Farklı rivayetler olsa da, Recep Ayı’nın 27. gecesi; Allah Resulü’ne (s.a.v.) verilmiş en büyük mucizelerden biri olan Mirac’ın gerçekleştiği tarihtir. Mirac hadisesi; içerisinde bir çok ayet, mucize ve mesaj taşıyan akıllara durgunluk veren bir olaydır. Tabi bir yazıda bu müthiş mucizeyi anlatmaya imkan yoktur. Bunun için sadece ben Mirac’ın en önemli hediyesi olan namazdan ve bu namazı kendilerine sevda edinen hayırlı bir hizmetten bahsedeceğim.
Namazın ehemmiyeti hepimizin malumudur. Kur’an; bu büyük ibadetin hikmet ve muhtevasına dair onlarca ayette çeşitli vurgular yaparken, Hz.Peygamber’de; dinin direği, müminin miracı, gözümün nuru ve cennetin anahtarı diyerek, bu önemli ibadete dikkat çekmektedir. Allah Resulü (s.a.v.) sözleriyle din binasının direği olan namazın önemini dile getirdiği gibi, hayatı ile de; namaz namaz diye inleyerek ümmetinin de bu muhteşem ibadete hak ettiği önemi vermeleri için elinden geleni yapmıştır.
Namaz, bu kadar önemli olmasına rağmen ne yazık ki, toplumumuzda şanına yakışır bir ilgi görmemektedir. Ya hayat ile bağı olmayan ve sadece adetleşen bir düşünce ile namazlar kılınmakta, ya fırsat bulunca yerine getirilip, bazen de en küçük bahanelere kurban edilmekte, yada en acısı hiç kılınmayarak dünya ve ahiret kurtuluşunun en büyük vesilesi olan bu mühim vazife ihmal edilmektedir.
Bu bir yangındı ve birileri bu büyük yangını fark etmeliydi. Önce kitaplar yazıldı; Namaz, bir tevhid eylemi, Sabah namazına nasıl kalkılır?, Namaz, akılları durduran mucize, Niçin ve Neden Namaz ve daha niceleri…
Yetmedi, yetmemeliydi. Namazı kendine dert edinmiş hocalarımızın teşvik ve gayreti ile İstanbul’un çeşitli yerlerinde paneller ve konferanslar düzenlendi. Bu da yetmemeliydi; çünkü söz konusu olan ibadet, imandan sonra en büyük hakikat olan namazdı. O halde daha kapsamlı ve toplumumuzun her ferdini kucaklayacak projeler üretilmeli ve hayata geçirilmeliydi. Bunun için bir Namaz Gönüllüleri Platformu oluşturuldu. Bu platfrom; yaklaşık dört aydır belli aralıklarla bir araya geliyor, çeşitli projeler üzerinde fikir alış-verişinde bulunuyorlardı. Namaz için ne yaptık? Kısa ve uzun vadede neler yapmalıyız? Bu hayırlı hizmet için yapılacak güzel amellerin hangisinden başlamalıyız?
İşte bu sorulara cevap aranırken, böyle bir platformun varlığından toplumumuzu bilgilendirelim ve insanımızı bu hayırlı hizmetten haberdar ederek, herkesin ve her kesimin ortak vazifesi olan Namaz ibadeti için tüm toplumumuzu seferber olmaya çağıralım, düşüncesinde karar kılındı.
İnşallah sizler bu satırları okurken, bizler İstanbul’da büyük bir coşku ile bu hayırlı hizmetin tanıtımı için bir basın toplantısı yapacağız. Başta eli kalem tutan fikir ve düşünce dünyamızın mimarları olmak üzere, çeşitli kurum, kuruluş, vakıf, dernek ve sanatçılarımızın katılımı ile Namazla Diriliş Seferberliği’nin duyurusunu yapacağız.
Yapılanları yeterli görmeyip hel min mezid; daha fazlası yok mu? diyerek, başlayan hizmetleri daha ötelere taşımanın gayretini vereceğiz. Bu vesile ile büyük uğraşılarla oluşturulan küçük bir kitapçığımızı tanıtacağız. Basımı ve dağıtımı konusunda herkesi yardıma çağıracağız. Herkes aynı işi yapamaz, ama herkesin yapacağı bir iş vardır; ilkesi ile bu hayırlı hizmet için kim neyi yapabiliyorsa onu yapmaya davet edeceğiz.
Miraç gecesini ihya etmeye çalıştığımız bugünlerde, bu gecenin en büyük hediyesi olan beş vakit namazı hayatlarımızın eksenine taşımak ve seccadelerden mahrum alınların ise hasret kaldıkları bu ibadete kavuşturmak için hep beraber seferber olmaya söz vereceğiz.
Haydi namaza!
Haydi namazla dirilişe!
Haydi namazla gerçek kurtuluşa!
Muhammed Emin YILDIRIM