Muhteşem Ahlak dersinde bu hafta Muhammed Emin Yıldırım hocamız, “Kardeşliği Yıkan En Amansız Düşman Gıybet” başlığında, gıybet meselesini anlattı. Gıybet nasıl kardeşliği yıkar? Neler gıybet sayılır? Bu konuda Efendimiz’in (sas) uyarıları nelerdir? Nasıl kurtulabiliriz bu hastalıktan? Hayatımızdan çıkarmak mümkün mü? Ve daha nice sorulara hocamız bu derste cevaplar verdi.
Dersten Cümleler
Bahsimiz Kardeşlik Ahlakı
Konumuz; Kardeşliği Yıkan En Amansız Düşman Gıybet…
Kur’an’ı Kerim’e kardeşliği yıkan hastalıklar nelerdir?
1. Ayıplamak/Aşağılamak – Fussilet, 41/34, 35
2. Alay Etmek/Karalamak – Hucurat, 49/11
3. Koğuculuk Yapmak/Laf Taşımak – Kalem, 68/11
4. Sû-i Zanda Bulunmak/Kötü Düşünceler Beslemek – Hucurat, 49/12
5. İftira Atmak/Atılmış İftirayı Yaymak – Nisa, 4/112
6. Kibirlenmek/Büyüklenmek – Lokman, 31/18, 19
7. Çirkin Lakaplar Takmak/İncitmek – Hucurat, 49/11
8. Çirkin Sözler Söylemek/Sövmek – En’am, 6/108
9. Lanet Etmek/Beddua Etmek – Bakara, 2/89
10. Gıybet Etmek/Gıybete Talip Olmak – Hucurat 49/12
Bir Müslüman, bir Mümin değerler sıralamasını sadece ve sadece Allah ve Resulü oluşturur, oluşturmalıdır.
Kur’an, İsra Sûresi 27. ayette istisnai bir ifade ile israf edenlerin ‘Şeytanların Kardeşleri’ olduğunu söyler.
Bakara Sûresi 275. ayette, faiz yiyenlerin kabirlerinden şeytan çarpmış gibi kalkacaklarını ifade eder.
Nisa Sûresi 10. ayette, yetimlerin mallarını yiyenleri karınlarını ancak ateşle doldurduklarını söyler.
Enfal Sûresi 16. ayette, savaştan kaçanların Allah’ın gazabına uğrayacakları ifade edilir ve böylelerinin cehenneme sürükleneceği hakikatinin altı çizilir.
Hucurat Sûresi 12. ayette gıybet, “ölmüş kardeş etinin yenmesi” olarak tarif edilir.
Gıybet, kanserdir.
Gıybet yıkıcı bir virüstür.
Gıybet, öldürmekten beterdir.
Gıybet, zinadan daha eşeddir/şiddetlidir.
Gıybet, günahların en münafığı, en kötüsü, en alçağı ve en fecisidir.
“Gıybet katl/cinayet gibidir!” (el-Müttakî, Kenzü’l-Ummal, 3, 589)
Ebû Hureyre (ra) rivayet ediyor: “Efendimiz (sas) bir gün bize sordu: “Gıybet nedir bilir misiniz?” Sahabe: ‘Allah ve Resulü daha iyi bilir!’ dedi. Efendimiz (sas) cevap verdi: “Gıybet, din kardeşini (gıyabında) hoşlanmadığı bir şey ile anmandır.” Sahabe sarsıldı bu cevap karşısında ve sordu: ‘Ya Resulullah! Söylenen ayıp, eğer o kardeşimizde varsa yine gıybet olur mu?’ Ne dedi Efendimiz? “Eğer söylediğin şey onda varsa o gıybet olur, yok eğer yoksa o zaman iftira olur!” (Müslim, Birr, 70)
Hadisten alınması gereken gıybet tarifleri:
1- Gıybet, kişinin arkasından yapılan bir ameldir.
2- Gıybet, olmayan bir şeyi konuşmak değil, olan bir şeyi konuşmaktır.
3- Gıybet, kardeşin kardeşe yaptığı bir iştir.
4- Gıybet, kardeşinin duyunca hoşlanmayacağı bir şeyi yapmandır.
5- Gıybet, dinlenmesi de en az yapılması kadar kötü olan bir hastalıktır.
Gıybetçiye talip olmak yani dinlemek en az gıybet yapmak kadar büyük bir cürümdür.
Gıybetçiye karşı tavır nasıl olmalıdır?
Birincisi: Gıybet yapılan kardeşinizin şeref ve haysiyetini savunur, gıyabında onu korursun.
