7-8 Mart 2014 tarihinde, Diyarbakır’da 600’ü aşkın sivil toplum kuruluşu tarafından düzenlenen ‘Kürt Meselesine İslami Çözüm Çalıştayı’na, Muhammed Emin Yıldırım Hocamızda katıldı.
Hocamızın çalıştayda sunduğu tebliğin ana başlıkları şöyleydi:
Peygamber Efendimiz (sas) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: “Allah’ın menettiği hududu koruyan ile korumayan kimsenin misali, bir gemide kur’a ile yerlerini belirleyen kimselerin misali gibidir. Buna göre, bazıları geminin üst katına, bazıları ise, geminin alt katına yerleşirler. Geminin alt katında olanlar, susadıkları zaman üst kattakilere uğrayarak, “kendi bulunduğumuz kattan bir delik açsak ve üst kattakilere zarar vermesek” derler. Bu durumda, eğer üst kattakiler, onları bu istekleriyle baş başa bırakırlarsa, hepsi birlikte batmaya mahkumdur. Eğer onlara engel olurlarsa, hem onlar hem de kendileri kurtulur.” (Buharî, Şerike, 6)
Bu kıssadan alınacak dersler:
1:Hepimiz bir geminin içerisinde yolculuk yapmaktayız.
2:Bazılarımız üst katlarda, bazılarımız aşağılardayız.
3:Geminin hangi katında olursa olsun, yapılan yanlışlara müdahale etmek zorundayız.
4:Sadece yanlışları engellemek yetmez, alternatif yollar ortaya koymak durumundayız.
5:Tedbirler almasak, geminin batmasını kaçınılmaz olacaktır; bu hakikati hiçbir zaman unutmamalıyız.
İşte bundan dolayı yaşadığımız şu memlekette, etrafımızdaki hiçbir meseleye duyarsız kalamayacağımız gibi, bugün sadece bölgede yaşayan insanları değil, sadece bu memleketin 70-80 milyon insanını değil, bütün bir Ortadoğu’yu ve İslam coğrafyasını ilgilendiren Kürt meselesine karşı da duyarsız kalamayız, kalmamalıyız.
Bu konun İslam bakış açısı ile ne ifade ettiğine dair çok şey söylenir, söylenmiştir de… İslam kardeşliğinin ne demek olduğunu tekrar, tekrar gündeme getirmenin bir gereği de yoktur, gündeme getirip, gereğini yapmayınca da bazı şeyleri iyice yıpratmaktayız.
Bundan dolayı malumu ilan etmeye gerek duymadan bazı muhatap çevrelerine, bazı mesajları hatırlatmak istiyorum.
Kim bu muhatap çevreler?
1:Batıdaki İslami Yapılar
2:Bölgedeki İslami Yapılar
3:Pkk, Hdp ve o düşüncede olan Yapılar
4:Devlet ve Hükümet
1:Batıdaki İslami Yapılar
1:Artık bu memleketin en önemli meselelerinden biri olan Kürt Meselesini, doğru bir şekilde anlamalı, altı doldurulmayan kardeşlik söylemlerinden vazgeçilmelidir.
2:Şartların, devletin ve sürecin zorlaması ile bu meseleye duyarlıymış gibi görünmek yerine, somut adımlar atmalı, kardeşliğin gereğini: “Kendisi için istediğini kardeşi için istemeyen kâmil manada iman etmiş olamaz” diyen nebevi sedanın sorumluluğu yerine getirmelidir.
3:Bölgede var olan sivil toplum kuruluşları ve cemaatlerle diyalogları sıklaştırmalı, başta medreseler olmak üzere tüm eğitim kurumları ile ortak çalışma zeminleri oluşturulmalıdır.
4:Özellikle lise ve üniversite gençlerinin bölgeyi ve Kürt halkını tanıyabilecekleri ziyaret programları yapılmalı, bu programlarda ayrıca hanımlar için de çalışmalar yapılmalıdır.
5:Bölgedeki İslami çalışmalar desteklenmeli, var olan çalışmalar daha da güçlendirilmeli, bölgenin birikimi Batı’ya, Batı’nın tecrübeleri buraya aktarılmalıdır.
2: Bölgedeki İslami Yapılar
1:Bölgedeki İslami yapılar, aralarındaki bağları daha da güçlendirmeli, müşterek birliktelikleri fazlalaştırarak, ihtilaflı meseleleri değil, ittifak edilen meseleleri gündem etmeli, ortak platformlar oluşturarak, bölgede yaşanan tüm sorunlar daha bir gür seda ile kamuoyuna duyurulmalıdır.
