Muhteşem Ahlak dersinde bu hafta Muhammed Emin Yıldırım hocamız, “Nübüvvet Mektebi’nden İhtilaf Ahlakının Örnekleri” başlığında Hz. Peygamber’in (sas) bu alandaki örnekliklerini anlattı. “Sahâbe, Efendimiz’e (sas) ihtilaf etti mi? Ettiyse nasıl etti? Onların ihtilaflarına Hz. Peygamber’in tavrı nasıl oldu? Bu konuda onlara nasıl bir alan açıldı?” Ve daha birçok soruya bu derste cevaplar verildi.
Dersten Cümleler
Nübüvvet Mektebi ne demektir?
Hakikatlerin tekrarı, sağlamlaşmasının ve derinleşmesinin vesiledir.
Nübüvvet Mektebi’ndeki talebelik ölene kadar devam ediyor, icazetini alan öte tarafa yürüyor.
Rabbimiz, tüm dertlerimize dermanı nübüvvetin ecza dolabından aratsın.
“Ey Muaz! Belki sen bu seneden sonra beni bir daha göremeyeceksin. Belki dönüşünde beni değil, mescidimi ve kabrimi ziyaret edeceksin.”
“Ey Muaz! Yemen’e gidiyorsun, orada sana bir dava getirilirse ne ile hükmedersin?”
“Allah (cc) elçisinin elçisine, (Resulullah’ın Resulüne) Resulünün rızasına uygun bir cevap verdirdiği için sonsuz hamdler olsun.”
Allah’ın kelamı olan Kur’an, tüm Müslümanlar için temel kaynaktır.
Tek kaynak değil, temel kaynaktır.
Kur’an asıl, Sünnet usuldür.
Peygamber’in mirası olan Sünnet, tüm Müslümanlar için vazgeçilmez yoldur.
“Kelamların en güzeli Allah’ın kelamı, yolların en güzeli Muhammed’in yoludur.”
“Ben size gecesi gündüz kadar aydınlık bir yol bıraktım!”
İçtihad, ancak Allah’ın kitabını ve Resulü’nün Sünnet’ini iyice bilenlerin yapabileceği bir iştir.
“Benim getirdiklerime hevalarını tabi kılmayan, kâmil manada iman etmiş olamaz!”
Kur’an’a ve Sünnet’e dayanmayan her türlü içtihad batıldır, red edilmelidir.
Her Müslüman bulunduğu konumun bir gereği olarak, kifayet miktarı ilmi elde etmelidir.
Müspet ihtilafın kabul edilmemesi, yani red edilmesi çok ciddi sorunlar oluşturacağını söylemiştik. Hatırlarsanız demişti ki:
1. Müspet ihtilafın reddi, kardeşlik hukukunu zedeler.
2. Müspet ihtilafın reddi, müsamaha ve hoşgörüyü ortadan kaldırır.
3. Müspet ihtilafın reddi, fikirlerin ve projelerin derinleşmesini engeller.
4. Müspet ihtilafın reddi, gelişmeyi ve ilerlemeyi durdurur.
5. Müspet ihtilafın reddi, bölünmeyi ve tekfiri yaygınlaştırır.
Müspet ihtilafı ahlakının en temel ilkeleri:
1. Selim bir niyetle olması
2. Derin bir ilme dayanması
3. Nassa ve icmaya aykırı olmaması
4. Usule uygun yapılması
5. Zamanının ve zemininin iyi ayarlanması
Mekke döneminde ihtilaf alanına dair rivayetler pek yoktur.
Sahabe’nin, Hz. Peygamber’e (sas) yaptığı ihtilafların örneklerinden:
1. Hurmaların aşılanma meselesi
2. Bedir’de askerlerin konaklama yerlerinin meselesi
3. Bedir esirlerinin nasıl değerlendirilmesi gerektiği meselesi
4. Hendek Gazvesi’nde hiziplerin ittifakını kırma meselesi
5. Berire bint Safvan’ın talak meselesi
“Bu, onlara bir fayda temin ediyorsa bunu yapsınlar. Ben sadece bir zannımı/kanaatimi ifade ettim, beni zannımdan dolayı muaheze etmeyin. Ancak size Allah adına konuştuğumda onu alınız/tutunuz, zira ben O’na asla yalan isnat etmem.” (Müslim, Fedâil, 139; Ahmed b.Hanbel, el-Müsned, 1/162; İbn Mace, Ruhûn, 15)
“Ben bir beşerim. Dininizle alâkalı size bir şey bildirdiğimde onu alınız. Ancak kendi görüşümle size bir şey emrettiğim zaman, şunu biliniz ki ben de bir beşerim.” (Müslim, Fedâil, 140; İbn Mâce, Ruhûn, 15)
Hurma aşılanması meselesi Medine’nin ilk aylarında olmuştur, Resulullah (sas) Sahâbe’nin kendisi ile nasıl bir rahat iletişim kurması gerektiğini ortaya koymuştur.
