Siret-i Enbiyâ derslerimize Ramazan sonrası kaldığımız yerden devam ediyoruz. Önceki derslerde Hz. Dâvûd’un (as) hayatına bir giriş yapmış, Tâlût-Câlût kıssasını işlemiştik. Bu hafta ise Muhammed Emin Yıldırım hocamız, “Hz. Dâvûd’dan (as) Günümüze Mesajlar” serlevhasının altında, Hz. Dâvûd’un soyu ve ailesi, isminin anlamı ve mesajları, Kur’ân-ı Kerîm’de nasıl anlatıldığı ve bütün bunların bize verdiği mesajlarının üzerinde durdu. Haftaya ise Hadislerin Hz. Dâvûd’u nasıl anlattığı ve Zebûr’un nasıl bir kitap olduğu üzerinde durulacak inşallah…
Dersten Cümleler
On bir ayın sultanı olan Ramazanı geride bıraktık, şimdi Şevval ayındayız ve Ramazan sonrası ilk dersimizdeyiz.
Siret-i Enbiyâ yolculuğumuzda Hz. Dâvûd’un rahlesinin başındayız. Biz bu sene hem Hz. Dâvûd’u hem Hz. Süleyman’ı işleriz diye planlamıştık ama plan tutmadı, inşallah bu dönem Hz. Dâvûd’u bitireceğiz ve Hz. Süleyman’ı gelecek döneme bırakacağız.
İşlenecek 5 ana konu:
1- Hz. Dâvûd’un soyu ve ailesi
2- Hz. Dâvûd’un isminin anlamı ve mesajları
3- Hz. Dâvûd’un Kur’ân-ı Kerîm’de nasıl anlatıldığı
4- Hz. Dâvûd’un Hz. Peygamber’in (sas) lisanında nasıl anlatıldığı
5- Hz. Dâvûd’a verilen Zebûr’un özellikleri ve mesajları
Hz. Dâvûd’un hayatını biz şöyle 5 merhaleye ayırabiliriz:
– Çocukluk devresi (0-15 yaş)
– Gençlik devresi (15-30 yaş)
– Komutanlık devresi (30-40 yaş)
– Komutanlık ve Hükümranlık devresi (40-80 yaş)
– Hükümranlık ve Peygamberlik devresi (40-80 yaş)
Hz. Dâvûd, hayatın birçok alanında bize rehber ve örnek olmuştur. Ancak biz onun hayatının 5 önemli alanını çok ama çok iyi öğrenmeliyiz. Nedir bu 5 önemli alan?
– Gençlik
– Babalık
– Komutanlık
– Hâkimlik
– Hükümdarlık
Hz. Dâvûd (as) gençliğinden alınması gereken mesajlar: Cesaret, şecaat, dirayet, irade ve inanç…
Babalığın hakkı biraz da kendisini geçecek evlatlar yetiştirmek…
Hz. Dâvûd’un soyu ve ailesi
Dâvûd, İşâ/Yesse, Obad, Boaz, Salmon, Nahşon, Aminadab, Ram, Hasrun/Hetsron, Farıd/Perets, Yahuda, Ya’kûb, İshak, İbrâhim
Hz. Dâvûd’un annesine gelince; İslâm kaynaklarında ve İncil’de annesi ile alakalı pek bilgi yoktur. Ancak, Talmud onu Adael adlı birinin kızı olan Nitzevet olarak annesini belirtir. Bu bilgiyi esas alırsak, annesi Adael’in kızı Nitzevet’tir.
Taberî ve Sa’lebî’ye göre İşâ’nın ise on üç oğlu vardı ve Dâvûd en küçükleriydi.
Hz. Dâvûd’un 8 veya 9 evlilik yaptığı bu evliliklerinden ise Hz. Süleyman dâhil 15 oğlu ve Tamar isminde bir kızı olduğu Yahudi kaynaklarında belirtilir.
Hz. Dâvûd’un isminin anlamı ve mesajları
Kitâb-ı Mukaddes’te Dâvid veya Dâvîd şeklinde, batı dillerinde Devid şeklinde geçen Dâvûd kelimesinin kökeni İbranice’dir. Dâvûd kelimesi, “sevmek, hoşlanmak” ve “sevgisi, muhabbeti olmak” anlamındaki İbrânîce fiilden türemiştir. Ayrıca kelime “dost”, “sevgili” anlamındaki bir isimden de türemiş olabileceğini söylemişlerdir.
Sözlüklerdeki anlamları şu şekilde toparlayabiliriz:
En çok sevilen kişi
Âşık ve hayran olunan kişi
Göz bebeği ve gözde olan kişi
Komutan ve lider olan kişi
Bütün bu anlamların Hz. Dâvûd’da çok farklı şekilde tezahhür etmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır:
– Hz. Dâvûd; doğru şeyleri sevdiği için en çok sevilen insanlardan biri oldu.
– Kendisine aşk ve sevda haline getirdiği değerler ulvî değerler olduğu için o da âşık olunan ve hayran olunan bir kişi oldu.
