Siret-i Enbiyâ derslerimizde Hz. Yûsuf’un hayatındaki yürüyüşümüze devam ediyoruz. Bu haftaki konumuz Bünyamin’in Mısır’da alıkonmasının ardından gelişen hadiselerdi. Muhammed Emin Yıldırım hocamız, “Hz. Yûsuf’un Gayreti, Hz. Ya’kûb’un Hasreti” üst başlığında Allah’ın (cc) Hz. Yûsuf’a uygulattığı planın nelere sebebiyet verdiğini çok önemli mesaj ve vurgularla anlattı. Bu ders dışında Hz. Yûsuf ile alakalı iki dersimiz kalmış oldu. Sonra Hz. Eyyûb’ün hayatından yürüyüşümüze devam edeceğiz…
Dersten Cümleler
Allah nasip ederse bu hafta dâhil 3 derste, Hz. Yûsuf kıssasını bitirmiş olacağız.
Bugün 80. ayetten başlayıp, 87. ayete kadar, 8 ayetlik bir kısmı işlemiş olacağız.
Kur’ân, Sünnet ve Siyer, bu değerler o kadar önemlidir ki bir tek alanda çalışan şahıs, bu değerli hazineyi tam olarak anlayamaz ve kavrayamaz.
Psikoloji veya ruh bilimi, davranışı ve zihini inceleyen bilim ya insanın duygu ve düşünceleri ve bu duygu ve düşüncelerin etkilediği davranışları inceliyor ya sadece bugün işleyeceğimiz 8 ayete bir de önümüzdeki hafta işleyeceğimiz 4 ayete daha yani 12 ayet bu nazarla okunsa neler bulunur neler?
Neler bunlar?
– Haset psikolojisi
– Suçluluk psikolojisi
– Baba korkusu psikolojisi
– Kınanma korkusu psikolojisi
– Sabır psikolojisi
– Umut psikolojisi
– Sevgi psikolojisi
– Hasret psikolojisi
– İman psikolojisi
– İyimserlik psikolojisi
– Fakirlik psikolojisi
– Cehalet psikolojisi
– Başarı psikolojisi
– Üstünlük psikolojisi
– Ezilmişlik psikolojisi
– Tevbe psikolojisi
İşte böyle bir kitabımız var ama biz nelerle uğraşıyoruz. Davanın ve sevdanın büyüklüğüne bak ayağa takılan engellere bak…
قَالُوا يَٓا اَيُّهَا الْعَز۪يزُ اِنَّ لَهُٓ اَبًا شَيْخًا كَب۪يرًا فَخُذْ اَحَدَنَا مَكَانَهُۚ اِنَّا نَرٰيكَ مِنَ الْمُحْسِن۪ينَ
“Dediler ki: Ey aziz! Gerçekten onun çok yaşlı bir babası var. Onun yerine bizim birimizi alıkoy. Zira biz seni, iyilik edenlerden görüyoruz.” (Yûsuf 12/78)
قَالَ مَعَاذَ اللّٰهِ اَنْ نَأْخُذَ اِلَّا مَنْ وَجَدْنَا مَتَاعَنَا عِنْدَهُٓۙ اِنَّٓا اِذًا لَظَالِمُونَ۟
“Dedi ki: Eşyamızı yanında bulduğumuz kimseden başkasını alıkoymaktan Allah’a sığınırız, o takdirde biz gerçekten zalimler oluruz!” (Yûsuf 12/79)
Haset içerisinde olan kardeşleri babaları Hz. Ya’kub’a üzüldüler de Bünyamin ve Hz. Yûsuf babalarına üzülmediler mi?
Plan Hz. Yûsuf’un planı değil Allah’ın planıdır. Allah bu plan ile Hz. Yûsuf’daki gayreti arttırmak, Hz. Ya’kûb’daki hasreti dindirmeyi hedeflemektedir.
Zaten bizim bugünkü dersimizin başlığı neydi? “Hz. Yûsuf’un Gayreti, Hz. Yâ’kûb’un Hasreti”
Allah (cc) uygulattığı ve devreye soktuğu plan ile Hz. Yûsuf’a ne yaptırmak istiyordu?
1. Kuyuda olan kardeşlerini onun vesilesi ile kurtarmak
2. Kardeşleri ile arasını düzeltmek
3. Kardeşlerini günah ve hataları ile yüzleştirmek
4. Aile meselesi ile uğraşırken asıl sorumluluğunu ihmal etmemek
5. Kendi aile meselesi üzerinden çağına ve çağlara mesajlar vermek
Allah (cc) uygulattığı ve devreye soktuğu plan ile Hz. Yâ’kûb’a ne yaptırmak istiyordu?