Efendimiz (sas) “ben her şeyi en iyi bilirim “ dememiş, ihtisasa ve ehliyete önem vermiştir.
Efendimiz (sas) söylediği bir sözü savunma durumuna girmemiş, işin aslı ne ise sonucu ne olursa olsun, söylemekten çekinmemiştir.
Bir mesele hakkında farklı görüşü olanın söylemesi, hakkı savunması, karşıdakini ikna etmesinin yolu böylelikle açılmıştır.
Bedir’de Askerlerin Konaklama Yerlerinin Meselesi
Hubab b. Münzir, Efendimiz’in (sas) huzuruna çıktı. 33 yaşında bir delikanlı, Efendimiz o günler 55 yaşlarında…
“Ya Resulullah! Burada konaklama fikri Rabbimizin size bir işareti mi? Yoksa sizin kendi tercihiniz mi?”
Bedir Esirlerinin Nasıl Değerlendirilmesi Gerektiği Meselesi
“Ey Ebû Bekir! Senin halin aynen İbrahim’e benzer. Hani O demişti ki: ‘Ya Rabbi! Kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, şüphe yok ki Sen çok merhametli ve bağışlayansın.’ Yine Ey Ebû Bekir! Senin halin İsa’ya benzer. Hani O da demişti ki: ‘Eğer onları azaba uğratırsan onlar senin kullarındır. Yok, eğer onları bağışlarsan şüphe yok ki, Sen kudretinle her şeye üstün gelen ve her işinde hikmet üzere olansın.”
“Ey Ömer! Senin halinde aynen Nuh’a benzer. Hani O demişti ki: ‘Ey Rabbim! Yeryüzünde yaşayan hiçbir inkârcıyı bırakma.’ Yine senin halin Musa’ya benzer. Hani O da demişti ki: ‘Allah’ım! Sen o inkârcıların mallarını mahvet. Yüreklerini şiddetle daralt. Çünkü onlar azabı görmeyinceye kadar iman etmeyeceklerdir.”
“Ya Resulullah! Ben dediğimi geri aldım.”
Hendek Gazvesi’nde Hiziplerin İttifakını Kırma Meselesi
Hazırlanan plana göre, Efendimiz (sas) Gatafan komutanı Uyeyne ibn Hısn ile Hâris ibn Avf el-Mürrî’ye bir haberci göndererek askerlerini savaş meydanından çekilmeleri halinde, Medine’nin hurmalarının üçte birini kendilerine vereceklerini söyledi.
“Ya Resulullah! Yaptığın bu planı Allah mı sana emretti, yoksa siz bizi düşündüğünüz için mi bu planı yaptınız?”
“Ya Resûlallah! Bizler Allah’a şirk koşup, ona ibadet etmediğimiz günlerde dahi onlar, bizden tek bir hurma dahi almaya cesaret edemezlerdi. Şimdi Allah bizi İslâm ve Sana bağlanmakla yüceltmiş iken, mallarımızı bunlara nasıl veririz. Allah’a yemin ederim ki, Siz, bizim canlarımızı düşünmeyiniz. Onlara kılıçtan başka bir şey vermeyiz. Sonuçta hükmü Allah verecektir.”
Berire bint Safvan’ın Talak Meselesi
“Allah’ın işlerine insan hayret ediyor; Mugîs’in Berîre’ye olan aşkına bak, Berire’nin Mugîs’e karşı duyduğu nefrete bak! Hayret edilecek bir şey değil mi?”
Sünnet, Kur’an’dan önce bazen Kur’anca konuşmaktır.