Öteki Hayat derslerimize, bu hafta itibari ile başlamış olduk. Bu dersler boyunca iman esaslarımızdan biri olan ‘Ahirete İman’ konusunu, Muhterem Muhammed Emin Yıldırım Hocamızdan dinleyeceğiz. İlk dersimizin başlığı; “Gaye, Mahiyet ve Usulü Çerçevesinde Öteki Hayat” idi. Hocamız bu ilk derste, derslerimizin maksat ve amacını, muhteva ve içeriğini, menhec ve metodunu anlattı. Ayrıca bu derslerin “Öteki Hayat” diye isimlendirilmesinin gerekçelerine dair çok önemli izahlarda bulundu. Derslerimizin hayırlara vesile olmasını Rabbimizden niyaz ediyor, Hocamızın ömrüne ve sıhhatine selametler diliyor, siz kardeşlerimizin de daha fazla istifade etmenizi temenni ediyoruz.
Dersten Cümleler
Aylardan Rebiülevvel’e vardık; bu ay Veladet ayıdır…
Âlemler O’nunla (sas) aydınlanmıştır…
Bu güzel günler, bizlerinde doğum günleri olsun…
Bu seneki Veladet günleri, Hucurat Sûresi’nin günleri olsun!
Hucurat Sûresi’nin ilk beş ayeti, Hz. Peygamber ile Ümmeti arasındaki ahlakı tesis eder:
1. Peygamber’e (sas) karşı itaat ahlakı
2. Peygamber’e (sas) karşı ittiba ahlakı
3. Peygamber’e (sas) karşı ihsan ahlakı
4. Peygamber’e (sas) karşı ikram ahlakı
Hucurat Sûresi’nin altıncı ayetten sonuna kadar olan ayetlerinde ise Müslümanlar olarak birbirimizle olması gereken ahlaki alanları tesis eder:
1. İletişimde gözetilmesi gereken haber ahlakı
2. Hayatı kuşatması gereken iman ahlakı
3. Müminler arasında tesis edilmesi lazım gelen ihtilaf ahlakı
4. İmanın bir parçası olan kardeşlik ahlakı
5. Müslümanların karşılıklı korumaları gereken davranış ahlakı
6. Kardeşliği yıkan amansız bir virüs olan gıybete karşı gösterilmesi gereken Müslüman ahlakı
7. Üstünlüğün sadece takvada olduğunu öğreten hilkat ahlakı
8. Kurtuluşun nerede olduğunu gösteren ittiba ahlakı
9. İmanın en büyük ispatı olan değerler yolunda gayretin ne olduğunu öğreten cihad ahlakı
10. Müminin nerede durması gerektiğini belleten, haddini bilmesi gerektiğini öğreten ilim ahlakı
11. Kime ve neye minnet edilmesini öğreten, bir yönü ile kalbi ıslah etmenin yollarını gösteren teslimiyet ahlakı…
Bize yegâne nefes olacak şey, Kur’an’dır…
Gaye; maksat ve amaç
Mahiyet; muhteva ve içerik
Usul; menhec ve metot
Kur’an-ı Kerim’in üç ana konusu vardır: Tevhid, Nübüvvet ve Mead…
Son yapılan araştırmalara göre dünya üzerinde Ateistlerin sayısı 1,5 milyarı aşmış vaziyettedir.
2015’de yapılan bir araştırmaya göre Türkiye nüfusunun 2,9’u kendini ateist olarak tanımlıyor. Yani 80 milyon nüfusun 2.400.000 ateist olarak görüyor kendini…
Hz. Peygamber (sas) Miladi 6. asırda, insanları İslam’a davet ettiğinde karşısında 5 farklı dini topluluk vardı. Bunlar:
1- Müşrikler
2- Hanifler
3- Sabiler
4- Yahudiler
5- Hristiyanlar
Bugün Müslümanların ahirete iman noktasındaki halleri şöyledir:
1. Yokmuş gibi yaşayanlar
2. Varmış gibi yaşayanlar
3. Hafife alarak yaşayanlar
4. Yanlış anlayarak yaşayanlar
5. Kendilerine dert edinerek yaşayanlar
Her hastalık ölümle neticelenmez ama her hastalık bize ölümü hatırlatır.
Ahirete iman konusu, Kur’an ve Hadislerin temel bir konusu olduğu için elbette bu iki ana kaynaktan besleneceğiz.
Sahabe nesli Kur’an’ın ve Hadislerin ilk muhatapları olduğu için, onların bu konudaki anlayış ve hassasiyetlerini bizlerde anlamaya çalışacağız.
Ahirete iman meselesi, gaybî bir mesele olduğu için, ana kaynaklarda bizlere verilen bilgilerle yetineceğiz ve ötesini irdelemeyeceğiz.
