Siyer Vakfımızın ailenin kurulması ve korunmasına katkı sağlamak amacıyla ilan ettiği Hicri 1441 Aile Yılı kapsamında yapılması planlanan etkinliklerden olan Cennet Bizim Evimizde programlarının dördüncüsü icra edildi.
Aile gibi önemli bir kurumu idame ettirebilmek için Kur’an ve Sünnet çerçevesinde bilinçlenmeye gayret ettiğimiz Cennet Bizim Evimizde programlarının dördüncüsünde Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, “Sadakat ve Sebat Olmazsa Olur mu?” konusunu anlattı.
Çoğu zaman en iyi bildiğimizi söylediğimiz alanlarda yanıldığımızı belirterek sözlerine başlayan Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, birbirimize hakkı ve sabrı tavsiye etme sorumluluğumuz olduğunu söyleyerek, “Konumlarımız, durumlarımız ne olursa olsun, hepimiz birbirimizin nasihatine muhtacız.” dedi.
Konferansının başında “Eşler birbirinin nesi olur?” sorusunu yönelterek, eşler arasındaki ilişkinin gardaş, gönüldaş, arkadaş, rahledaş, dertdaş, yoldaş, sırdaş, kaderdaş olmak gibi birçok farklı yönünün olduğunu söyleyen Hocamız şunları aktardı:
“Eşlerimizle kurduğumuz bağların en başında birer Mümin olarak kardeşlik bağı var. Kardeşlik bağının yanında bunun üzerine bina edilen diğer bağlar, bir önceki bağı unutturmamalı, o bağları zedelememeli. Karı-koca arasındaki ilişki, hiçbir ilişkide olmadığı kadar zengin bir ilişkidir.”
Eşler birbirinin sırdaşıdır. Ama birbirinin sırdaşı olmak demek ne var ne yok her şeyi birbirine anlatacaksın demek değildir. Sır dediğiniz şey yüktür, gerçek manada sevdiğiniz bir insana taşıyamayacağı yükü yüklememelisiniz.
Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, konferansın serlevhasını oluşturan sadakat ve sebat kavramları hakkında şu mesajları bizlerle paylaştı:
“Sadakat, tuğlaları bir arada tutan harçtır. Sebat ise binayı ayakta tutan taşıyıcı kolonlardan biridir. Eğer bir evlilikte sadakat veya sebat yoksa o evliliğin sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi mümkün değil.
Peki, Sadakat Nedir?
Sadakat; hem doğru olmak, hem doğruluğu yaymaktır ama doğru olmak önce gelir. Doğru olmak için doğruluğun ne demek olduğunu iyice kavrayacak bir zihne, asıl kazancın başlangıcı zarar bile olsa doğrulukta olduğuna inanan bir yüreğe ve yalanın her türlüsünden kendi koruyacak bir takvaya sahip olmak gerekir.”
Hocamız, konferansının devamında sadakat ve sabır ile ilgili noktaları bizlerle paylaşarak, ailede sadakat ve sabrın önemi, nasıl elde edileceği ve nasıl korunacağına dair önemli mesajları nazarlarımıza verdi.
İnsan Sadakati İkâme Ederse Ne Olur?
– Bedeli ne olursa olsun asla yalan söylemez, eğer söylerse hemen onu telafi eder.
– Hatası ne kadar büyük olursa olsun, hatasını yalan ile yamalamaya çalışmaz, düzeltmenin yollarını arar.
– Utanması ne kadar ağır olursa olsun, utanmayı ateşe tercih etmez, kınanmayı uhrevi cezaya değiştirmez.
– Azabı ne kadar büyük olursa olsun, vicdanını o azap ile köreltmez, hayatındaki iyilikleri arttırır.
– Kaybı ve kazancı ne kadar çok olursa olsun, onun üzüntüsü ile yanmaz, kazanacaklarının hasretini biriktirir.
Ailede sadakat nasıl sağlanır?
– Doğruluğu Esas Alarak
– Doğruluğa Tahammül Göstererek
– Karşılıklı Güveni Tesis Ederek
– Tedbir ve Şüphe Duygusunu Birbirine Karıştırmayarak
– İdeal Bağlılığı Anlayarak
Sabır Nedir, Ne Değildir?
– Sabır, katlanmak demek değil, katılmaktır.
– Sabır, pasiflik demek değil, aktifliktir.
– Sabır, zillet değil, izzettir.
– Sabır, statik bir kavram değil, dinamiktir.
– Sabır, âna mahkûm olmak değil, ânın gereğini yerine getirmektir.
Bir Evde Sabır Varsa…
Bir evde sabır varsa, orada melekler vardır.
Bir evde sabır varsa, orada şefkat vardır.
Bir evde sabır varsa, orada bereket vardır.
Bir evde sabır varsa, orada hayır vardır.
Bir evde sabır varsa, orada saadet vardır.