Siret-i Enbiyâ derslerimizde Hz. Lût’u (as) anlamaya devam ediyoruz… Muhammed Emin Yıldırım hocamız, “Selâm Olsun Seçilmiş Bir Kul Olan Hz. Lût’a (as)” serlevhasının altında Hz. Lût’un isminin anlamına, soyuna ve Kur’ân-ı Kerim’de onun şahsiyetinin ve hususiyetlerinin nasıl anlatıldığına değindi. Daha sonra ise Hz. Lût’un üzerinden ideal davetçi kimliğinin nelerden oluşması gerektiğini çok önemli mesajlarla anlattı.
Dersten Cümleler
Eğer biz Hz. Lût’u (as) hakkıyla öğrenirsek, neleri öğrenmiş olacağız?
1. Muhataplarını çok iyi tanıyan ancak onlarla mücadele edebilir ve bunu sürdürebilir.
2. Günahla günahkârı yani fiil ile faili birbirinden ayırabilen ancak o kötülük ile mücadele edebilir ve bunda başarı sağlayabilir.
3. Ahlâkı tam olan ancak ahlâkı temsil edebilir ve tamamlayabilir.
4. İffetini her türlü kuşatmaya rağmen koruyan ancak korunur ve kurtarır.
5. Değerlerinin çok iyi farkına varan ancak şartlara teslim olmayabilir ve netice hesaplarına takılmayabilir.
Lût ismi Kur’ân-ı Kerîm’de yirmi yedi defa zikredilmektedir. Bu kelimenin kaynağı hakkında farklı görüşler mevcuttur.
Ferrâ, Lihyânî ve İbnü’l-‘Arabî gibi bir kısım ulemaya göre Arapça kökenli olan Lût kelimesi, “havuzu ve benzeri şeyleri sıvamak, yapışmak, birine göz veya ok isabet etmek, bir şeyi gizlemek” gibi manalara gelmektedir.
Bu anlamlara gelen Lâta fiilinden türediği ifade edilmektedir ki Livata kelimesi de buradan gelmektedir.
Diğer taraftan Nehhâs, Sîbeveyh, Nekkâş ve Zeccâc gibi âlimler de Lût kelimesinin Arapça olmadığını, farklı bir dilden Arapçaya geçerek Arapçalaştığını ve daha sonra bu kelimeden Lâta kelimesinin ve diğer kelimelerin türetildiğini söylemektedirler.
Biz verilen bu sözlük anlamlarını dikkate alarak, Lût isminin manasının “bir şeyi bir başka şey ile sıvamak, kapatmak” olduğunu söyleyebiliriz.
Her insana isminden bir nasip vardır ya, o zaman bizde Hz. Lût’un ismin mesajını şöyle anlayabiliriz: “Akidesi ile inançsızlığı, ahlâkı ile ahlâksızlığı, iffeti ile iffetsizliği, sevgisi ile sevgisizliği, ilmi ile cahilliği, sabrı ile aceleciliği sıvamış ve kapatmış bir peygamberdir.”
Binlerce selam ona olsun…
Hz. Lût’un (as) Soyu
Hz. Lût hatırlanacağı üzere Hz. İbrâhim’in yeğenidir. Hz. İbrâhim’in Nahor ve Haran isimli iki kardeşi vardı. Hz. Lût, Haran’ın oğludur.