– Allah’a ibadet etmeyi kendine göz bebeği edindiği için tarihin göz bebeği ve en gözde olan kişilerinden biri oldu.
– Komutanlığı ve liderliği dünyevi hedefler için değil çok daha yüce hedefler için yapmasından dolayı Allah (cc), demiri onun elinde pamuğa çevirdi ve dünyaya savaş ahlâkını öğreten bir komutan ve siyaseti öğreten bir lider oldu.
Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Dâvûd (as)
1- Kur’ân-ı Kerîm’de 16 yerde ismi geçen bir peygamberdir.
Toplam 9 sûrede geçiyor. 11’i yalnız başına, 5’şi ise diğer peygamberlerle beraber geçiyor. Hz. Dâvûd, isminin geçtiği ayetler şunlardı:
Bakara 2/251
Nisâ 4/163
Mâide 5/78
En’âm 6/84
İsrâ 17/55
Enbiyâ 21/78, 79
Neml, 27/15, 16
Sebe’34/10, 13
Sâd, 38/17, 22, 24, 26, 30
2- Kur’ân-ı Kerîm’de oğlu Hz. Süleyman ile beraber anlatılan bir peygamberdir.
Beraberce anılan âyetler şunlardır:
En’âm 6/84
Enbiyâ 21/78
Neml, 27/15, 16
Sâd, 38/30
3- Kur’ân-ı Kerîm’de kıssası anlatılan peygamberlerden biridir.
Tâlût-Câlût Kıssası: Bakara 2/246-252 – 6 âyet – Mücadele ve Galibiyet Ahlâkı
Hüküm ve Adâlet Kıssası: Enbiyâ 21/78-80 – 3 âyet – Hüküm ve Adâlet Ahlâkı
Hüküm ve Adâlet Kıssası: Sâd, 38/17-30 – 14 âyet – Hüküm ve Adâlet Ahlâkı
Bu kıssaların nüzul tarihlerini de bir hatırlayalım:
Sâd, 38/17-30 Hüküm ve Adâlet Kıssası Nübüvvetin 3. yılının sonları
Enbiyâ 21/78-80 Hüküm ve Adâlet Kıssası Nübüvvetin 6. yılının sonları
Bakara 2/246-252 Tâlût-Câlût Kıssası: Nübüvvetin 15. yılının ortaları
4- Kur’ân-ı Kerîm’de toplam 31 âyette kendisinden bahsedilen bir peygamberdir.
Bakara 2/246-252 – 6 âyet
Nisâ 4/163 – 1 âyet
Mâide 5/78 – 1 âyet
En’âm 6/84 – 1 âyet
İsrâ 17/55 – 1 âyet
Enbiyâ 21/78-80 – 3 âyet
Neml, 27/15, 16 – 2 âyet
Sebe’34/10, 11 – 2 âyet
Sâd, 38/17-30 – 14 âyet
Toplam: 31 âyet
Bu âyetlerin nuzül tarihleri:
Sâd, 38/17-30 – Nübüvvetin 3. yılının sonları
Neml, 27/15, 16 – Nübüvvetin 5. yılının sonları
Enbiyâ 21/78-80 – Nübüvvetin 6. yılının sonları
İsrâ 17/55 – Nübüvvetin 10. yılının başları
Sebe’34/10, 11 – Nübüvvetin 11. yılının başları
En’âm 6/84 – Nübüvvetin 11. yılının ortaları
Bakara 2/246-252 – Nübüvvetin 15. yılının ortaları
Nisâ 4/163 – Nübüvvetin 18. yılının ortaları
Mâide 5/78 – “”Nübüvvetin 21. yılının sonları
5- Kur’ân-ı Kerim’de peygamberlik öncesi hayatı anlatılan bir peygamberdir.
6- Kur’ân-ı Kerim’de kendisine önce hükümranlık sonra peygamberlik verildiği belirtilen bir peygamberdir.
وَاٰتٰيهُ اللّٰهُ الْمُلْكَ وَالْحِكْمَةَ
“Ve Allah ona hükümdarlık/mülk ve hikmet verdi.” (Bakara 2/251)
Ayetin devamı da muhteşem:
وَعَلَّمَهُ مِمَّا يَشَٓاءُۜ
“Ve ona dilediğini öğretti.”
وَشَدَدْنَا مُلْكَهُ وَاٰتَيْنَاهُ الْحِكْمَةَ وَفَصْلَ الْخِطَابِ
“Onun hükümdarlığını güçlendirmiş, kendisine hikmet (peygamberlik) ve anlaşmazlıkları halletme yeteneği vermiştik.” (Sâd 38/20)
7- Kur’ân-ı Kerim’de kendisine verilen kitap olan Zebûr’dan bahsedilen bir peygamberdir.
Zebûr kelimesi Kur’ân’da bilhassa Hz. Dâvûd’a nisbetle üç âyette Nisâ 4/163; İsrâ 17/55; Enbiyâ 21/105 geçer.