1. Yüreğindeki evlat hasretini dedesi Hz.İbrâhim gibi dindirmek…
2. Dert üstüne dert ekleyerek belli bir kıvama getirmek
3. En zor durumlarda bile umudu diri tutmayı onun üzerinden öğretmek
4. Evlatlarının ahireti için bir babanın nasıl çırpınması gerektiğini göstermek
5. Yüzlerce dert olsa da peygamberlik vazifesini aksatmadan yapabilmek
فَلَمَّا اسْتَيْـَٔسُوا مِنْهُ خَلَصُوا نَجِيًّاۜ قَالَ كَب۪يرُهُمْ اَلَمْ تَعْلَمُٓوا اَنَّ اَبَاكُمْ قَدْ اَخَذَ عَلَيْكُمْ مَوْثِقًا مِنَ اللّٰهِ وَمِنْ قَبْلُ مَا فَرَّطْتُمْ ف۪ي يُوسُفَۚ فَلَنْ اَبْرَحَ الْاَرْضَ حَتّٰى يَأْذَنَ ل۪ٓي اَب۪ٓي اَوْ يَحْكُمَ اللّٰهُ ل۪يۚ وَهُوَ خَيْرُ الْحَاكِم۪ينَ
“Ondan ümitlerini kesince, (meseleyi) gizli görüşmek üzere ayrılıp (bir kenara) çekildiler. Büyükleri dedi ki: Babanızın sizden Allah adına söz aldığını, daha önce de Yûsuf hakkında işlediğiniz kusuru bilmiyor musunuz? Babam bana izin verinceye veya benim için Allah hükmedinceye kadar bu yerden asla ayrılmayacağım. O hükmedenlerin en hayırlısıdır.” (Yûsuf 12/80)
Büyük kardeşin kim olduğu konusunda tefsirlerde dört isim verilir; Katade’ye göre Rûbil, Mücahid’e göre Şem’ûn, Kelbi’ye göre Yehûda, İbn İshak’a göre Lavi…
اِرْجِعُٓوا اِلٰٓى اَب۪يكُمْ فَقُولُوا يَٓا اَبَانَٓا اِنَّ ابْنَكَ سَرَقَۚ وَمَا شَهِدْنَٓا اِلَّا بِمَا عَلِمْنَا وَمَا كُنَّا لِلْغَيْبِ حَافِظ۪ينَ
“Babanıza dönün ve deyin ki: Ey babamız! Şüphesiz oğlun hırsızlık etti. Biz, bildiğimizden başkasına şahitlik etmedik. Biz gaybın bekçileri değiliz.” (Yûsuf 12/81)
Huyların terbiye edilmesi de o kadar zor ki… Boşuna dememişler; “can çıkar, huy çıkmaz!” diye… Boşuna Efendimiz (sas) dememiş; “Bir dağın yer değiştirdiğini duyarsanız inanın, bir insanın huyunu değiştirdiğini duyarsanız inanmayın!”
Ne anlıyoruz bu ayetten?
1. Kardeşlerde halen Bünyamin ve Hz. Yûsuf’a karşı bir kin ve haset var.
2. Kardeşlerde halen bir gel-git durumu var.
3. Kardeşlerde çok ciddi bir iç kavga var.
4. Kardeşlerde olayların iç yüzünü anlama noktasında bir acziyet var.
5. Kardeşlerde müthiş bir kültür ve bilgi de var.
وَسْـَٔلِ الْقَرْيَةَ الَّت۪ي كُنَّا ف۪يهَا وَالْع۪يرَ الَّت۪ٓي اَقْبَلْنَا ف۪يهَاۜ وَاِنَّا لَصَادِقُونَ
“(İstersen) içinde bulunduğumuz şehire (Mısır halkına) ve aralarında geldiğimiz kafileye de sor. Biz gerçekten doğru söylüyoruz.” (Yûsuf 12/82)
Böylece büyükleri Mısır’da kaldı, geri kalan 9 kardeş büyük bir üzüntü, korku ve sıkıntı ile Filistin’e döndüler. Babalarına olan biten her şeyi anlattılar. Bu kısımları Kur’ân anlatmıyor ama anlaşılıyor.
83. ayette biz, olay Hz. Ya’kûb’a anlatıldıktan sonra nasıl bir tepki gösterdiğini okuyoruz.
قَالَ بَلْ سَوَّلَتْ لَكُمْ اَنْفُسُكُمْ اَمْرًاۜ فَصَبْرٌ جَم۪يلٌۜ عَسَى اللّٰهُ اَنْ يَأْتِيَن۪ي بِهِمْ جَم۪يعًاۜ اِنَّهُ هُوَ الْعَل۪يمُ الْحَك۪يمُ
“(Babaları) dedi ki: Hayır, nefisleriniz sizi (böyle) bir işe sürükledi. (Bana düşen) artık, güzel bir sabırdır. Umulur ki, Allah onların hepsini bana getirir. Çünkü O çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.” (Yûsuf 12/83)
Bu muhteşem ayetten neler okuyoruz;
1. Birbirlerini yiyen çocukların karşısında bir baba feryadını
2. Hata içerisinde olan çocukların durum tespitini iyi yapan bir muallim adımını
3. İmtihanlar üstüne imtihanlar yaşayan bir peygamberin sabrını
4. Musibetler ne kadar çoğalırsa çoğalsın umudunu kaybetmeyen bir umut kâşifinin mesajını
5. Olan-biten her ne varsa Allah’ın iradesi altında olduğunu iyi bilen bir muvahhidin ikrarını
Sonra ne yapıyor Hz. Ya’kûb?