Kur’ân-ı Kerim’de Hz. Lût’un Şahsiyeti ve Özellikleri
1. Âlemlere üstün kılınan hidayet sahibi peygamberlerden biridir. (En’âm 6/86)
وَاِسْمٰع۪يلَ وَالْيَسَعَ وَيُونُسَ وَلُوطًاۜ وَكُلًّا فَضَّلْنَا عَلَى الْعَالَم۪ينَۙ
“İsmâil’i, Elyasa’yı, Yunus’u ve Lût’u da (hidayete eriştirdik). Onların hepsini âlemlere üstün kılıverdik.” (En’âm 6/86)
2. Kendisine kitap, hikmet ve nübüvvet verilen peygamberlerdendir. (En’âm 6/89)
اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ اٰتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ وَالْحُكْمَ وَالنُّبُوَّةَۚ فَاِنْ يَكْفُرْ بِهَا هٰٓؤُ۬لَٓاءِ فَقَدْ وَكَّلْنَا بِهَا قَوْمًا لَيْسُوا بِهَا بِكَافِر۪ينَ
“Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir…”(En’âm 6/89)
“İbrâhim, İshak, Ya’kub, Nûh, Davud, Süleyman, Eyyüb, Yusuf, Musa, Harun, Zekeriyya, Yahya, İsa, İlyas, İsmâil, Elyesa, Yunus ve Lût”
3. Tertemiz olan ve tertemiz kalan peygamberlerdendir. (A’raf 7/82)
وَمَا كَانَ جَوَابَ قَوْمِه۪ٓ اِلَّٓا اَنْ قَالُٓوا اَخْرِجُوهُمْ مِنْ قَرْيَتِكُمْۚ اِنَّهُمْ اُنَاسٌ يَتَطَهَّرُونَ
“Kavminin cevabı: Onları (Lût’u ve taraftarlarını) memleketinizden çıkarın; ‘çünkü onlar fazla temizlenen insanlarmış!’ demelerinden başka bir şey olmadı.” (A’raf 7/82)
4. Hayâ abidesi olan ve iffetsizlikten utanan bir peygamberdi. (Hicr 15/68, 69)
قَالَ اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ ضَيْف۪ي فَلَا تَفْضَحُونِۙ
“(Lut onlara) “İşte bunlar kesinlikle benim misafirlerimdir. (Aman) beni utandırıp mahcup etmeyin” demişti.” (Hicr 15/68)
وَاتَّقُوا اللّٰهَ وَلَا تُخْزُونِ
“Allah’tan korkup sakının ve beni küçük düşürmeyin/beni rezil etmeyin.” (Hicr 15/69)
5. Hüküm/Hikmet ve ilim verilen bir peygamberdir. (Enbiyâ 21/74)
وَلُوطًا اٰتَيْنَاهُ حُكْمًا وَعِلْمًا
“Ve Lûtan âteynâhu hukmen ve’ilmen…”
“Biz, Lût’a da bir hüküm/hikmet ve bir ilim verdik…” (Enbiyâ 21/74)
6. Kötü işler yapan kavmin içerisinden kurtarılan bir peygamberdir. (Enbiyâ 21/74)
وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْقَرْيَةِ الَّت۪ي كَانَتْ تَعْمَلُ الْخَبَٓائِثَۜ
“Ve onu, habis/çirkin işler yapmakta olan kavmin içerisinden kurtardık.” (Enbiyâ 21/74)
7. Allah’ın rahmetini kazanan ve böylece salihlerden olan bir peygamberdir. (Enbiyâ 21/75)
وَاَدْخَلْنَاهُ ف۪ي رَحْمَتِنَاۜ اِنَّهُ مِنَ الصَّالِح۪ينَ۟
“Onu (Hz. Lût’u da) rahmetimize nail kıldık. Çünkü O, salihlerdendi.” (Enbiyâ 21/75)
8. Yabancı biri olmasına rağmen muhataplarına kardeş olarak gönderilen bir peygamberdir. (Şuarâ, 26/161)
اِذْ قَالَ لَهُمْ اَخُوهُمْ لُوطٌ اَلَا تَتَّقُونَۚ
“Hani onlara kardeşleri Lut: “(Allah’tan korkmaz/sakınmaz mısınız?” demişti. (Şuarâ, 26/161)
وَعَادٌ وَفِرْعَوْنُ وَاِخْوَانُ لُوطٍۙ
“Âd kavmi, Firavun ve Lût’un kardeşleri -kavmi de yalanlamışlardı.” (Kaf 50/13)
اِذْ قَالَ لَهُمْ اَخُوهُمْ نُوحٌ اَلَا تَتَّقُونَۚ
“Kardeşleri Nûh onlara şöyle demişti: (Allah’a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?” (Şuarâ 26/106)
اِذْ قَالَ لَهُمْ اَخُوهُمْ هُودٌ اَلَا تَتَّقُونَۚ
“Kardeşleri Hûd onlara şöyle demişti: (Allah’a karşı gelmekten) sakınmıyor musunuz?” (Şuarâ 26/124)
اِذْ قَالَ لَهُمْ اَخُوهُمْ صَالِحٌ اَلَا تَتَّقُونَۚ
“Kardeşleri Sâlih onlara şöyle demişti: (Allah’a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?” (Şuarâ 26/142)
اِذْ قَالَ لَهُمْ اَخُوهُمْ لُوطٌ اَلَا تَتَّقُونَۚ
“Kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: (Allah’a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?” (Şuarâ 26/161)
اِذْ قَالَ لَهُمْ شُعَيْبٌ اَلَا تَتَّقُونَۚ
“Şuayb onlara şöyle demişti: (Allah’a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?”(Şuarâ 26/177)
وَإِلَى مَدْيَنَ أَخَاهُمْ شُعَيْبًا
“Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı gönderdik.” (Hûd 11/84)
Bu farkın sebebine 16. dersimizde değinmiştik. Hz. Hûd derslerine baktığınızda bunu göreceksiniz…
Hz. Lût (as) yabancı olmasına rağmen neden “kardeşleri” diye kavme takdim edildi?
