Muhammed Emin Yıldırım Hocamız ile “Nebevî Örneklikte Aile” üst başlığında, Nebevî medreseden dünyadaki cennetimiz olan ailelerimizdeki konumlarımızın nasıl olması gerektiğine dair önemli mesajları öğreneceğimiz programların sonuncusu gerçekleştirildi. Hocamız bu sekizinci ve son programda “En İdeal Akraba” konusunu işledi.
Dersten Notlar
Rabbimize hamdolsun Aile Medresemiz’in ve “Nebevi Örneklikte Aile” üst başlığında yaptığım derslerin sonuncusuna ulaştık.
Her ders öncesinde olduğu gibi bu son dersimizde de 3 hadis ve 3 mesaj sizlerle paylaşacağım.
1. Hadis
Enes b. Mâlik (ra) naklediyor. Efendimiz (sas) buyuruyor ki:
“Kim rızkının bollaştırılmasını yahut ecelinin geciktirilmesini arzu ederse, akrabaları ile ilişkilerini sürdürsün.” (Müslim, Birr ve’s-Sıla, 6)
2. Hadis
Abdullah b. Amr b. Âs (ra) naklediyor. Efendimiz (sas) buyuruyor ki:
“Sıla-i rahim yapan, akrabasından gördüğü iyiliğe karşılık veren değil, akrabası kendisi ile ilişki kestiğinde bile ona iyilik yapandır.” (Buhârî, Edeb, 15)
3. Hadis
Abdullah b. Amr b. Âs (ra)’dan rivayet olunduğuna göre Resûlullah (sas) şöyle buyurdu:
“Ailesine ve idaresi altında bulunanlara adaletle hükmeden adil kimseler, Allah katında nurdan koltuklar üzerine otururlar.” (Müslim, İmâre, 5)
Bu üç hadiste yine bir çok mesaj içerisinde barındırır ama biz en temel olarak anlaşılması gereken 3 mesajı nazarlarınıza vereceğiz.
1. Akrabalarla sağlıklı iletişim, kişinin hayatının tamamına müspet manada etki eder.
2. Sıla-i Rahim, sürdürenle olduğu gibi koparanla da devam ettirmekle ancak yerine getirilir.
3. Adalet, hayatın tamamı için lazım olduğu gibi aile içi ilişkilerde de lazımdır.
“Kur’ân-ı Kerim’de Akrabalık”
Akrabalığın değer ve kıymeti
– Akrabalık Kur’ân’ın en temel emirlerinden bir tanesidir. (Nisâ 36)
– Akrabaların hakkını vermek çok önemli bir husustur. (İsra 26, Rûm 38)
– Akrabalara yardım ve iyilik etmek Allah’ın emridir. (Bakara 83, 177 Nahl 90)
– Akrabalık bağlarını koparmak fitne ve fesad sebebidir. (Bakara 27, Muhammed 22)
– Akraba birbirlerinin varisidir. (Enfâl 75, Ahzâb 6)
Akrabalığın sınır ve çerçevesi
– Akraba dahi olsa adaletten ödün verilmemesi gerekir. (En’âm 152, Nisa 135)
– Akraba birbirinin vebalini/günahını yüklenmeyecektir. (Fatır 18)
– Akrabalık bağı kurtuluş için yetmeyecektir, asıl mesele iman olduğu hakikati unutulmamalıdır. (Mümtehine 3)
– Akraba sevgisi asla Allah ve Resulü sevgisinin önüne geçirilmemelidir. (Tevbe 24)
– Akraba dahi olsa küfür üzere ölenler için istiğfar edilmemelidir. (Tevbe 113)
“Hadislerde Akrabalık”
1. Sıla-i Rahim, Rahman’dan bir bağdır; koruyanı saadete, koparanı felakete taşıyacak bir ameldir.
“Ben Rahman’ım, akrabalık bağlarının adı ise Rahim’dir. Ona kendi ismimden türeyen bir isim verdim. Onunla ilişkiyi sürdürenle ben de ilişkimi sürdürür, onunla ilişkiyi kesenle bende ilişkimi keserim.” (Ebû Dâvûd, Ahmed b. Hanbel)
“Rahim, Rahman’dan uzanmış bir daldır ve arşa bağlıdır.” (İbn Hibban, Sahih)
