Zilhicce Geceleri 9.programında Prof.Dr. İhsan Süreyya SIRMA Hocamızla Hacc’ın bize verdiği şahsi ve içtimai mesajları üzerine konuştuk. Muhterem hocamız haccı anlatırken, bu lezzeti kelimelere dökmenin zor olduğunu ve bu lezzeti anlayabilmek için o mübarek beldelere özellikle de gençken gidip o güzel lezzeti tatmanın ancak o şekilde mümkün olabileceğini özellikle ifade ettiler. Hocamız haccın iman kardeşliğini pekiştirdiğini özellikle vurgularken ‘‘siz hiç siyah bir tende beyaz bir gözyaşı gördünüz mü,işte ben bunu orada gördüm” ifadeleriyle, haccın her şeyi geriye atıp, bütün makamları arkada bırakıp kefen misali ihramı giymekle mahşerin provasını bize yaşatmasının yanında iman kardeşliğini de bu şekilde sağladığını hocamızın ifadeleriyle daha iyi idrak etmiş olduk.
Muhterem hocamız haccın, öldükten sonra yaşanacak olan haşrin bir provası olduğunu ifade ettiler ve bunun yanında bu özelliği ile haccın çok önemli bir ibadet olduğunu vurguladılar.Orada adeta bu vesile ile bir mahşerin yaşandığını ve insanın iç muhasebesini de daha yakından yapma fırsatını bulduğunu da izah ettiler.
Hacca gitmeden önce maddi hazırlığın yanında manevi bir hazırlığın yapılmasının önemine de değinen hocamız özellikle hacca giden kardeşlerimize özellikle mescidi-i haramın içinde dünyaya dair bir şeyler konuşmamaları,tamamen Allah’la baş başa kalıp bu zamanı tezekkür ve tefekkürle geçirmelerini tavsiye ettiler. Ve özellikle de orada yaşanan her kareyi fotoğraflamakla meşgul olmanın doğru olmadığına değinen hocamız mümkünse bu fotoğraf çekme adetini terk etmenin ve bunun yerine orada ibadetle meşgul olmanın bir saniyeyi bile boş geçirmemenin derdinde olmanın gayretinde olmamız gerektiğini ifade ettiler.
Ayrıca muhterem hocamız maalesef içinde yaşadığımız dünyada hacda bile tam anlamıyla vahdetin,uhuvvetin sağlanamadığını ve bunun hacdan sonraki sürece de yansıdığını,İslam aleminin şu anki dağılmışlığın da bu eksikliği fazlasıyla yaşadığımızı da bizimle paylaştılar.Hac hatıralarını da bizimle paylaşan muhterem hocamızla çok samimi ve istifadeli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Hocamıza tevcih ettiğimiz sualleri sizlerle paylaşıyoruz..
1- Muhterem hocam Hac dendiğinde kalbinize düşen cümleleri bizimle paylaşır mısınız?Yani haccın sizin gönlünüzdeki yeri nedir,hac sizin için ne anlam ifade eder,hacca gittiğinizde o topraklar bir siyer alimi olarak size neler söyler?
2- Her yıl hiç bir maddi beklentisi olmadan,(hatta bir çok kardeşimizin bazen asli ihtiyaçlarından dahi fedakarlıkta bulunup hacca gidebilmek için para biriktirdiğini biliyoruz) sırf Allah’ın (cc) rızasını kazanmak gayesiyle,Kabe’yi ziyaret için beyaz ihramlarla zengin-fakir,kadın-erkek bir araya gelen milyonlarca Müslüman dünyaya nasıl bir mesaj vermektedir ve biz bu mesajı nasıl okumalıyız?
3- Haccın ırkı,dili,rengi,ülkesi ve bir çok açıdan farklı hususiyetleri olan Müslümanları Kabe’nin etrafında ”iman” bağıyla buluşturduğunu görüyoruz.Peki muhterem hocam 21.yy Müslümanları olarak Kabe’de meydana gelen bu vahdeti,uhuvveti hayatın her safhasına tanıyabildiğimizi söyleyebilir miyiz? Yani namazda sıkı olan saflar sokakta da (hukuk noktasında) muhafaza edilebiliyor mu?Eğer edilemiyorsa bu eksikliği nerede aramalıyız,çözüm yolları adına neler söylemek istersiniz?
4- Hacca gitmeden evvel maddi bir hazırlık yapılması gerektiğini biliyoruz,peki hacca gitmeden önce nasıl bir manevi hazırlık yapmalıyız ki,haccın bize vereceği mesajı,öğüdü tam anlamıyla alıp,hacdan sonraki hayatımızda istikameti elden bırakmayalım?
5- Her mekana,her zamana değer katan hatıralar vardır ve biz o mekanın,o zamanın kıymetini anlayabilmek adına o mekan ve zamana değer yükleyen hatıraları bilmek durumundayız. Mesela Kadir gecesi Kur’an’ın nüzulünü,Miraç gecesi 5 vakit namazın müjdesini hatırlatırken Hac bize evvela neyi hatırlatmalı?