Hicri 1440 Sahâbe Yılı etkinlikleri kapsamında Muhammed Emin Yıldırım Hocamızın anlatımıyla her biri Risaletin Kahramanları olan sahâbeyi konuşacağımız programların ilki gerçekleştirildi.
Siyer Vakfı Ankara Şubemizin organizasyonuyla Ankara Melike Hatun Camii Konferans Salonunda gerçekleştirilen Risaletin Kahramanları programına katılım oldukça yoğundu.
Programın başında konuşan Siyer Vakfı Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı M. Talha Kılıç, Müminler olarak yeni bir medeniyetin hasreti içerisinde olduğumuzu ve bu yüzden “Risaletin Kahramanları bize neler öğretir?” sorusunun hayati önem taşıdığını belirterek şunları aktardı: “Bu soruyu sormak zorundayız ki aldığımız cevap bizleri yeni bir medeniyet inşasına ulaştırsın. Aldığımız o cevap bize sahabe nefesi kazandıracak. Bugün, sahabe nefesini ciğerlerimize çekemediğimiz için ciğerlerimiz yanıyor Kudüs’te, Doğu Türkistan’da, Arakan’da ve tüm İslam beldelerinde. Bu sebeple o nefesi içimize çekerek önce kendimizi, sonra yaşadığımız toplumu ve nihayetinde tüm dünyayı ihya ve inşa etmek durumundayız.”
M. Talha Kılıç’ın açılış konuşmalarının ardından söz “Risaletin Kahramanları Bize Neler Öğretir?” başlıklı konferanslarını yapmak üzere Muhammed Emin Yıldırım Hocamıza tevdi edildi.
Hocamız konuşmasının başında, veladet gecesinin idrak edildiği bu güzel günlerde Allah Resûlü’ne (sas) iman etmiş ve O’na (sas) ümmet olma iddiasında olan bizleri bir muhasebeye davet etti:
“Bu güzel günlerde sorulması gereken soru şudur: Allah Resûlü’nü (sas) peygamber olarak kabul ettik ve O’na (sas) ümmet olma iddiasındayız. Peki, bu iddiamızın altını ne kadar doldurabiliyoruz?
Efendimiz (sas) nebevi beyanlarından birinde bize 3 şey söylüyor:
Kolaylaştırın zorlaştırmayın, müjdeleyin nefret ettirmeyin, birbirinizle iyi geçinin ihtilaf etmeyin.
Var mısınız veladet günlerinde bu 3 temel şeyin muhasebesini yapmaya?”
Ümmet olarak yaşadığımız çağda birçok problemimizin olduğunu belirten Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, bugün bu problemlerden en büyüğünün sevgi problemi olduğunu söyledi.
“İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.” diyen ve bize birbirimizi sevdirecek bir yol olarak da aramızda selamı yaymayı tavsiye eden bir Peygamberin ümmeti olduğumuza dikkat çeken Hocamız, bizleri şu 3 çeşit sevgiden hangisine talip olduğumuzun muhasebesini yapmaya çağırdı:
1- Çünkü Sevgisi: “Seni seviyorum çünkü sana ihtiyacım var” vs.
Bu bir Müslümanın sevgisi değil ve bizden istenen sevgi de bu değil.
2- Eğer Sevgisi: “Seni seviyorum, eğer sen de beni seversen, bana bir adım gelirsen” vs.
3- Rağmen Sevgisi: “Sen beni sevmesen de sana rağmen ben seni seveceğim.”
Bunu dediğimiz gün sevginin tadına varacağız.
Muhammed Emin Yıldırım Hocamız “Risaletin kahramanları bize neler öğretir?” sorusuna verilecek cevabın “Ne öğrendilerse, onu öğretirler.” olduğunu söyledi ve şunları aktardı:
“Allah Resûlü (sas) Dâr’ul Erkam dediğimiz o ilk mektepte, Kur’anın mesajları ile kavramlarla tasavvurları, Kur’an’ın önermeleriyle akılları, Kur’an kıssaları ile şahsiyetleri inşa etti. Bu üç inşa gerçekleştiğinde ise hayat inşa oldu.”
