Roboski’de/Uludere’de Hz. Peygamber Sevdası
82 İl Şırnak programının ardından Hocamız ile beraber gecikmiş bir taziye ziyareti için Uludere’nin Ortası köyüne yada asıl ismi ile Roboski köyüne gidiyoruz.Köylü günlerdir hazırlık yapıyormuş… İslami camiadan gidip, gelen olmadığı için bizimde geleceğimize pek ihtimal vermemişler, ama içlerinde hep bir ümit beslemişler. Aslında Hocamız, ta üç ay öncesinden gideceğini söylemişti, ama köylüler bu habere inanamamışlardı.
Bize refakat eden derslerimizin müdavimi olan köyün hocası Salih kardeşimiz ile Roboski’ye giriyoruz. Dağların arasında, güzel bir coğrafya ve sıcacık insanlar… İnanılmaz bir saygı ve ihtiram ile bizleri karşılıyorlar… Hocamız onlara bir sohbet yapıyor ve taziyelerini iletiyor… Kılınan akşam namazı, ardından bir köy evinde akşam yemeği, yatsı namazı ve soru-cevap ile yapılan bir hasbihal…
Ertesi sabah köyün kabristanlığına uzanıyoruz. 34 kişinin bir gece de katledildiği o elim hadise… Halen yüzlerde acıların izleri var, ama dillerinde sabır ve tevekkül…
Saat 10.00’da bir program tertiplenmiş… Köylü bir bahçede toplanmış, Kur’an’ı Kerim ile başlayan program, Roboskili çocukların o güzel ilahileri ile devam ediyor. Sonra Hocamız konuşuyor, onların evlatları ile olan imtihanlarından bahsediyor, evlat acısının Peygamber sinesi yakan bir acı olduğunu söylüyor, gözler buğulanıyor; dikkatle, belki çoğu Türkçe anlamasa bile Hocamızı dinliyor.
Ardından Uludere Müftüsü kısa bir konuşma yaparak program son buluyor.
Bizler için çok farklı bir ziyaret olan Uludere için Hocamız’ın döneceğimiz sabah yazdığı yazıyı sizlerle paylaşıyoruz.
ACILARIN YOĞURDUĞU COĞRAFYA ROBOSKİ
28 Aralık 2011…
Günlerden Çarşamba…
Saat 21.30-22.30 suları…
Şırnak İli Qileban/ Uludere İlçesi, Bujeh/Gülyazı ve Roboski/Ortasu Köylüleri…
Semada Silahlı Kuvvetlere ait savaş uçakları…
17’si çocuk, 34 insanın paramparça olmuş bedenleri…
Biri ağır yaralı, iki kişi olayın canlı tanıkları…
Yürek parçalayan manzaralar…
Anaların feryatları, çocukların çığlıkları, babaların gözyaşları…
En acısı insanlıktan nasibini alamamışların sessizliği…
Hawar, hawar, hawar…
Ne kadar ağıt yaksan da sesini duyacak kimseler yok!
Dökülen Kürt çocuklarının kanı değil mi?
Kim gelir, kim acınıza ortak olur, kim taziyelerinizde sizinle gözyaşı döker…
O günden bu tarafa yüreğimizi yaktınız Roboskililer…
Hele gecikmiş taziye için köyünüze geldiğimiz zaman gördüğümüz karşılık sinemizi daha da acıttı.
Evet, sizler bizim gündemimizde yoktunuz, ama biz meğer hep sizin gündeminizdeymişiz…
Meğer hep siz camide toplanıp, Sahabe’nin iklimine giriyormuşsunuz…
Meğer hep siz Efendimiz’in adı ta İstanbul’dan anılırken, Roboski’den salât ve selam getiriyormuşsunuz…
Yaşları 10-12 olan çocuklarınız mevlidler okuyormuş, birbirlerinize Sahabe isimleri ile hitap ediyormuşsunuz…
Adın ne diye sorduğumuz bir çocuk, “Adım Barandır, ama Seyda sen bana Mus’ab de” diyen çocuklarınız varmış…
Yaşı 70 olan, iki, üç çocuğunu kurban veren bir amcanın Mısır Cumhurbaşkanı Mursi’ye yanacak kadar sinesi geniş adamlarınız varmış…
Taziye için titrek seslerimiz kendilerine ulaşınca, “Seyda sen anlattın ya Ümmü Süleym’i” diyen anneleriniz varmış….
Devletin kendilerine verdikleri tazminatlara ve vaatlere tenezzül etmeyen onurlu duruşların sahibi yiğitleriniz varmış…
İdarecilerden ne bekliyorsunuz? Sorusuna, “Bıra xûn bisene bra/Yeter ki kan dursun kardeşim!” diyen, “olan oldu, artık bundan sonra evlatlarımız ölmesin” temennisinde bulunan adamlarınız varmış…
Acılar sizi yoğurmuş, kıvama getirmiş…
Ama bizler sizi çok ihmal etmişiz, ey güzel coğrafyanın güzel insanları…
Yüreğimizi dağlayan 34 insan için Mekke’de, Medine’de dökülen gözyaşları ve onların adlarına yapılan bir umreden başka o zaman elimizden bir şey gelmemişti…
Rabbime yüz binlerce kez şükür olsun ki, üç senedir özlemle beklediğimiz ana ulaştık ve Roboski’ye gecikmiş bir taziye de bulunduk.
Allah (cc) vefat eden tüm evlatlarınıza ve yakınlarınıza rahmet etsin.
Sizlerin sabırlarını arttırsın. Zalimlerin yanlarına, yaptıkları bu zulümleri bırakmasın.
Yürek yakan bu acıyı, bu coğrafyanın insanlarına reva görenleri nasıl biliyorsa öyle hesaba çeksin
Faiileri için bir şey yapmayan, ama kendi menfaatleri için ortalığı kasıp kavuran zalim ve fasıklara gereken cezayı versin.
Bizlere de daha duyarlı olmayı nasip etsin.
Allah senden ebeden razı olsun Salih Hoca! İçimizdeki ateşi biraz olsun dindirdin.
Muhammed Emin Yıldırım
7 Cemâziyelâhir/7 Nisan 2014 Pazartesi Sabahı
Roboski Köyü