Siret-i Enbiyâ derslerimiz Hz. Yûnus (as) ile devam ediyor. Bu haftaki dersimizde Muhammed Emin Yıldırım hocamız, “Hz. Yûnus (as) Neden Ninova’ya Gönderildi?” serlevhasının altında, Hz. Yûnus’un soyu ve ailesi, isminin anlamı ve bunun mesajları, Kur’ân-ı Kerîm’de onun nasıl anlatıldığı, neden Ninova’ya gönderildiği ve özellikle 33 yıl süren ilk tebliğ döneminin bize verdiği mesajların neler olduğu üzerinde durdu. Haftaya Hz. Yûnus’un gemide ve balığın karnında yaşadıkları ile derslerimiz inşallah devam edecek…
Dersten Cümleler
Allah’ım! Fırtınaların çokça estiği şu günlerde yüreklerimize Hz. Yûnus ile sükûnet ver.
Siret-i Enbiyâ derslerimizde Hz. Yûnus’a söz gelip dayanmıştı; geçen hafta bir mukaddime yapmıştık, bu hafta itibari ile biraz daha Hz. Yûnus’u yakından tanımanın gayretini beraberce vereceğiz.
Bugünkü dersimizin 5 ana konusu var. Nedir bu konular?
1- Hz. Yûnus’un (as) soyu ve ailesi
2- Hz. Yûnus’un (as) isminin anlamı ve yansımaları
3- Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Yûnus’un nasıl anlatıldığı
4- Hz. Yûnus’un (as) gönderildiği şehir olan Ninova ve bu şehrin hususiyetleri
5- Hz. Yûnus’un (as) ilk devrede 33 yıl süren tebliğ mücadelesi ve bunun bize verdiği mesajları
Hz. Yûnus’un (as) Soyu ve Ailesi
Hz. Yûnus’un soyu ve ailesi peygamberler içerisinde en fazla ihtilaflı olan bir soy ve ailedir.
Kitab-ı Mukaddes’e göre babası Filistin’in İsrâil Krallığı’na ait Celîle bölgesindeki Zebulun kabilesine mensup Gatheferli Amittay’ın oğludur.(II. Krallar, 14/25; Yûnus, 1/1) Amittay, büyük ihtimalle Arapça’ya Mettâ olarak geçmiştir.
Bazı İslâm tarihi kaynaklarına göre Hz. Yûnus’un annesi Mettâ’dır. Hatta Sa’lebî ve İbnü’l-Esîr, peygamberler içinde sadece Îsâ ile Yûnus’un annelerine nispet edilerek anıldıkları yönünde bir rivayet (Sa‘lebî, s. 406; İbnü’l-Esîr, I, 360) aktarırlar.
Hz. Yûnus’un soy silsilesi şu şekildedir: Yûnus b. Mettâ b. Bünyâmin b. Ya’kûb b. İshâk, b. İbrâhim (İbn Sa’d, Tabakat c.1,s.40; İbn Habib, Muhabbar, s. 273; İbnü’l-Cevzî, Tabsıra c.1,s.327)
Eşinin adı; Ahna bint Yafes, kızının adı Rebka yada Rebeka, oğulları ise Alût ve Bûzî diye nakledilir.
Hz. Yûnus’un (as) İsminin Anlamı ve Yansımaları
Bazı dil âlimlerimize göre Yûnus kelimesi Arapça’dır. Kelimenin Arapça’da “görmek” anlamındaki “ens” veya “dostluk” anlamındaki “ünsiyyet” kökünden türemiştir. (Fîrûzâbâdî, VI, 53) Ancak bu birçok dil âlimimiz tarafından doğru kabul edilmemiştir. (Mevhûb b. Ahmed el-Cevâlîkī, s. 644; Şehâbeddin el-Hafâcî, s. 244; Jeffery, s. 295-296)
Yûnus kelimesinin aslının İbranice olduğu ve asıl Yonah olduğu şeklindeki görüş daha doğrudur. Yonah ise ne manaya geliyor biliyor musunuz? Güvercin demektir. Yonah olan bu kelime Grekçe’ye Ionas, Arapça’ya Yûnus, Batı dillerine Jonas ve Jonah şeklinde geçmiştir.