Ahirete iman meselesi, anlaşılması ve anlatılması çok zor bir konu olduğu için elimizden geldiğince anlaşılır kılarak anlatmaya çalışacağız.
İhtilaflı meselelerde toplumda varolan tefrikaları dahada ziyadeleştirmek için değil, mümkün mertebe makul olan bir çizgiyi koruyarak anlatmaya çalışacağız.
İslam’ın muhataplarında oluşturmak istediği en büyük farkındalık, hayatın bir anlamı olduğu hakikatini kavratmaktır.
Modernizm insanlık tarihinin karşılaşacağı en büyük sorun ve en büyük sapmadır.
Modernizmin yapmak istediği en büyük sapma, hayatı anlamsızlaştırmaktır.
Ne tebliğ, zorla insanı Müslüman yapmak, ne irşat Müslümanı zorla bazı hayırlara sevketmektir.
Fıtrata dönüş, fabrika ayarlarına dönüştür.
İnsanlık yerini ve yolunu kaybetmiştir; aslında yerini kaybettiği için yolunu kaybetmiştir.
Hz. Ali (ra): İnsan yerini ve yolunu bulabilmek için şu üç soru sormalıdır:
“Min Eyne? Fi Eyne? İlâ Eyne?”
Min Eyne?: Nereden?
Fi Eyne? Nerede?
İlâ Eyne? Nereye?
Ey İnsan Nereden geliyorsun? Neredesin? Nereye gidiyorsun?
Min Eyne?: Nereden? : Önceki Hayattan
Fi Eyne? Nerede? : Ölümlü Hayatta
İlâ Eyne? Nereye? : Öteki Hayata
Yunus öldü diye sela verirler
Ölen hayvan imiş, âşıklar ölmez!
Önceki Hayat ne demektir?
1. Önceki Hayat, Hz. Âdem’in çocukları için en ilk hayattır.
“Rabbin meleklere: ‘Ben, balçıktan, işlenebilen kara topraktan bir insan yaratacağım. Onu yapıp ruhumdan üflediğimde ona secdeye kapanın’ demişti.” (Hicr, 28, 29)
“Ruhlar, toplanmış cemaatler, ordular gibidir. Onlardan önceden birbiriyle tanışanlar, iyi anlaşırlar. Tanışmayanlar ayrılırlar pek anlaşamazlar.” (Buhari, Enbiya, 2; Müslim, Birr, 159)
2. Önceki Hayat, Allah’ın ruhundan üfleyerek başlattığı bir hayattır.
“Hani Rabbin meleklere demişti ki: Ben çamurdan bir insan yaratmaktayım. Onu tesviye edip, düzeltip de ruhumdan ona üfledim mi derhal ona secdeye kapanın.” (Sad, 71-72)
3. Önceki Hayat, bilgisi insanlığa az olarak verilen bir hayattır.
“Sana ruh hakkında soru sorarlar. De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir. Size ilimden ancak, az bir bilgi verilmiştir.”(İsra, 17/85)
4. Önceki Hayat, Allah (cc) ile ahitleşmenin yapıldığı bir hayattır.
“Bir vakit Rabbin Âdemoğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini almış ve onları kendileri hakkında şâhit tutarak: ‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim?’ demişti. Onlar da: ‘Evet biz şâhidiz.’ demişlerdi. Bunu, kıyamet günü, ‘bizim bundan haberimiz yoktu’ dememeniz için yaptık.”(Araf, 7/172)
5. Önceki Hayat, cennette başlayan ve imtihan ile devam eden bir hayattır.
“Biz: Ey Âdem! Sen ve eşin (Havva) beraberce cennete yerleşin; orada kolaylıkla istediğiniz zaman her yerde cennet nimetlerinden yeyin; sadece şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz her ikiniz de kendine kötülük eden zalimlerden olursunuz, dedik.” (Bakara, 35)
Ölümlü Hayat ne demektir?
1. Ölümlü Hayat, oyun ve eğlence için değil, bir gaye ve hikmet için yaratılmış bir hayattır.
“Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık. Eğer bir eğlence edinmek isteseydik, onu kendi tarafımızdan edinirdik. (Bu irademizin eseri olurdu. Ama) biz (bunu) yapanlardan değiliz.” (Enbiya, 16, 17)
“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat, 56)
2. Ölümlü Hayat, hasları hamlardan, iyileri kötülerden ayırmak için imtihanı çok olan bir hayattır.