2. Sıla-i Rahim, istenilen oranda tesis edildiğinde rızkın ve ömrün bereketlenmesinin en önemli vesiledir.
“Kim rızkının bollaştırılmasını, yahut ecelinin geciktirilmesini arzu ederse, akraba ile irtibatını sürdürsün.” (Müslim, Birr ve’s-Sıla, 6)
3. Sıla-i Rahim, korunduğunda sahibini cennete taşıyacak bir buraktır.
“Ey İnsanlar! Selamı yayın, misafirlerinize yemek yedirin, sıla-i rahmi yerine getirin, insanlar uykuda iken siz uyanık olup, Rabbinizin huzurunda kıyama durun ve böylece selametle cennete girin!” (Tirmizi, Sıfatü’l-Kıyame, 42; İbn Mace, Et’ime, 1)
“Akraba ile ilişkisini kesen, cennete giremez.” (Buhârî, Edeb, 11; Müslim, Birr, 19)
4. Sıla-i Rahim, koparıldığında; toplumu rahmetten mahrum bırakan bir yıkımdır.
“İçlerinde akrabalık bağını koparan kimsenin bulunduğu bir topluluğa rahmet inmez.” (Buhârî, Edebü’l-Müfred)
5. Sıla-i Rahim, inşa edildiğinde; karşılığı dünyada verilmeye başlanan bir nimettir.
“Sevabı dünyada iken verilecek iyilik, başkalarının dertleri ile ilgilenmek ve akraba ile bağları korumaktır. Cezası dünyada iken verilecek kötülük ise haddi aşarak azgınlık yapmak ve akraba ile ilişkileri kesmektir.” (İbn Mace, Zühd, 23; Ebû Dâvûd, Edeb 43)
İki Soru:
Birincisi: İyi hoş da, biz ne kadar korumaya çalışıyorsak, akrabalarımız koparmaya çalışıyor, o zaman ne yapacağız?
İkincisi: Akrabalarımız İslam’ı yaşayan insanlar değil, bağı korudukça biz etkileniyor, çocuklarımız etkileniyor, o zaman ne yapacağız?
“Eğer dediğin gibi isen, böyle davranmakla onlara sıcak kül yutturmuş oluyorsun. Sen böyle davrandıkça, Allah’ın yardımı seninledir.” (Müslim’in Birr 22)
İnsanî ilişkilerde olmazsa olmaz azıklardan biri olan mesafenin korunması ve sağlanmasıdır.
Hz.Peygamber’in (sas) akrabaları üzerinden bir değerlendirme:
1. Efendimiz’in (sas) toplam 12 amcası, 6 halası vardı. Bunlardan babası Abdullah ile ana-baba bir kardeş olan amcaları Ebû Talib, Zübeyr ve Abdülkâbe’dir. Halalarından ise sadece Safiyye validemizin annesi başkadır. 5 halası, babası ile anne-baba bir kardeştirler.
2. Efendimiz (sas) 12 amcasından 3 tanesi ile görüşememiştir. Bunlar, Hâris, Abdülkâbe ve Kusem’dir. Amcalarından beşi ile görüşmüş, ama onlar Nübüvvetten önce vefat etmişlerdir. Nübüvvete yetişmeden vefat edenler Zübeyr, Gaydak, Mukavvim, Hacl ve Dırar’dır.
3. Nübüvvete yetişen amcaları ise dört tanedir: Ebû Leheb, Ebû Talib, Hamza ve Abbas’tır. Bunlardan ilk ikisi iman etmemiş, son ikisi ise iman etmiştir.
4. Efendimiz’in (sas) halalarına gelince, altı halasından üçünün Müslüman olduğu kesindir. Bunlar; Safiyye, Âtike ve Ervâ’dır. Üçünün ise Müslüman olduğu biraz ihtilaflıdır. Bunlar ise; Berre, Ümeyme ve Beyzâ’dır.
5. Efendimiz’in (sas) annesi Âmine’nin ana-baba bir kardeşi yoktur. Baba bir kardeşlerine gelince bir erkek, bir de kız kardeşi vardır. Dolayısı ile Efendimiz’in (sas) bir tane dayısı, bir tane de teyzesi vardır. Dayısı, Abdüyeğus b. Vehb, teyzesi, Fürey’a bint Vehb’dir.