Biz güvercin manasını esas aldığımızda; Hz. Yûnus’un bir ömür boyunca kavmine iman hakikatlerini ulaştırmak için bir güvercin gibi çırpındığını, birçok imtihan ile karşılaşmasına rağmen, bir güvercin gibi bir yerlere gitmesine rağmen, dönüp dolaşıp yine Ninova’ya gelip kendi kavmini kurtarmak için gayret sarf ettiğini söyleyebiliriz.
Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Yûnus’un Nasıl Anlatıldığı
Böyle bir başlık açtığımızda çok ama çok şey söyleriz ama biz en temelde 10 başlık altında söyleyeceklerimizi toparlamaya çalışalım.
Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Yûnus (as)
1- Kur’ân-ı Kerîm’de dört yerde ismi ile iki yerde lakabı ile anılan bir peygamberdir.
İsmi ile geçtiği âyetler:
Nisâ 4/163
En’âm 6/86
Yûnus 10/98
Sâffât 37/139
Lakabı ile geçtiği âyetler:
Zünnûn / Balık sahibi Enbiyâ 21/87
Sâhibü’l-hût / Balığın arkadaşı Kalem 68/48
2- Kur’ân-ı Kerîm’de kıssası anlatılan peygamberlerden biridir.
Özellikle Sâffât sûresi 37/139-148 âyetleri arasında 10 âyet ile Hz. Yûnus’un kıssası çok kısa, öz ama çok önemli bilgilerle bizlere anlatılır.
3- Kur’ân-ı Kerîm’de toplam 18 âyette kendisinden bahsedilen bir peygamberdir.
Sâffât suresi 37/139-148 10 âyet
Nisâ 4/163 1 âyet
En’âm 6/86 1 âyet
Yûnus 10/98 1 âyet
Enbiyâ 21/87, 88 2 âyet
Kalem 68/48-50 3 âyet
Bu âyetlerin nuzül tarihleri:
Yûnus 10/98. âyet Nübüvvetin 5. yılı sonları
Sâffât 37/139-148 10 âyet Nübüvvetin 6. yılı başları
Enbiyâ 21/87-88. âyetleri Nübüvvetin 6. yılının sonları
Kalem 68/48-50. âyetleri Nübüvvetin 10. yılının başları
En‘âm 6/86. âyeti Nübüvvetin 11. yılının ortaları
Nisâ 4/163 âyeti Nübüvvetin 18. yılının ortaları
4- Kur’ân-ı Kerim’de adı sûrelere isim olarak verilen yedi peygamberden biridir.
Malum olduğu üzere 114 sûreden 7 tanesinin isimleri, peygamber isimleridir. Hatırlayalım:
10. sûre Yunus Sûresi
11. sûre Hûd Sûresi
12. sûre Yûsuf sûresi
14. sûre İbrâhim sûresi
31. sûre Lokmân sûresi
47. sûre Muhammed sûresi
71. sûre Nûh sûresi
5- Kur’ân-ı Kerîm’de gönderildiği kavim ve şehir hakkında bilgi verilen bir peygamberdir.
وَاَرْسَلْنَاهُ اِلٰى مِائَةِ اَلْفٍ اَوْ يَز۪يدُونَۚ
“Onu, yüz bin veya daha çok kişiye peygamber olarak gönderdik.” (Sâffât 37/147)
6- Kur’ân-ı Kerîm’de istisnai olarak izinsiz hicrete çıkması, balığın karnında kalması, sonrasında iyileşmesi ve tekrar kavmine dönmesi çok önemli mesajlarla anlatılan bir peygamberdir.
7- Kur’ân-ı Kerîm’de hem bir balık ile hem bir bitki ile anılan bir peygamberdir.