İkincisi: Susturursun, ‘sus yoksa giderim’ dersin. Susmazsa çıkar gidersin.
Üçüncüsü: Baktın ki adamın ağzında kardeşinin eti var, o meclise hiç girmezsin.
“Ey Aişe! Öyle bir söz söyledin ki, eğer o söz bir denize karışsaydı, o denizin suyunun tamamını ifsad eder, bozardı.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 35; Tirmizî, Kıyâmet, 51)
“Sus da, kılıçtan keskin o dilinden müminler selamet bulsun.”
Süfyan b. Üyeyne: “Desene doğuda, batıda, güneyde, kuzeyde bütün kâfirler senin elinden eminler. Susta birazda Müminler senin dilinden emin olsunlar!”
Hz. Hasan’ın ifadesi ile gıybet “köpek aşı/yemeği” şeklinde tarif edilir.
“Ey kalbiyle değil de, sadece diliyle iman etmiş olanlar! Müslümanların gıybetini yapmayın, onların ayıplarını araştırmayın. Zira kim kardeşinin ayıp ve kusurlarını araştırırsa, Allah’ta onun ayıp ve kusurlarını araştırır. Allah, kimin kusurlarını araştırırsa, onu evinin içinde bile olsa rezil ve rüsva eder.” (Ebû Davud, Edeb, 35)
“Miraca çıkarıldığımda bakırdan tırnaklarla yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan bir topluluğun yanından geçtim. Merak ettim, sordum: ‘Ey Cibril! Bunlar kimlerdir?’ Cibril dedi ki: ‘Bunlar gıybet etmek suretiyle insanların etlerini yiyenler ve onların şeref ve namuslarıyla oynayanlardır.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 35; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 3/224)
“Kim bir din kardeşinin arkasından şeref ve haysiyetini savunursa, Allah da kıyamet günü onun yüzünü ateşe karşı savunur/korur.” (Tirmizî, Birr, 20; Ahmed, el-Müsned, VI, 448)
Gıybet meselesinde kardeşlik hukuku çerçevesinde nelere dikkat edilmeli?
1. Gıybetimizi yapanlara haklarımızı helal etmek, duymamaya ve görmemeye çalışmak
2. Gıybetimizin yapılmasına zemin hazırlamamak, başkalarına malzeme vermemeye dikkat etmek
3. Ümmetimizin bu kadar derdi ve sıkıntısı varken, derde dert katmak yerine dert almaya özen göstermek
Hz. Peygamber (sas): “Sizden her biriniz, Ebu Damdam gibi olmaktan aciz midir? diye sordu. Orada bulunan sahâbiler: “Ebu Damdam da kimdir? (Ey Allah’ın Rasulu!) dediler. Bunun Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “O, Sizden önceki kavimler içerisinde bulunan bir kimsedir. O her sabah: Allah’ım! Ben, bana küfreden kimselere, şerefimi lekeleyen ve benim gıybetimi yapanların hepsine, hakkımı helal ediyorum” (Ebû Davud, Edeb, 36; el-Muttakî, Kenzu’l-Ummâl, III, 377)
Bir adam niçin gıybet eder?
1- Haset ettiği için
2- Laf olsun, torba dolsun için
3- İnsanları güldürmek için
4- Kendi değerini yükseltme maksadı ile başkalarının değerini küçültmek için
5- Asabiyet hastalığına yakalandığı için
Gıybet hastalığı nasıl tedavi edilir?
1- Bu işin ızdırabını yüreğinde duy. Allah’a dua et, salihlerden dua iste!
2- Haset ettiğine dua et, onu insanların içinde taltif et.
3- Boş kalmışsın dostum, boş zamanlarını tanzim et ve kendini daha fazla hak ile meşgul et.
4- Nefsini unutmuşsun, kendi eksiklerini hatırla, başkaları ile uğraşma.
5- Kendini kefaret ödemeye zorla ve bu konuda hassas ol.
“Arkadaşının kusurlarını hatırlayıp, onlar üzerinden gıybet edeceğine, hemen kendi kusurlarını hatırla ve onları düzeltmeye çalış!” (İbn Ebî’d-Dünya, es-Samt ve Âdabü’l-Lisan, 1/130)
Hasan-ı Basrî: “Ey Âdemoğlu! Kardeşinin gözünde olan küçük bir çapağı görürsün de, kendi gözünde olan koca çapağı görmemezlikten gelirsin!”
“İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki bir adam bir toplumda oturacak, kalkmak isteyecek ama içine düşeceği tehlikenin korkusundan yerinden kalkamayacak.” (Deylemî, Firdevsü’l-Ahbar, 5/441)