Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri, Iraklı âlim Ali Muhyiddin Karadaği’yi Vakfımızda misafir ettik.
Ali Muhyiddin Karadaği, “Sorunlarımız ve Sorumluluklarımız” serlevhası altında bir seminer gerçekleştirdi. Seminer boyunca ümmetin güncel sıkıntılarına dikkat çeken Karadaği’nin konuşmasının satır başları şu şekilde:
Geçmişten Ders Çıkarmalı ve Birlik Olmak Zorundayız!
Eski dönemde haçlıların, moğolların yanında olarak bunu sevinç halinde ilan eden yoktu. Ancak bugün açıkça ve sevinçle Müslüman düşmanı grupların yanında bulunan Müslümanlar mevcut. Geçmiş dönemle bugünü karşılaştıracak olursak; o günlerde de haçlı, siyonist, ve şii projeleri mevcuttu. Ancak o dönemlerde ümmet birlik olma projesi ortaya koydu ve birlik olma başarısı göstererek galip geldi. Bugün aynı siyonist, haçlı, şii ve ateist grupların projeleri aynen o dönem ki gibi mevcut. Fakat maalesef şu an bulunduğumuz dönemde biz Müslümanların birlik olma gibi bir siyasi projesi yok.
Projeler Aynı Fakat Metotlar Değişti!
1946-1947 dönemlerinden itibaren İslam düşmanı grupların projeleri aynı kalmış olsa da metotları değişti. Müslümanlarla göğüs göğüse savaşmak yerine “Müslümanları Müslümanlara Kırdırmak” gibi bir metoda başvurdular. Bugün bu grupların yeni bir metotları daha var; “islamofobi”. İslamofobi adı altında Müslümanları lekelemeye ve aşağılamaya çalışarak metotlarının başarılı olması adına gayret gösteriyorlar. Şu an İslam Ümmeti çok büyük bir komplo ile karşı karşıya dolayısı ile akıllı ve çevik olmalıyız. Düşmanın hile ve tuzaklarını önceden sezmeli, kavramalı ona göre pozisyon alıp hareket etmeliyiz.
Musibetler Kadrini ve Kıymetini Bilenler İçin Nimettir!
Bütün bu musibetler dünya hayatımızın bir parçasıdır. Allah Teâla fitne ve fesat ile insanları deneyecek. Gerçekten sabredenler ve davasına sahip çıkan yiğitleri ayırt etmek için bunu yapacak. Musibetlerin hepsi kadrini ve kıymetini bilenler için birer nimettir. Musibetler olmasa bela ve fitneler olmasa Hz. Yusuf (a.s) Mısır’a sultan olabilir miydi?
Müslümanların Derdi Derdimizdir!
Müslümanların sıkıntılarını ve dertlerini kalpten hissetmeliyiz. Bu sıkıntıları görmek, duymak ve hissetmek zorundayız zira “Müslümanların derdiyle dertlenmeyen bizden değildir” gibi tehditkar bir hadis-i şerif mevcut.
Gençlerin Düştüğü Ateizm Bataklığı
Gençlerin bugünlerde ateizm bataklığına düşmelerinin başlıca sebebi; ulemanın ve hocaların halk nezdinde ki itibarını kaybetmeleri oldu. Tabiri caizse ulema ve hocaların yukarıdakilere karşı yalakalıkları sebebi ile gençler ve halk nezdinde ki itibarları zarar gördü. Bugün Suriye İran ve Irak’ta hiç de azımsanamayacak genç bir topluluk “Nasıl olsa bu sıkıntı ve savaş başımıza din yüzünden geldi o zaman biz dini terk edelim de rahat edelim” düşüncesindeler. Bu tip gençlere cevabımız; “Bu sıkıntılar başımıza din yüzünden değil dinden uzaklaştığımız için geliyor. Bu sıkıntılar İslam yüzünden değil İslam düşmanları yüzünden gerçekleşiyor” olmalı.
Müslüman Olmak Hayırlı Olmaya Yetmez!
Hayırlı bir insan oluş ırk veya soydan dolayı olmaz. Hayırlı olmak için de ümmeti Muhammed’den olmak yeterli değildir. Hayırlılık; kimya, fizik, bilim, ilim ve her türlü alanda insanların hayrına iş yapmak, insanları kötü işlerden sakındırmak ve iman ile olur. Müslümanların bütün ilim ve bilimleri kendi halini idare ettirecek kadar öğrenmeleri gerekmektedir. Herhangi bir alanda ümmetin birilerine ihtiyacı var ise o alanın ilmi ümmete farzı kifaye ilimdir. Ümmet olarak eksik olduğumuz alanların ilimlerine dikkat göstermeli ve istekli davranmalıyız.
İnsan Kazanma ve Yaşatma Ümmetiyiz!
İnsanlığın ihtiyaç duyduğu bütün işlerin en güzelini Müslümanlar olarak bizler yapmak zorundayız. Bugün yaptığımız bir işin ertesi gün daha iyisini yapmak ile yükümlüyüz. Gayret istek arzu ve heyecanla sürekli olarak çalışmalıyız. Çünkü insan kazanan ve insan yaşatan bu dinin peygamberi Resûlullah (sas) efendimiz şöyle buyurdu: “İki günü bir olan ziyandadır” ve “Bugünü dünden kötü olan mel’undur.”
Yoğun katılımla gerçekleşen “Sorunlarımız ve Sorumluluklarımız” başlıklı seminerin ardından program, Muhammed Emin Yıldırım Hocamızın Ali Muhyiddin Karadaği’ye hediye takdimleriyle sona erdi.