Muhteşem Ahlak dersinde bu hafta Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, “İlahî Bir İkram Rüya ve Rüya Fıkhı” başlığında rüya ahlakını anlattı. Rüya meselesine yaklaşım farkları, muhteva açısından rüya, Rahmânî rüya ve bunun nereden anlaşılacağı, rüya konusunda dikkat edilmesi gerekenler ve bunun en temel fıkhı bu haftaki dersimin konularından bazılarıydı.
Dersten Cümleler
Rüya bahsi gündeme gelince, hemen birbirinden faklı üç tavır ortaya çıkıyor.
1. İfrat tavrı
2. Tefrit tavrı
3. İtidal tavrı
İfrat tavrı: Gereğinden fazla abartmak
Tefrit tavrı: Değerinden aşağıya düşürmek
İtidal tavrı: Değerinin hakkını teslim etmek
İtidal tavrı, Sünnet tavrıdır.
Rüya gibi bir nimetin, nikmete dönüşme tehlikesi vardır.
Sünnet-i Muhammed ile kaim olacak, Ümmet-i Muhammed…
Sözlükte “görmek” anlamındaki rü’yet kökünden türeyen rü’yâ kelimesi, uyku sırasında zihinde beliren görüntülerin bütününü ifade eder. Türkçe’de buna ‘düş’ deniyor.
“Rüya Allah’tan, hulm ise şeytandandır.” (Buhârî, Tabîr, 3; Müslim, Rüyâ, 2; Tirmizî, Rüyâ, 5)
“…Rüya üç çeşittir; salih rüya ki bu, Allah’tan kuluna bir müjdedir. Şeytanın üzüntü vermesi şeklindeki kâbuslu rüya ve insanın günlük yaşantısında zihnini meşgul eden şeylerden kaynaklanan rüyadır.” (Buhârî, Tabîr, 3; Müslim, Rüyâ, 1)
Efendimiz’in (sas) burada beyan ettiği üç çeşit rüyayı âlimlerimiz şöyle isimlendirmişlerdir:
1. Rahmânî rüya
2. Şeytânî rüya
3. Nefsânî rüya
Rahmânî rüya, “rü’yâ-yı sâdıka yada rü’yâ-yı sâliha” dır.
Nefsânî rüya, insanın hayal ve kuruntuları, uyku esnasındaki dış etkiler ve günlük meşgalelere ilişkin rüyalardır.
“Sizden biriniz hoşlanmadığı bir rüya görürse kalksın, sol tarafına tükürsün (üç kez) ve o rüyayı insanlara anlatmasın./Kalksın abdest alsın ve iki rekât namaz kılsın.”
“Rüyada ayaklara vurulan zinciri severim; boyunlara geçirilen zincirden ise hoşlanmam.” (Buhârî, Tabîr, 3; Müslim, Rüyâ, 1)
Ayaklara vurulan zincir; dinde sebat, boyunlara geçirilen zincir ise Şeytanın aldatmacasıdır.
Şeytânî ve Nefsânî rüyalara karşı müminin tavrı nasıl olmalı?
1. Kimselere anlatmamalı
2. Tesiri altında kalmamalı
“Rüyanı kimselere anlatma! Şeytanın, rüya yoluyla seninle eğlenmesine de fırsat verme!” (Müslim, Rüya, 12)
Cevaplanması gereken üç soru:
1. Rahmânî rüyanın değeri nedir?
2. Bir rüyanın Rahmânî rüya olduğu nereden anlaşılır?
3. Rahmânî rüyanın fıkhı nedir?
Rahmânî rüyanın değeri nedir?
1. Rahmânî rüya, nübüvvet kurumunun bir parçasıdır.
2. Rahmânî rüya, Allah’ın (cc) kullarına bir ikram-ı ilahiyyesidir.
3. Rahmânî rüya, Allah’ın (cc) kullarına bir mübeşşirat-ı Rabbanisidir.
4. Rahmânî rüya, Allah’ın (cc) kullarına bir ikâz-ı Rahmânîyesidir.
5. Rahmânî rüya, Kıyamet’e yaklaştıkça, müminin en önemli teselli kaynağıdır.
“Mü’minin rüyası, peygamberliğin kırk altı cüzünden bir cüzdür. Peygamberlikten cüz olan şey yalan olamaz.” (Buharî, Tabîr, 26; Müslim, Rüya, 8)
Peygamberlerin nübüvvet öncesi rüyaları o ağır vazifeye bir hazırlık, nübüvvet sonrası rüyaları ise ya vahiy, yada ilahî bir işarettir.