Kur’ân’da 30 hayvan ismi zikredilmiştir. Kur’an’da zikri geçen hayvanlar şunlardır: Aslan, at, balık, bal arısı, bıldırcın, bit, çavuş kuşu, ebabil kuşu, çekirge, deve, domuz, eşek, fil, hüdhüd kuşu, inek, karga, karınca, keçi, koyun, kurbağa, kurt, köpek, maymun, katır, pervane böceği, kelebek, sinek, sivrisinek, örümcek, yılan.
Kur’ân-ı Kerîm’de geçen bitkilere gelince; bunların da toplam 26 çeşit olduğunu görmekteyiz. 14’ü bitki; 7’si Meyve, 5’şi sebze, toplam 26…
Bitkiler: Reyhan, sedir ağacı, hardal tanesi, zencefil, başak, ılgın, yapraklı daneler, kuru diken, yonca, gül, hurma ağacı, kâfûr ağacı, zakkum ağacı yaktîn ağacı.
Meyveler: İncir, üzüm, nar, zeytin, hurma, muz, kiraz.
Sebzeler: Hıyar, sarımsak , mercimek, soğan, acur.
8- Kur’ân-ı Kerim’de Ehl-i Kitap’ın isnat ve iftiralarına bazen cevap verilmiş, bazen sessiz kalarak doğruları onaylanmış, bazen de doğrusu ortaya konularak anlatılmış bir peygamberdir.
“Ve Amittay’ın oğlu Yûnus’a Rabbinin şu sözü geldi: ‘Kalk Ninova’ya, o büyük şehre git ve halkı uyar; çünkü onların kötülüğü benim önüme kadar çıktı.’
Fakat Yûnus, Rabbinin önünden Tarşiş’e kaçmağa kalktı ve Yafa’ya indi ve Tarşiş’e giden bir gemi buldu; ücretini (navlun) verdi ve Rabbinin önünden uzağa, Tarşiş’e onlarla beraber gitmek için gemiye bindi.” (Yûnus Kitabı, 1/1-3)
9. Kur’ân-ı Kerim’de mücadelesi, tebliği, kavminin tepkileri ve başına gelen imtihanları çok önemli mesajlarla anlatılmıştır.
10. Kur’ân-ı Kerim’de şahsiyeti, hususiyetleri, özellikleri ve ayrıcalıkları çok önemli bilgilerle aktarılmıştır.
Kur’ân-ı Kerim’de Hz. Yûnus’un Şahsiyeti ve Hususiyetleri
اَوْحَيْنَٓا اِلٰى / Kendisine vahyedilmesi (Nisa 4/163)
اِنَّٓا اَوْحَيْنَٓا اِلَيْكَ كَمَٓا اَوْحَيْنَٓا اِلٰى نُوحٍ وَالنَّبِيّ۪نَ مِنْ بَعْدِه۪ۚ وَاَوْحَيْنَٓا اِلٰٓى اِبْرٰه۪يمَ وَاِسْمٰع۪يلَ وَاِسْحٰقَ وَيَعْقُوبَ وَالْاَسْبَاطِ وَع۪يسٰى وَاَيُّوبَ وَيُونُسَ وَهٰرُونَ وَسُلَيْمٰنَۚ وَاٰتَيْنَا دَاوُ۫دَ زَبُورًاۚ
“Biz Nûh’a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Ve İbrâhim’e, İsmâil’e, İshak’a, Ya‘kūb’a, torunlara, Îsâ’ya, Eyyûb’a, Yûnus’a, Hârûn’a ve Süleyman’a vahyettik. Dâvûd’a da Zebûr’u verdik.” (Nisâ 4/163)
وَكُلًّا فَضَّلْنَا عَلَى الْعَالَم۪ينَۙ / Âlemlere üstün kılınması (En’âm 6/86)
En’am sûresi’nin 84-90 âyetleri arasında 7 âyetten biz 8 önemli vasıf:
1. Hâdî (En’âm 6/84)
2. Muhsin (En’âm 6/84)
3. Sâlih (En’âm 6/85)
4. Fâdl (En’âm 6/86)
5. Mücteba (En’âm 6/87)