6. Efendimiz’in 12 amcasından, üçünün çocukları olmamıştır. Bunlar Abdülkâbe, Gaydak ve Kusem’dir. Geriye kalan 9 amcasından ise tam 54 tane amcasının çocukları olmuştur. Bu 54 çocuktan 19’u kadın, 35’i erkektir. 54 amca çocuklarından, 12 tanesi hakkında herhangi bir bilgi yoktur. İhtimaldir ki, bunlar Nübüvvete yetişmeden vefat etmişlerdir. Geriye kalan 42 amca çocuğuna gelince, bunlardan ikisi hariç hepsi ilerleyen süreçlerde Müslüman olmuştur. Müslüman olmayan iki amca çocuğu ise, Ebû Talib’in oğlu Talib ile Ebû Leheb’in oğlu Uteybe’dir.
7. Efendimiz’in (sas) 6 halasının hepsinin çocukları olmuştur. Halasının çocuklarının toplamı 22’dir. Bu 22 çocuktan, 8’i kız, 14’ü erkektir. Hala çocuklarından 5 tanesi hakkında herhangi bir bilgi yoktur. İhtimaldir ki, bunlar da Nübüvvete yetişmeden vefat etmişlerdir. Geriye kalan 17 hala çocuğuna gelince, bunların biri hariç hepsi Müslüman olmuştur. Müslüman olmayan ise, önceleri iman edip, sonra Habeşistan’da dinden çıkan Hala Ümeyme’nin oğlu Ubeydullah/ Ubeydullah b. Cahş’tır.
8. Efendimiz (sas) halası Ümeyme’nin kızlarından olan Zeyneb validemiz ile evlenmiştir. Yakın çevresinden evlendiği tek hanım Zeyneb validemizdir. Amcası Ebû Talib’in kızı Ümmü Hani ile evlenmeyi düşünmüşse de nasip olmamıştır.
Efendimiz’in (sas) birinci derece sayılacak akrabaları bunlardır. Bu akrabaların büyük bir kısmının Efendimiz (sas) ile hatıraları olmuştur. Şimdi tüm bunlar üzerinden bir değerlendirme yapmak çok zordur. Ancak sadece şu dört hususa çekeceğiz:
Birincisi: Hz. Peygamber (sas) akrabalarını çok sever, sevilmesini ister, onların her türlü haklarını muhafaza ederdi.
İkincisi: Hz. Peygamber (sas) gördüğü karşılıkları kendisini çok zorlasa da, akrabalarının hidayeti için çırpınır, onların iman etmesi için elinden geleni yapardı.
Üçüncüsü: Hz. Peygamber (sas) akrabalarından İslam davasına sahip çıkmalarını bekler, onların diğer insanlardan daha fazla yardımcı olmalarını ister, bu konuda bazılarının tavırlarına karşı çok üzülürdü.
Dördüncüsü: Hz. Peygamber (sas) akrabalarına devletin nimetlerinden sınırsızca istifade etme imkânı vermez, makam ve görevleri onlarla paylaşmaz, bilakis onlara bedeller ödetirdi.
Ebû Eyyüb el-Ensârî diyor ki: “Bir yolculuk esnasındaydı, bedevinin bir geldi, Efendimiz’e (sas) dedi ki: “Ya Resûlullah! Beni Cennet’e yaklaştıracak ve Cehennem’den uzaklaştıracak şeyi bana bildir!” Efendimiz (sas) buyurdular ki: “Allah’a ibadet edersin ve O’na hiçbir şeyi ortak/şirk koşmazsın, namazı kılar, zekâtı verirsin ve akrabalık bağlarını da korursun; böylece Cennet’e yaklaşmış olursun, yapmazsan Cehennem’e yaklaşmış olursun.” (Buhârî, Zekât, 1; Müslim, İman, 12; Nesâî, Salât, 10)
İçinizden kim akrabası ile bağını kesmişse kalkıp gitsin meclisimizden, önce o bağı kursun sonra gelsin. Böyle biri varken meclisimizde istenilen bereket olmaz.”
“Her Cuma akşamı insanoğlunun salih amelleri Şanı Yüce olan Allah’a arz edilir. Fakat akrabalık bağını terk eden kimsenin ameli Allah tarafından kabul edilmez, ret edilir.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned; Beyhaki Şuabü’l-İman)
Tavsiye Kitaplar:
Mayıs: İnsanî İlişkilerde İlahî Ölçü Muhammed Emin Yıldırım Siyer Yayınları
Haziran: Ahlâk Nurettin Topçu Dergah Yayınları
Temmuz: Hadislerle Müslümanın Edep ve Ahlakı İmam Buhari Çelik Yayınevi
Ağustos: Ahlâk-ı Alâî Kınalızâde Ali Çelebi Fecr Yayınevi
Eylül: İslâm Ahlâkının Esasları Babanzâde Ahmed Naîm