1. Hz. Lût (as) onların içerisinde bir müddet kaldı, onlar onu, o onları tanıdı.
2. Hz. Lût (as) onlardan bir hanım ile evlendi. Dolayısı ile oralı olmuş oldu.
3. Hz. Lût (as) Hz. İbrâhim’den dolayı da bilinen biriydi. Soyu, sopu, asaleti biliniyordu.
4. Hz. Lût (as) onlara “kardeşliğini” öne çıkararak konuşuyor, onların ön yargılarına esir olmamalarını sağlamak istiyordu.
5. Hz. Lût (as) onlara “kardeşlerim” diyerek, bir peygamber olduğunu ama insanüstü olmadığını iyice belletmek istiyordu.
6. Hz. Lût (as) onlara üsten bakmıyor, onların seviyelerine inerek onları bir hakikate davet ediyordu.
9. O gönderilen tüm peygamberler gibi Emin bir elçidir. (Şuarâ, 26/162)
اِنّ۪ي لَكُمْ رَسُولٌ اَم۪ينٌۙ
“Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş emin/güvenilir bir elçiyim.” (Şuarâ, 26/162)
10. Yaptıklarına karşı muhataplarından hiçbir beklenti içerisinde olmayan bir peygamberdir. (Şuarâ, 26/164)
وَمَٓا اَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ اَجْرٍۚ اِنْ اَجْرِيَ اِلَّا عَلٰى رَبِّ الْعَالَم۪ينَۜ
“Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; benim ücretim/ecrim yalnızca âlemlerin Rabbine aittir.” (Şuarâ, 26/164)
11. Kavminin yaptığı kötü işlerden nefret eden bir peygamberdir. (Şuarâ, 26/168)
قَالَ اِنّ۪ي لِعَمَلِكُمْ مِنَ الْقَال۪ينَۜ
“Şüphe yok ki ben, sizin yaptığınızdan nefret etmekteyim, onu kınamaktayım, dedi.” (Şuarâ, 26/168)
12. Allah’ın ve bütün inananların selamını kazanmış bir peygamberdir. (Neml 27/ 59)
Bu bizim serlevhamızın dayanağı olan ayettir. Neydi serlevhamız? “Selam Olsun Seçilmiş bir Kul olan Hz. Lût’a” Ne diyor ayet?