وَتَوَلّٰى عَنْهُمْ وَقَالَ يَٓا اَسَفٰى عَلٰى يُوسُفَ وَابْيَضَّتْ عَيْنَاهُ مِنَ الْحُزْنِ فَهُوَ كَظ۪يمٌ
“Onlardan yüz çevirdi, “Ah Yusuf’um ah!” diye sızlandı ve kederini içine gömmesi yüzünden gözlerine ak düştü.” (Yûsuf 12/84)
Burada kullanılan kelime, “Esefe/ el-Esefü” kelimesi, buna meşhur dil âlimimiz Rağıb el-İsfehani, içinde kızgınlık olan üzüntüyü ifade etmek için kullanılır diyor.
Dert ve kederin büyüklüğü vücuda zarar verir mi? Hem de nasıl?
Dert ve kederin büyüklüğü;
Saçları ağartır.
Beli büker.
Gönlü sıkıştırır.
Hastalıklara düşürür.
Görme kaybına sebep olur.
قَالُوا تَاللّٰهِ تَفْتَؤُ۬ا تَذْكُرُ يُوسُفَ حَتّٰى تَكُونَ حَرَضًا اَوْ تَكُونَ مِنَ الْهَالِك۪ينَ
“(Oğulları:) ‘Allah’a andolsun ki sen hâla Yûsuf’u anıyorsun. Sonunda ya hasta olacaksın ya da büsbütün helâk olacaksın!’ dediler.” (Yûsuf 12/85)
Hüzne ortak olmak, teselli vermekten önceliklidir.
قَالَ اِنَّمَٓا اَشْكُوا بَثّ۪ي وَحُزْن۪ٓي اِلَى اللّٰهِ وَاَعْلَمُ مِنَ اللّٰهِ مَا لَا تَعْلَمُونَ
“(Ya’kûb:) Ben gam ve kederimi sadece Allah’a arz ediyorum. Ve ben sizin bilemeyeceğiniz şeyleri Allah tarafından (vahiy ile) biliyorum, dedi.” (Yûsuf 12/86)
يَا بَنِيَّ اذْهَبُوا فَتَحَسَّسُوا مِنْ يُوسُفَ وَاَخ۪يهِ وَلَا تَا۬يْـَٔسُوا مِنْ رَوْحِ اللّٰهِۜ اِنَّهُ لَا يَا۬يْـَٔسُ مِنْ رَوْحِ اللّٰهِ اِلَّا الْقَوْمُ الْكَافِرُونَ
“Ey oğullarım! Gidin Yûsuf’u ve kardeşini araştırın. Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez.” (Yûsuf 12/87)
Ayette kullanılan kelimeye dikkat edelim: “İzhebû fetehassesû فَتَحَسَّسُو”
“Tehassüs” kelimesi, “Tecessüs” kelimesinin mana bakımından benzeri bir kelimedir.
İkisi de araştırmak anlamına gelir ama:
Tehassüs; iyi şeyleri, iyi niyetle, iyi yöntemlerle araştırmaktır.
Tecessüs; kötü şeyleri, özellikle insanları özel hayatlarını, mahremiyetlerini, ayıplarını kötü yollarla araştırmaktır.
Hz. Ya’kûb çok önemli bir şey daha söylüyor. Ne diyor?
وَلَا تَا۬يْـَٔسُوا مِنْ رَوْحِ اللّٰهِۜ
“Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin.”
Niye bunu söylüyor Hz. Ya’kûb?
– Çünkü ümidini kaybeden arayamaz; aramayan bulamaz.
– Ümidini kaybeden iyileşmek için gayret veremez; bundan dolayı iyileşemez.
– Ümidini kaybeden kurtulamaz; kurtulamayan kurtaramaz.
– Ümidini kaybeden tevbe edemez, tevbe etmeyen rahmete erişemez.
– Ümidini kaybeden rahmete nail olamaz, rahmete nail olamayan şeytanın oyuncağı olmaktan kurtulamaz.
Sözünün sonunda Hz. Ya’kûb ne dedi?
اِنَّهُ لَا يَا۬يْـَٔسُ مِنْ رَوْحِ اللّٰهِ اِلَّا الْقَوْمُ الْكَافِرُونَ
“Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez.” (Yûsuf 12/87)
Ancak imanını kaybeden ümidini kaybeder; ümidini kaybeden Allah muhafaza imanını kaybeder.
Neden? Çünkü iman varsa imkân vardır.
İmkân varsa ümit vardır.
Ümit varsa gayret vardır.
Gayret varsa mücadele vardır.
Mücadele varsa zafer vardır.
Rahmet Mevsimine giriyoruz.
Çarşamba günü Üç Aylar başlıyor…
Perşembe akşamı Reğaib Gecesi…
O geceye has bir programımız olacak, bu programa hem davetli hem davetçisiniz…