoğun yaşadığı Altay, Çöçek ve Tar-Bağtay bölgelerinin Osman Batur, Şerifhan ve onların taraftarları Çin işgaline karşı girişimlerde bulundu. Aralık 1943’te Uygurların ve Kırgızların da katılmasıyla büyük ayaklanma vuku buldu, 1944’te Doğu Türkistan’ın kuzeyindeki birçok bölge Çinlilerin işgalinden kurtarıldı. Ardından Alihan Töre önderliğinde birlik oldular. Bu birlik kısa zaman içinde düzenli ordu tesis etti ve 12 Kasım 1944 tarihinde Gulca’da Bağımsız Doğu Türkistan Cumhuriyeti’ni ilan ettiler. Alihan Töre Sağunî muvakkat Cumhurbaşkanlık görevine tayin edildi. Bu devlet, bir ara Sovyetler Birliği’nin desteğiyle iyice güçlendi ve neredeyse Doğu Türkistan’ın tamamını Çin işgalinde kurtarmak üzere idi. Sovyetler Birliği’nin ikinci dünya harbinde Almanlara galip gelmesiyle, Sovyetler Birliği 1948’de Doğu Türkistan devleti liderlerini Moskova’ya davet ederek suikast düzenleyerek öldürmüştür. Daha sonra Doğu Türkistan’ı kendi eliyle ortadan kaldırıp ve Çin’de yeni kurulan Çin Komünist yönetimine teslim etmiştir.
Komünist Çin ordusu 1949 senesinde Doğu Türkistan’ı işgal etti ve Doğu Türkistan Cumhuriyeti devletini ortadan kaldırdı, 1955 senesinde Doğu Türkistan adını değiştirerek Xinjiang (Yeni toprak) adını kullanmayı zorunlu hale getirdi ve Çin Anayasasına göre Doğu Türkistan’a özerklik statüsü verildi (Xinjiang/Şincang Uygur Özerk Bölgesi). Komünist Çin devleti 1949’den beri sözde özerk Doğu Türkistan’daki Türkleri asimile etmek için soykırım uygulamaktadır.
Alimcan Buğda
Siyer İlim, Kültür ve Tarih Dergisi Temmuz-Ağustos-Eylül 2024/31. Sayı
İrtibat ve Detaylı Bilgi İçin: 0212 544 76 96
www.siyerdergisi.com