“Benden sonra, peygamberlikten sâdece mübeşşirat kalacaktır!” Yanındakiler sordu: “Ya Resulullah!Mübeşşirât da nedir`?” Buyurdular ki: “Sâlih rüyadır!” (Buharî, Tabir, 5; Muvatta, Rüya, 3; Ebû Davud, Edeb, 96)
“Kıyamet yaklaşınca (ahir zamanda) mü’minin rüyası yalan çıkmaz!” (İbn Mâce, Rüya, 9)
Rüyada şefkat tokadı, ikazlar şeklinde gelir.
Bir rüyanın Rahmânî rüya olduğu nereden anlaşılır?
1. Görenden
2. Görülenden
3. Görülen zamandan
4. Görülen mekândan
5. Görüleni tabir edenden
“Sâlih rüyayı, sâlih kişi görür veya ona gösterilir.” (Muvatta, Rüya, 3)
“En sâdık rüya, seher vakitlerinde görülen rüyadır.” (Tirmizî, Rüya, 3)
Rahmâni rüyanın fıkhı nedir?
1. Doğru anlatılmalı, mübalağadan kaçınmalı, zihinde ne kalmışsa, onunla yetinilmelidir.
“Sizin en doğru rüya görenleriniz, en doğru söyleyenlerinizdir.” (Müslim, Rüya, 6)
“En büyük iftiralardan birisi görmediği bir rüyayı görmüş gibi anlatan insanın iftirasıdır.” (Buhari, Menakıb, 5)
“Yalandan rüya gördüğünü söyleyen kimse kıyamet günü iki arpa tanesini birbirine bağlamakla mükellef olacak fakat asla onları birbirine bağlayamayacaktır.” (Buhârî, Tabîr, 45)
2. Herkese anlatılmamalı, bir reklam malzemesine dönüştürülmemeli, onun üzerinden farklı hesaplara girilmemelidir.
3. Başkalarını o rüya ile amel etmeye zorlamamalı, görülen rüyanın asla başkasını bağlamadığını iyice bilmelidir.
4. Kendisi gördüğü rüya ile amel edebileceği gibi etmeyeceğini de hatırından çıkarmamalı, bunun bir tercih meselesi olduğunu iyice bellemelidir.
5. Kimi görürse görsün, nasıl görürse görsün; eğer rüyada söylenenler, İslam’ın temel esaslarına aykırı ise, o rüya dikkate alınmamalıdır.
“Bu gece nasıl sabahladın?”
“Bu gece rüya göreniniz var mı?”
“…Yarısı güzel, yarısı çirkin yaratılışlı olan adamlara gelince, bunlar iyi amellerle kötü amelleri birbirine karıştırıp her ikisini de yapan kimselerdir. Allah onları affetmiştir.” (Buharî, Tabir, 48, Ezân,156; Müslim, Rüya, 23; Tirmizî, Rüya, 10)
“Bu gece rüyamda buluta benzer bir şey gördüm, ondan yağ ve bal yağıyordu. İnsanlar da ellerini açıp bu yağan şeylerden almaya çalışıyorlardı. Azıcık alan da vardı, çokça alabilen de. Derken arzdan semaya kadar uzanan bir ip gördüm…” (Buharî, Tabîr, 11, 47; Müslim, Rü’ya, 17; Tirmizî, Rü’ya, 10)
Bazı rüyaların tevili, sükûttur.
“İşte (rüyanda gördüğün) üç aydan biri ve en hayırlısı senin evine düştü!” (Muvatta, Cenâiz, 10)
“Ey Ümmü’l-Fadl! Sen hayr görmüşsün. İnşallah yakın bir zamanda Fatıma’nın bir çocuğu olacak. O çocuğa süt annesi sen olacaksın. Kusem’in sütünden ona da vereceksin!”
“Abdullah ne güzel bir adamdır; ahh bir de gece namazı kılsa!”
İmam Nafi, Abdullah b. Ömer’in oğlu Salim diyor ki: “O günden sonra Abdullah bir daha gece namazını bırakmadı ve gecelerini çok az uykuda geçirdi.”