Suffa Meclisleri, muallimler toplantılarının bu seneki ikinci programı yapıldı. İstanbul’da bulunan ders meclislerimizin muallimlerinin bizzat katıldıkları, şehir dışındaki kardeşlerimizin ise internet ortamından takip ettikleri programımızda Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, “Ehli Sünnet ve Mezhep Kavramlarının Anlaşılması” başlığında çok önemli bir ders yaptı.
Dersten Cümleler
Fatiha’daki emre uyduk ve yola çıktık…
Yola sadece çıkmak yetmez.
Yola Çıkartın!
Yolda Kalın!
Yola Yakışın!
Yolda Ölün!
Bugünkü dersimizi iki hadis gölgesinde şekillendirmek istiyorum.
Hadis
İrbâd b. Sâriye (ra) rivayet ediyor: “Rasûlullah (sas) bir gün bizlere namaz kıldırdı. Sonra bizlere çok etkili vaazda bulundu. Gözler yaşlandı, kalpler duygulandı. Bir kişi: “Yâ Rasûlullah! Bu sanki veda konuşmasına benziyor. Bizlere ne tavsiye edersiniz?” deyince şöyle buyurdular: “Size Allah’tan korkmanızı, başı kuru üzüm gibi bir Habeşî de olsa emîrinizin emirlerini dinleyip itaat etmenizi tavsiye ediyorum. İçinizde benden sonra yaşayacaklar pek çok ihtilaf göreceklerdir. Sizler benim ve hidayet üzere olan raşit halifelerin sünnetine uyun, ona sımsıkı yapışın. Sonradan uydurulmuş şeylerden (bidatlerden) kaçının. Çünkü sonradan uydurulmuş her şey bidattir. Her bidat de delalettir.” (Ebû Davud, Sünnet, 5; İbn Mace, Mukaddime, 6; Darimi, Mukaddime,16; Hakim, el-Müstedrek, 1/96-7)
Hadis
Abdullah b. Ömer, Peygamberimizin (sas) şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Allah ümmetimin işini dalalet üzerine asla toplamaz. Siz büyük çoğunluğa uyun. (büyük karartı Sevadü’l-A’zam) Allah’ın yardımı ve inayeti cemaatle beraberdir. Kim cemaatten ayrılırsa, cehenneme ayrılır.” (Aliyyu’l-Muttakî, Kenzu’l-Ummal, c.1, s. 1030; Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, c. 5, s. 218)
EHLİ SÜNNET NE DEMEKTİR?
Ehli Sünnet, süreç içerisinde ortaya çıkan mezheplerden bir mezhep değil, Peygamber yolunun ve Sahabe çizgisinin bir devamıdır.
Ehli Sünnet, İslam’ın temel konularını anlama, kavrama ve yaşama tarzının ana damarıdır.
Dolayısı ile Ehli Sünnet bir anti tez değil tezdir, bir tepkinin ürünü değil, bir ihtiyacın neticesidir.
Ehli Sünnet, Kur’an-Sünnet bütünlüğünü esas alan, birini asıl; diğerini usul, birini masdar diğerini ırmak olarak olarak kabul eden sistemin adıdır.
Ehli Sünnet, Selefi Salih’inin mirasına sahip çıkan, ilim, fikir, zühd, siyaset ve cihad alanlarında her türlü ifrad ve tefridden uzak, itidal çizgisinin temsilcisidir.
Ebû Hanifeler, Ahmed b. Hanbeller, İmam Şafiler, Keşmiriler, Kevserilerle ve Bediüzzamanlarla İlim
Gazalilerle, İbn Rüşdelerle, Necip Fazıllarla Fikir
Abdullah b. Mübareklerle, Fudayl b. İyadlarla, İmam Zeynelabidinlerle, İmam Caferi Sadıklarla Zühd
Abdullah b. Zübeyrlerle, Fatihlerlerle, Yavuzlarla, Abdülhamitlerle Siyaset
İz b. Abdusselamlarla, Selahaddinlerle, İmam Şamillerle, Hasan el-Bennalarla Cihad…
Ehli Sünnet, Vahyin tebliğcisi, Sünnet’in temsilcisi, Sahabe’nin taklitçisi ve Selefin tahkikçisi olan bir yolun devamıdır.
MEZHEP NE DEMEKTİR?
1- Mezhep, dinin ameliyesidir. Yani dinin amel boyutu, amel ile alakalı olan yönüdür.
2- Mezhep, dinin kuralları, ilkeleri, çerçevesi ve sistemidir.
3- Mezhep, dinin ihtilaflarının bir ürünü değil, ihtiyaçlarının bir sonucudur.
4- Mezhep, dini yaşamada hassasiyetin bir gereğidir.
5- Mezhep, doğru hedefe doğru bir yol ile ulaşabilmenin en önemli vesilesidir.