Sahabenin kahramanlarını okurken, o kahramanların birer örneğinin de Kur’an’da olduğunu unutmadan okumamız gerektiğini vurgulayan Hocamız, bazı örnekleri nazarlarımıza verdi.
Hocamız Risaletin Kahramanları olan sahâbenin mektebine varıldığında onlardan öğreneceğimiz bazı hakikatleri de nazarlarımıza verdi.
– İman nasıl edilir, nasıl korunur, nasıl tebliğ yapılır öğreniriz.
– İmandan sonra en önemli hakikat olan namaz ve ibadetlere ait bir mesele olan iştiyakı öğreniriz.
– Kaybettiğimiz en büyük değerlerden biri olan ahlakı öğreniriz.
– Doğru işi doğru zamanda yapmayı, doğru yolda nasıl doğru yürüneceğini öğreniriz.
– En zorlandığımız alanlardan biri olan dünya-ahiret dengesini öğreniriz.
– İslam’ın zirvesi olan cihadı öğreniriz.
21. asırda, yaşadığı zeminde Risalet davasının mensubu olma adına gayreti olan bir Müminin, bu davanın ahlaki ilkelerini Risalet davasının muallimi olan Allah Resûlünden (sas) öğrenmek zorunda olduğunu vurgulayan Hocamız, Allah Resûlü’nün bizlere öğrettiği bu davanın ahlaki ilkelerine de değindi.
1- Rüya göreceksin, hedef belirleyeceksin.
Hedefsiz bir Müslüman olmaz. 15 yaşındaysan eğer, Bedir’e katılabilecek yaştasın demektir. Öyleyse bir hedefin olmalı. Hedeflerin büyük olacak, ulvi olacak ve o hedefe yakışır bir hayatın olacak.
2- Rüyanı ve hedefini gerçekleştirmek için 3 damlayı akıtacaksın.
Hedeflerini gerçekleştirmek için alnından ter, gözlerinden yaş, yeri ve zamanı geldiğinde de kendini feda ederek 3 damlayı akıtacaksın.
3- Arkana bakmayacaksın.
Bir Mümin olarak yola çıktıysan, arkana bakmayacaksın. Biz kaç kişiyiz sorusu acizlerin sorusudur, muttakilerin sorusu değil.
4- Karşılık beklemeyeceksin
Risalet davasının tüm mensupları dinden konuştu ama hiçbiri dinden geçinmedi. Ücret, taltif, alkış beklemek yok, hepsini ayaklarının altına alarak hedefe doğru koşmak var.
5- Neticeyi Allah’a bırakacaksın
Ekeceksin toprağa tohumu, yetişmesi için elinden gelen gayreti göstereceksin ama neticeyi Allah’a bırakacaksın.
Allah Resûlü’nün (sas) :
“Erken kalkan yol alır. Yol alan menzile ulaşır. Dikkat edin, Allah’ın sattığı şey çok pahalıdır. Dikkat edin, Allah’ın sattığı şey çok pahalıdır. Dikkat edin, Allah’ın sattığı şey çok pahalıdır. Allah’ın sattığı şey cennettir.”
Nebevi beyanına dikkat çeken Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, “Gelin bu fırsatı kaçırmayalım, ayağa kalkalım ve bu fırsat için elimizden gelen gayreti gösterelim.” diyerek sözlerini nihayete erdirdi.
Her ay bir tane olmak üzere 6 program olarak gerçekleştirilmesi planlanan Risaletin Kahramanları konferans serisinin ilk programının ardından Siyer Vakfı Ankara Şubemizin açılışı yapıldı. Dualarla açılan Siyer Vakfı Ankara Şubemizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, Rabbimizden bu çalışmaların nice güzel hizmetlere vesile olmasını niyaz ediyoruz.
Bir sonraki Risaletin Kahramanları konferansı “Bir Büyük Mücahid: Seleme b. Ekva” başlığında 9 Aralık Pazar 14.00’da, Ankara Melike Hatun Camii Konferans Salonunda gerçekleştirilecektir.