6. Müstakim (En’âm 6/88)
7. Nebî (En’âm 6/89)
8. Müstağnî (En’âm 6/90)
اِنّ۪ي كُنْتُ مِنَ الظَّالِم۪ينَۚ / Hatasını savunmadan itiraf etmesi (Enbiyâ 21/87)
فَاسْتَجَبْنَا لَهُۙ / Duasına icabet edilmesi (Enbiyâ 21/88)
وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْغَمِّۜ / Büyük bir keder/hüzünden kurtarılması (Enbiyâ 21/88)
لَمِنَ الْمُرْسَل۪ينَۜ / Gönderilen elçilerden olması (Sâffât 37/139)
مِنَ الْمُسَبِّح۪ينَۙ / Sürekli Allah’ı tesbih edenlerden olması (Sâffât 37/143)
فَجَعَلَهُ مِنَ الصَّالِح۪ينَ / Salihlerden olması (Kalem 68/50)
Hz. Yûnus’un (as) Gönderildiği Şehir Olan Ninova ve Bu Şehrin Hususiyetleri
Asur İmparatorluğu, MÖ 2025 ile MÖ 612 yılları arasında var olmuş ve Sami halklardan oluşmuş bir Antik Çağ Mezopotamya imparatorluğuydu. Başkentleri Ninova’ydı.
Ninova kelimesinin ise antik çağlarda “balık şehri” (nûn) anlamına geldiği belirtilmektedir. Bazı modernist yorumlar; buradan yola çıkarak Hz. Yûnus’un balığın karnında değil balıkçılıkla uğraşan bu kavmin içerisinde kaldıkları yönünde iddialarda bulunurlar, bu iddiaların doğru olmadığını önümüzdeki hafta Kur’ân ayetleri üzerinden göreceğiz.
Ninova şehri; o günkü dünyanın 5 önemli merkezi olma özelliğini taşıyordu:
1- Ticarî Merkezi
2- İlmi Merkezi
3- Sanat Merkezi
4- Kültür Merkezi
5- Zevk Merkezi
Eskiçağ tarihinde büyük bir öneme sahip olan Kral yolu Ege sahillerinde Efes’ten, yine Eskiçağ dünyasının önemli ulaşım eksenlerinden birini teşkil eden Karadeniz-Kuzey Mezopotamya yolu da Amisos’tan (Samsun) başlayarak Ninevâ’da sona eriyordu.
Hz. Yûnus’un (as) ilk devrede 33 yıl süren tebliğ mücadelesi ve bunun bize verdiği mesajları
Yûnus (as); otuz üç yıl, kavmini, Allah’a iman ve ibadete davet ettiği halde, kendisine, iki kişiden başka iman eden olmadı.Sa’lebî bu iki kişinin ismini de verir. İman edenlerden birisi İlim ve hikmet sahibi Rubil, diğeri de, âbid ve zâhid Tenuh idi. (Sâlebî, Arais s.408)
Hz. Yûnus’un 33 yıl süren tebliğ mücadelesinden alınması gereken mesajlar:
1- Tebliğ ve davet meselesi çok ama çok zor bir meseledir.
2- Kesinlikle usulüne ve fıkhına göre yapılmalıdır.
3- Israr ve tekrar bu meselenin en önemli iki esasıdır.
4- Muhatapları düşmanlaştırmadan merhametle yapılmaya özen gösterilmelidir.
5- Asla neticeye takılmadan sürdürülmelidir.
Ödevimiz:
Sâffât suresi 37/139-144 6 âyet
Enbiyâ 21/87, 88 2 âyet
Kalem 68/48-50 3 âyet
Mevlâ anlayabilmeyi hepimize nasip eylesin.