قُلِ الْحَمْدُ لِلّٰهِ وَسَلَامٌ عَلٰى عِبَادِهِ الَّذ۪ينَ اصْطَفٰىۜ آٰللّٰهُ خَيْرٌ اَمَّا يُشْرِكُونَۜ
Dedi ki: “Hamd olsun Allah’a ve selam olsun O’nun seçtiği kullarına! (Düşünün bakalım) Allah mı daha hayırlıdır, yoksa onların ortak koştukları mı?” (Neml 27/ 59)
Burada madem Rabbimiz Hz. Lût’a bir selam gönderdi, gelin bizde bir selam gönderelim ona…
Selam olsun sana ey Allah’ın seçilmiş ve elçi olarak gönderilmiş kulu Hz. Lût…
Selam olsun sana ey zorlu imtihanların sahibi olan kutlu peygamber Hz. Lût…
Selam olsun sana ey Ahlâk Medresesi’nin mümtaz muallimi olan Hz. Lût…
Selam olsun sana ey çağlara ahlâk, hayâ, iffet mührü basan Hz. Lût…
Selam olsun sana ve senin gibi olan bütün hidayet önderlerine ve elçilerine…
13. Hz. İbrâhim’e (as) iman eden ilk mü’minlerdendir. (Ankebût, 29/26)
فَاٰمَنَ لَهُ لُوطٌۢ
“Lût hemen ona (İbrâhim’e) iman etti.” (Ankebût, 29/26)
14. Seçilip gönderilen peygamberlerden biridir. (Sâffât, 37/133)
وَاِنَّ لُوطًا لَمِنَ الْمُرْسَل۪ينَۜ
“Lût da elbette (seçilen) peygamberlerdendi.” (Sâffât, 37/133)
15. Duası kabul olunan peygamberlerdendir. (Ankebût 29/30)
قَالَ رَبِّ انْصُرْن۪ي عَلَى الْقَوْمِ الْمُفْسِد۪ينَ۟
“(Hz. Lût ise:) “Rabbim, fesat çıkaran (bu) kavme karşı bana yardım et” diye (dua etmişti).” (Ankebût 29/30)
رَبِّ نَجِّن۪ي وَاَهْل۪ي مِمَّا يَعْمَلُونَ
“Ey Rabbim! Beni ve ehlimi/ailemi bunların yaptıklarından kurtar.” (Şuarâ 26/169)
16. Her daim şükür eden ve bundan dolayı da kazanan peygamberlerdendir. (Kamer 54/35)
نِعْمَةً مِنْ عِنْدِنَاۜ كَذٰلِكَ نَجْز۪ي مَنْ شَكَرَ
“Katımızdan bir nimet olarak; işte böyle mükâfatlandırırız şükredenleri…”(Kamer 54/35)
İdeal Davetçi Kimliği
1. Dava adamı, hidâyet elçisidir.
2. Dava adamı, kitap, sünnet ve hikmetle hareket edendir.
3. Dava adamı, temizdir; temiz kalan ve temiz ölmeye gayret edendir.
4. Dava adamı, iffeti hayatının esası kılandır.
5. Dava adamı, ilmi kuşanan ve onu, gerektiği gibi kullanmaya çalışandır.
6. Dava adamı, gerektiğinde hicret etmeyi göze alabilendir.
7. Dava adamı, Allah’ın rahmetini kazanmayı öncelleyen ve hep salih işler yapmaya dikkat edendir.
8. Dava adamı, tevazu sahibidir; kendini kurtarıcı olarak göstermeyen, “gelin beraber kurtulalım” diyendir.
9. Dava adamı, emindir/güvenilirdir; elinden, gözünden, dilinden bütün bir varlık emniyet içerindedir.
10. Dava adamı, yaptığı hizmetlere karşı muhataplarından hiçbir beklenti içerisine girmeyendir.
11. Dava adamı, kötü işler ne kadar yayılırsa yayılsın asla onlara alışmayan ve onları kerih görendir.
12. Dava adamı, selam sahibidir; Allah’ın selamını kazanmak için varlığa o selamı ve mesajlarını duyurmaya çalışandır.
13. Dava adamı, anlattığı ve davet ettiği hakikatlere öncelikli ve kesinkes kendisi inanan biridir.
14. Dava adamı, yolunu peygamberler yolu olarak belirleyendir.
15. Dava adamı, dualı yaşayan, duanın gücüne inanan, nasıl ve ne şekilde dua edeceğini çok iyi öğrenen biridir.
16. Dava adamı, her ne ile karşılaşırsa karşılaşsın şükür içerisinde olan ve şikâyeti değil, şükrü dilinden düşürmeyen biridir.
Allah’ım (cc) bizi böyle dava adamlarından eylesin…