2:Bölgedeki çalışmaların öncelikli hedefi burada yaşayan halkların sorunları ve bunların çözüm yollarına yönelik olmalı, Batı’daki Müslümanların yaptıkları yanlışları buralarda tekrar etmemelidir.
3:Her geçen gün daha da artan Kürt halkının köklerinden koparılma adımlarını engellemek için tedbirler alınmalı, Sahabe’nin bölgedeki izleri daha fazla gündem edilmeli, tarihten günümüze bölgede var olan alim, arif, şair, hekim ve benzeri şahsiyetlerle bağların korunması sağlanmalıdır.
4:Bölgedeki İslami eğitim kurumlarının başında gelen medrese geleneğimize sahip çıkılmalı, müfredat konusunda bazı yenilenmeler ele alınmalı, kesinlikle resmi bir boyut kazanması yönündeki taleplere aldanılmamalı ve ilim geleneğinimizin bağımsızlığı korunmalıdır.
5:Özellikle bölgedeki alimlerin ara ara heyetler halinde Batı’daki İslami kurumları ziyaret etmeleri, bölgedeki gelişmeleri birinci elden anlatarak, bizlerin gündemlerini hep canlı tutmaları sağlanmalıdır.
3:Pkk, Hdp ve o düşüncede olan yapılar
1:Kendi düşünceniz ne olursa olsun, Kürt halkının İslam ile olan bağlarına saygı göstermeli, bazen açık, bazen gizli İslam’ın Kürtleri asimile etme aracı olduğu yönündeki beyanlardan vazgeçmeli, bu halkın değer yargılarına saygı gösterilmelidir.
2:Kürt meselesinin çözümüne dair yapılan tespitlerde, artık Kürtlerin tümünün seküler ve din dışı taleplerinin olduğunu, Müslümanlıkla dinle bağlantılı her hangi bir isteklerinin olmadığını, meselenin dini zeminde ele alınmaması gerektiği yönündeki söylemlerden uzak durulmalı, benimsenen ideolojinin Kürtlerin tamamının düşüncesi olmadığı kabul edilmelidir.
3:Çözüm sürecinin tehditlerle, şantajlarla, özellikle de halkın üzerinden yapılan pazarlıklarla sürdürülmesinin önüne geçilmeli, hiçbir meselenin mazlum insanların kanının üzerinden çözülmeyeceği unutulmamalıdır.
4:Kürt halkının tek temsilcilerinin kendileri olduğu yönündeki düşüncelerini terk etmeleri, bölgede var olan tüm unsurları dikkate almaları, hele hele bu meseleye İslami refaranslarla katkı sağlamak isteyenleri tehdit etmekten vazgeçmelidirler.
5:Kışkırtıcı dil ve üslubun hiçbir faydası olmadığını anlamalı, 80 yıllık Cumhuriyet tarihinde ilk kez bu kadar barışa, çözüme yaklaşmışken, bu adımları engelleyecek, karşılıklı ırkçılıkları arttıracak her türlü söylem ve eylemden geri durulmalıdır.
4:Devlet ve Hükümet
1:Çözüm süreci sadece bir kesim üzerinden yürütülmemeli, bölgedeki tüm unsurlar bu meselenin içerisine dahil edilmeli, özellikle bölgede halk üzerinde etkin olan alim, kanaat önderi, cemaat ve kurumlar hemen muhatap alınmalıdır.
2:İnsanların içerisinde oluşan endişeler giderilmeli, süreç daha şeffaf, daha programlı, daha net bilgilerle kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
3:Bu meselenin siyasi bir rant aracı olarak görülmesine engel olunmalı, barış söylemi sadece bir seçim yatırımı olarak kalmamalı, bu kadar yaklaşmışken, bir daha akamete uğratılmamalıdır.
4:Barış ve bazı taleplerin karşılanması için ortaya şartlar sürülmemeli, halen bölge insanın içinde var olan endişeler, atılacak somut adımlarla giderilmeli, hemen ana dilde eğitim konusunda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
5:Devlet attığı adımları lütfediyor gibi bir üslup ile sunmaktan ger durmalı, “daha ne yapalım, daha ne verelim, her şeyi yaptık yine rahat durmuyorlar” gibi rencide eden dilden vazgeçmeli, 80 yıldır meşru hakların gasp ile oluşan mağduriyetler giderilmeli ve bunlar yapılırken bir sorumluluk olduğu hassetsen belirtilmelidir.
Sonsöz:
“İnsanlardan öyleleri vardır ki hayrın anahtarları, şerrin de kilitleridirler. Öyle insanlar da vardır ki şerrin anahtarları, hayrın kilitleridirler. Ne mutlu Allah’ın hayra anahtar kıldığı kimselere! Yazıklar olsun şerrin anahtarı olanlara!” (İbn Mace Kitabü’s-Sünne, 237)