Siret-i İnsan derslerimizin dördüncüsünde Muhammed Emin Yıldırım hocamız, “İnsan Alet Değil Ayettir” serlevhasının altında insanın nasıl tanımlanması konusunda çok önemli mesaj ve bilgileri bizlerle paylaştı. İnsanın alet görülmesi durumunda ne gibi sapmaların yaşanacağını, ayet olarak görülmesi durumunda ise nasıl bir bilinç kazanılacağını bizlere anlatan hocamız, İslam’ın insan tasavvurunun ne kadar isabetli olduğuna değindi.
Dersten Cümleler
İnsan dediğimiz varlık küçük bir âlem ve her insan başka bir âlem…
Bizim bilgi diye bir sıkıntımız yok, bilinç diye bir sıkıntımız var…
Ayet kelimesinin sözlükteki asıl anlamı “bir şeyin ve bir amacın mevcudiyetini gösteren alâmet”tir. Yani ayet, “açık alâmet, delil, ibret, işaret, mucize” gibi anlamlarda kullanılmıştır. Kur’an’da tekil ve çoğul şeklinde 382 defa geçen ayet kelimesi terim olarak çeşitli anlamlar ifade etmektedir.
İslam âlimlerine göre ayet, başlıca iki kısma ayrılır:
1. Fiilî ayetler
2. Kavlî ayetler
Fiilî ayetler: Kâinattaki sayısız çeşitlilik ve farklılıklardan oluşur.
Kavlî ayetler: Peygamberlere vahiy yoluyla indirilen ayetlerden oluşur.
Okunmayı bekleyen ayetler dörde ayrılır:
1. Âyât-ı Kâinat veya Âyat-ı Âfâk
2. Âyât-ı İnsan veya Âyât-ı Enfüs
3. Âyât-ı Hadisât veya Âyât-ı Makdûrat
4. Âyât-ı Kur’ân veya Âyât-ı Mestura
Hiç bir kitap kendi kendisini yazmaz. Nasıl ki her kitabın bir kâtibi varsa, evren kitabının da bir kâtibi vardır.
“Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. ‘Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru!’ derler.” (Al-i İmran 3/191)
Yaratılışımızdan ahlakımıza, düşüncelerimizden duygularımıza, akıllarımızdan kalplerimize, iskeletimizden bedenin diğer organlarına, rüyamızdan uykumuza, ölümümüzden tekrar dirilişimize, birbirimiz ile münasebetimizden, kâinat ile münasebetimize her şeyimiz ama her şeyimiz birer ayet ve okunmayı bekleyen birer kitaptır.
“Kesin olarak inananlara, yeryüzünde ve kendi içinizde/nefislerinizde Allah’ın varlığına nice deliller vardır; görmez misiniz?” (Zâriyât 20, 21)
“Göklerde ve yerde bulunan her varlık O’na muhtaçtır; O her an, hayata ve varlığa dair her işe müdahildir/her şey O’nun tasarrufundadır.” (Rahman 55/29)
“Elif, Lâm, Râ. Bu Kur’ân öyle büyük bir kitaptır ki, insanları Rablerinin izni ile karanlıklardan aydınlığa, her şeye galip ve hamde lâyık olan Allah’ın yoluna çıkarman için onu sana indirdik.” (İbrahim 1)
Bir âlem olan bu beden, kendi içinde binlerce ülke, onbinlerce şehir, yüzbinlerce kasaba, milyonlarca köy barındırmaktadır.
Biz insanı 3 sistemde ele alabiliriz:
– Duygu Sistemi
– Düşünce Sistemi
– Vücut Sistemi
Vücut Sistemimiz 7 temel başlıkta ele alınabilir:
İskelet Sistemi
Kas Sistemi
Dolaşım Sistemi
Sindirim Sistemi
Boşaltım Sistemi
Solunum Sistemi
Hormonlar Sistemi
Bir yetişkinin vücudunda 206 kemik olmasına karşın, bu sayı çocuklarda 350 kemiğe kadar ulaşır.
“… Kemiklere de bir bak nasıl biraraya getiriyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz?…” (Bakara 2/259)
“Çürümüş-bozulmuşken, bu kemikleri kim diriltecekmiş? De ki: “Onları, ilk defa yaratıp-inşa eden diriltecek. O, her türlü yaratmayı gayet iyi bilir.” (Yasin 36/78-79)
Hareketlerimiz birer mucize, kemikler arasında var olan mükemmel yağlama sistemi bir mucize, yük taşıma kapasiteleri bir mucize, kemiklerin kendi yapıları, dokuları, hücreleri, damarları, sinirleri birer mucize, kalsiyum ve fosfor depolama sistemleri birer mucize, kemik iliği bir mucize, kendi kendini tamir etme özelliği bir mucize, omurga sistemi başlı başına bir mucize, kemikler arasındaki mekanik dizayn bir mucize, beyni koruyan kafatası bir mucize, yani ayet…
İnsan vücudunda 6 milyardan fazla motor var.
İnsan bedeninde bulunan yaklaşık 25 trilyon küçük kırmızı hücre hiç durmadan yük taşır. Olağan koşullarda vücutta saniyede yaklaşık 2,5 milyon alyuvar üretilir.
Tek bir böbreğin içinde 1.200.000 adet süzgeç vardır.
Alet, nesne, araç, makine…
İnsan alet olarak görülürse ne olur? Ayet olarak görülürse ne olur?
– Alet gören nesneleştirir, Ayet gören değerini takdir eder.
– Alet gören umursamaz, Ayet gören okumak için gayret eder.
– Alet gören hep kendini haklı zanneder, Ayet gören insaflı olmaya çalışır.
– Alet gören kibirli davranır, Ayet gören onu kendinden hayırlı bilir.
– Alet gören ırkçılık yapar, Ayet gören üstünlüğü takvada arar.
İnsanlığın Aynaları’ndan Muâz b. Cebel’in akıbet korkusu…
Muâz b.Cebel: “Allah’ım! Bir ömür senden korkarak yaşadım, haşyet üzere olmaya çalıştım. Ama şimdi senden ümitliyim. Sen de bilirsin ki ben, dünyanın ne akan nehirlerine, ne salınan ağaçlarına takıldım. Sadece istediğim senin affına ve mağfiretine nail olmaktır. Beni affın ile ve mağfiretin ile karşıla !”
Muâz b. Cebel: “Ya Rabbi! İster boğazımı sık, ister nefesimi bitir, ister canımı al. İzzetinin hakkı için ben seni çok seviyorum.”