“Doğrusu biz insanı, imtihan etmek için karışık bir nutfeden yarattık da onu işitici, görücü yaptık.” (İnsan, 2)
“O, hanginizin daha güzel iş yapacağınızı denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstündür, bağışlayandır.” (Mülk, 2)
“Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilikle deneyeceğiz. Hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz.” (Enbiya, 35)
3. Ölümlü Hayat, aldatıcılığı, süsü ve cazibesi çok olduğu için, Şeytan tarafından sürekli kullanılan bir hayattır.
“Ey insanlar! Haberiniz olsun ki, Allah’ın vaadi muhakkak haktır. Sakın bu dünya hayatı sizi aldatmasın, sakın o aldatıcı şeytan sizi, Allah hakkında da aldatmasın.” (Fatır, 5)
“Nefsince de, sabah akşam rızasını isteyerek Rablerine yalvaranlarla beraber candan sabret. Sen dünya hayatının süsünü isteyerek onlardan gözlerini ayırma. Kalbini, bizi anmaktan gafil kıldığımız, nefsinin kötü arzusuna uymuş ve işi hep aşırılık olan kimseye uyma.” (Kehf, 28)
4. Ölümlü Hayat, kısa, geçici, zevkleri az ve belirlenmiş bir süresi olan bir hayattır.
“Kendi içlerinde hiç düşünmediler mi ki, Allah göklerde, yerde ve bu ikisi arasında bulunan her şeyi ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre için yaratmıştır? Gerçekten insanların çoğu, Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler.” (Rum, 8)
5. Ölümlü Hayat, birçoklarının sevecekleri, takılıp kalacakları, böylece imtihanları kaybedecekleri bir hayattır.
“Hayır, siz peşin olanı (dünyayı/acele olanı) seviyorsunuz da, ahireti bırakıyorsunuz.” (Kıyamet, 20-21)
“Bu (azab) şundan dolayıdır ki, onlar, dünya hayatını sevmiş ve onu ahirete tercih etmişlerdir. Allah da kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez.” (Nahl,107)
“Bize kavuşmayı ummayanlar, dünya hayatına razı olup onunla tatmin bulanlar ve bizim ayetlerimizden gafil olanlar da vardır muhakkak.” (Yunus, 7)
Öteki Hayat ne demektir?
1. Öteki Hayat, ebedi hayattır.
“… Allah Teâlâ buyurdu ki, Allah’ın dilediği hariç, içinde ebedî kalacağınız yer ateştir. O Hakîm ve Alîmdir” (En’âm,128)
“Cehennem, azgınların barınağı olarak cehennemlikleri gözetlemektedir. Onlar orada çağlar boyu kalacaklar…” (Nebe, 21-23)
2. Öteki Hayat, asıl hayattır.
“Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Ahiret yurduna (oradaki hayata) gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı!” (Ankebût, 64)
3. Öteki Hayat, daimi hayattır.
“Fakat siz (ey insanlar!) ahiret daha hayırlı ve daha devamlı olduğu halde dünya hayatını tercih ediyorsunuz.” (A’lâ, 16, 17)
4. Öteki Hayat, sabit hayattır.
“Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gümüşe, salma güzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyulan tutkulu şehvet insanlara ‘süslü ve çekici’ kılındı. Bunlar, dünya hayatının metaıdır. Asıl varılacak güzel yer Allah katında olandır.” (Ali İmran, 14)
5. Öteki Hayat, kâmil hayattır.
“Herkes ne yaptıysa, karşılığı tastamam/kâmilen verilir. Allah, onların yaptıklarını en iyi bilendir.” (Zümer, 70)
“…Kim emanete hıyanet ederse, kıyamet günü, hainlik ettiği şeyin günahı boynuna asılı olarak gelir. Sonra herkese -asla haksızlığa uğratılmaksızın-kazandığı tastamam/kâmilen verilir.” (Ali İmran, 161)
“Sizin dünyayı sevip, arzuladığınızın kat ve kat daha fazlasını biz ahiret için istiyoruz.”
“Yakında milletler, yemek yiyenlerin (başkalarını) çanaklarına (sofralarına) davet ettikleri gibi, size karşı (savaşmak için) birbirlerini davet edecekler.”
Sahabe’den birisi: “O gün biz sayıca az mı olacağız?” diye sordu.
Resûlullah (sas): “Hayır, aksine siz o gün kalabalık, fakat selin önündeki çerçöp gibi zayıf olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın gönlünden sizden korkma hissini soyup alacak ve sizin gönlünüze de vehn atacak.” buyurdu.
Sahabe dehşete kapılacak ve: “Vehn nedir ya Rasûlullah?” diye sorunca:
“Vehn, dünyayı (fazlaca) sevmek ve ölümü kötü görmektir.” buyurdu. (Ebû Davud, Melahim, 5)