Muhammed Emin Yıldırım Hocamızın 15 sene boyunca 5 ana başlık altında işleyeceği Siyer Dersleri başladı. Siyer Dersleri kapsamında Hocamızın anlatımıyla, bir sene boyunca Sîret-i İnsan başlığı altında Tarih’in, dolayısıyla Siyer’in aktörü olan insanı öğreneceğiz.
Ders Notları
Söze başlarken İstiaze, Besmele, Hamdele ve Salvele ile başlamak bir İslam geleneği ve bir Sünnet’tir.
“O Allah’a hamdolsun ki, insanı yarattı ve ona beyanı öğretti.”
“Rahman Kur’an’ı öğretti, İnsanı o yarattı ve insana beyanı yani kendisini ifade etmeyi O öğretti.”
“Ve yine O Allah’a hamdolsun ki bizi iman ve ihsan nimeti ile nimetlendirdi. Tüm zamanlarda ve mekânlarda da bu nimetini vermeye devam ediyor.”
İnsanın elde edebileceği en büyük nimet iman ve o imanın en önemli azığı olarak ihsan…
İman varsa insan, insanlığının farkındadır. Çünkü iman insanı insan eder, eğer iman yoksa insan doğulur, ama insan kalınmaz.
“Salat ve selam bütün yaratılmışların en hayırlısının üzerine olsun. O ki Seyyidimiz, önderimiz, rehberimiz, biricik örneğimiz Muhammed (sas)!”dir.”
“Ve selam onun a’line, yani Ehli Beyti’ne, ashabına ve onun yoluna tabi olan herkesin üzerine olsun.”
Kavramlar bir meselenin, bir metnin, bir düşüncenin doğru anlaşılabilmesi için çok ama çok önemli bir alandır. Çünkü her bir kavram, kişinin olayları ve hayatı ölçebilmesi için birer ölçü birimi ve birer mihenk taşlarıdır.
En temel 10 kavram: “Allah, Kur’an, Peygamber, İnsan, Sahâbe, Ahlak, Tarih, Adalet, Vahdet, Millet”
Filozof ile Deli arasında geçen bir konuşma…
İnsanın kurmak ve korumak ile mükellef olduğu bağlar şunlardır:
İnsanın-Kendisi ile kurması gereken bağ
İnsanın-Allah ile kurması gereken bağ
İnsanın-Başka İnsanlar ile kurması gereken bağ
İnsanın-Eşya ile Evren ile kurması gereken bağ
“Men arefe nefse fekad arefe Rabbe/Kim kendi nefsini tanırsa muhakkak ki Rabbini de tanır.”
İnsan anlaşılmadan, insan tanınmadan, hangi bağı kurarsanız kurun, yanlış bir bağ kuracaktır.
“Benim kimseye ihtiyacım yok!” sözü, şirk barındıran bir sözdür…
Eğer insanı doğru anlarsak, insandan insanüstü beklentilere girmezdik…
Beklentilerimizin makuliyet çizgisi ilişkilerimizin sağlıklı olmasına sebep olacaktı…
Ne kadar çok kullanmışızdır şu cümleleri: “Ya boş ver o adamı, o adamdan hayır gelmez, ondan adam çıkmaz, o adam olmaz!”
Allah Resûlü (sas) kömürden elmas çıkardı, ama biz bazen yanımızdaki elmasları kömürleştiriyoruz.
“İnsan Tanınmadan Siyer Anlaşılabilir mi?” sorusunu hepimiz elbette hayır cevabını vereceğiz.
İnsanı tanımadan Siyer okuduğumuz zaman, o nebevî mesajları ve en başta o mesajın ilahî boyutu olan Kur’ân’ı anlamayacağız…
İnsanı tanımadan Siyer okuduğumuz zaman, Resûlullah’ın (sas) beşer, resûl ve nebi oluşunu tam anlamı ile kavrayamayacağız…
İnsanı tanımadan Siyer okuduğumuz zaman Resûlullah’ın (sas) bir aile reisi olarak eşleri ile, çocukları ile, torunları ile, hısım ve akrabaları ile ilişkilerini anlayamayaca ve bugünün dünyasına taşıyamayacağız…
İnsanı tanımadan Siyer okuduğumuz zaman, Resulullah’ın (sas) arkadaşları ile Sahâbe ile Sahâbe içerisinde bazıları ile bedeviler ile medeniler ile yani etrafındaki insanlar ile ilişkilerini anlayamıyor, dolayısı ile o büyük mirastan istenilen oranda istifade edemiyoruz
İnsanı tanımadan Siyer okuduğumuz zaman Resûlullah’ın (sas) nasıl insan yetiştirdiğini kavrayamıyoruz, nicelerini nereden alıp nereye taşıdığını, kömürken nasıl onları elmaslaştırdığını bir türlü anlayamıyoruz, anlayamadığımız için etrafımızda elmaslar olmasına rağmen onları kömürleştiriyoruz, insan kıymeti bilmiyoruz, insan harcıyoruz, insandan ümit kesiyoruz, insanı çok çabuk gözden çıkarıyoruz.
Süheyl b. Amr örneği…
İnsanı tanıyacağız… Nasıl tanıyacağız? Rabbimizden yani O’nun kitabı Kur’ân’dan tanıyacağız…
İnsanı yaratılanların en hası, en iyisi, en ideali olan Peygamberimizden tanıyacağız…
İnsanı en hayırlı nesil olan Sahâbe’den ve ilhamını Kur’ân’dan, Sünnet’ten ve Sahâbe’den alan âlimlerimizden, ariflerimizden, abidlerimizden, akiflerimizden tanıyacağız…
“Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik, fakat bu arada çok basit bir sanatı unuttuk. İnsan gibi yaşamak…” (Martin Luther)
Bu yılın serlevhası: “İnsanlığın Aynaları İman ve Kardeşliğin Sadâları”
Kur’ân’ın Yücelttiği Bir Sahâbî Olan Sâlim Mevlâ Ebî Huzeyfe…
Sâlim Mevla Ebî Huzeyfe dediğimiz zaman, gerek Kur’an ilmi sahasında, gerek Kur’an kıraati sahasında, gerek Kur’an kültürü sahasında zirvelere çıkan bir isim demiş oluruz.
Hz.Peygamber (sas) buyurdu ki: “Kur’ân’ı şu dört kişiden alınız: Abdullah b. Mes’ûd, Muâz b. Cebel, Übeyy b. Kâ’b ve Salim Mevla Ebû Huzeyfe!”
“Gün Kur’ân’ın lafızlarının korunacağı gün değil, gün Kur’ân yolunda ölünecek gündür.”
“Eğer bu sancağı bırakır gidersem ben çok kötü bir Kur’an hamili/taşıyıcısı olayım!”
Sahâbe bizim limanımız olsun!