8- Kur’ân-ı Kerîm’de özel olarak hem demir ile hem zırh ile anılan bir peygamberdir.
9- Kur’ân-ı Kerim’de Ehl-i Kitap’ın isnat ve iftiralarına bazen cevap verilmiş, bazen sessiz kalarak doğruları onaylanmış, bazen de doğrusu ortaya konularak anlatılmış bir peygamberdir.
10. Kur’ân-ı Kerim’de şahsiyeti, hususiyetleri, özellikleri ve ayrıcalıkları çok önemli bilgilerle aktarılmıştır.
Kur’ân-ı Kerim’de Hz.Dâvûd’un Şahsiyeti ve Hususiyetleri
اَوْحَيْنَٓا اِلٰى / Kendisine vahyedilmesi (Nisa 4/163)
“Biz Nûh’a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Ve İbrâhim’e, İsmâil’e, İshak’a, Ya‘kūb’a, torunlara, Îsâ’ya, Eyyûb’a, Yûnus’a, Hârûn’a ve Süleyman’a vahyettik. Dâvûd’a da Zebûr’u verdik.” (Nisâ 4/163)
كُلًّا هَدَيْنَاۚ / Hidâyete erdirilmesi (En’âm 6/84)
وَكَذٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِن۪ينَۙ/ Muhsinlerden olması (En’âm 6/84)
وَلَقَدْ فَضَّلْنَا بَعْضَ النَّبِيّ۪نَ عَلٰى بَعْضٍ / Üstün kılınan peygamberlerden biri olması (İsrâ 17/55)
“Rabbin, göklerde ve yerde olan herkesi en iyi bilendir. Gerçekten biz, peygamberlerin kimini kiminden üstün kıldık; Davud’a da Zebur’u verdik.” (İsrâ 17/55)
وَسَخَّرْنَا مَعَ دَاوُ۫دَ الْجِبَالَ يُسَبِّحْنَ وَالطَّيْرَۜ / Dağların ve kuşların tesbih için onun emrine verilmesi (Enbiyâ 21/79)
وَلَقَدْ اٰتَيْنَا دَاوُ۫دَ وَسُلَيْمٰنَ عِلْمًاۚ / Kimselerin ulaşamayacağı kadar ilim verilmesi (Neml, 27/15)
وَوَرِثَ سُلَيْمٰنُ دَاوُ۫دَ / Oğlu Süleyman’ın kendisine varis kılınması (Neml, 27/16)
وَلَقَدْ اٰتَيْنَا دَاوُ۫دَ مِنَّا فَضْلًاۜ / Kimselere verilmeyen üstünlüklerin verilmesi (Sebe’34/10)
وَاَلَنَّا لَهُ الْحَد۪يدَۙ / Demirin ona yumuşatılması (Sebe’34/10)
ذَا الْاَيْدِۚ / Güç ve kuvvet verilmesi (Sâd, 38/17)
اِنَّهُٓ اَوَّابٌ / Sürekli Allah’a yönelen bir kul olması (Sâd, 38/17)
وَاٰتَيْنَاهُ الْحِكْمَةَ / Hikmet verilmesi (Sâd, 38/20)
Âyetteki “hikmet verdik” ifadesine müfessirler tarafından tefsirlerde “peygamberlik, adâlet, kitap bilgisi, sünnet, ilim ve fıkıh bilgisi” gibi farklı açıklamalar yapılmıştır. (Kurtubî, el-Câmiu li Ahkâmi’l-Kur’an, 15: 162)
وَفَصْلَ الْخِطَابِ / Etkili konuşma yeteneği bahşedilmesi (Sâd, 38/20)
وَخَرَّ رَاكِعًا وَاَنَابَ / Hatasını hemen kabul edip telafi etmek için harekete geçmesi (Sâd, 38/24)
اِنَّا جَعَلْنَاكَ خَل۪يفَةً فِي الْاَرْضِ / Yeryüzüne halife olarak tayin edilmesi (Sâd, 38/26)
“Ey Dâvûd! Biz seni yeryüzünde halife yaptık; onun için insanlar arasında adaletle hükmet; nefsin isteklerine uyma, sonra seni Allah yolundan saptırır. Kuşkusuz, Allah yolundan sapanlara, hesap verme gününü unutmaları yüzünden çok ağır bir azap vardır.” (Sâd, 38/26)
اَمْ نَجْعَلُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ كَالْمُفْسِد۪ينَ فِي الْاَرْضِۘ اَمْ نَجْعَلُ الْمُتَّق۪ينَ كَالْفُجَّارِ
“Yoksa iman edip dünya ve âhirete yararlı işler yapanları yeryüzünde fesat çıkaranlarla bir mi tutacaktık? Yahut günah işlemekten sakınanları günaha batanlar gibi mi sayacaktık?” (Sâd, 38/28)
Çok çok önemli iki mesaj:
Islah edenlerle ifsat edenleri bir mi tutacağız?
Sakınanlarla günaha dalanları bir mi tutacağız?