Şe’âir, semboller demekti. Eğer bir yerde semboller üzerinden konuşuluyorsa, orada o sembollerin işaret ettiği hakikatler var demektir. Gelin öyleyse bu manevi atmosferin katkısı ile birlikte, haccın menasiki içerisindeki sembollerin arkasında bulunan ve anlaşılınca ancak yapılan haccı, mebrur bir hac kılan, bu hakikatlerin neler olduğunu birkaç cümleyle de olsa anlamaya çalışalım.
Hac: İnsanın sıla-i rahme dönüşü… Gurbete değil, baba ocağına ve ana kucağına gitmek… Hz. Adem’den Hz. İbrahim’e, Efendimiz’den bugüne, bugünden o son güne kadar risalet davası yolunda yürüyen o tartışılmaz büyüklerin izlerini takip etmek…
İhram: Mahşerin provasını yapmak için giyilen kefen… Allah’ın zimmeti altına girmek, O’nun istediği gibi yaşamanın önemini kavramak… Hududullah’a riayet etmeyi öğrenmek…
Telbiye: “Buyur, Allah’ım buyur! Emrindeyim buyur” demek… Allahlı, dolayısı ile anlamlı yaşamayı öğrenmek… Teslimiyetin, bu dinin olmazsa olmazı olduğunu kavramak ve hiçbir pazarlığa girişmeden emre amade olmak…
Mikat: Sıradan bir mekâna değil, haritasını Allah’ın çizdiği bir coğrafyada olduğunun bilincinde olmak… Yürünen yolların değer ve kıymetini gerçek manada anlamak ve imanın ayrıcalığının tadına varmak…
Kâbe: İnsanlığın ilk mabedi… Allah’ın yeryüzündeki en kıymetli emaneti, beş vakit namazların kıblesinin merkezi… Mekân ve yön bilincinin en büyük işareti…
Tavaf: Varlık âleminin evrensel çağrısına dâhil olmak, silinip, yok olmamak için hareket halinde olmak… Çağlayıp, deveran olmak, seyran ve hayran olup, teslim olmak…
Iztıba: Yeri geldiğinde bu din için pazıları feda edebilmek… İnkârcılara karşı şiddetli, iman edenlere karşı merhametli olma zorunluluğunun farkına varmak…
Remel: Nerede, nasıl yürüneceğini öğrenmek… Dik durmak, ama diklenmemek…
Hacerü’l-Esved: Yeryüzünde Allah’ın kamerasına, “ben geldim” demek… Allah’la sözleşmeyi yeniden tazelemek, söz vermek ve o sözün altında kalmamanın gayretini ortaya koymak…
Mültezem: Nereye, nasıl ve ne şekilde sarılacağını öğrenmek… Allah’ın kapısından başka hiçbir kapıya sıkı sıkıya yapışılmayacağının bilincine varmak…
Makam-ı İbrahim: Allah adına ve Allah namına yapılan hiçbir şeyin unutulmayacağını ve unutturulmayacağını öğrenmek…
Hicr-i İsmail: Tevazunun alçalmak değil, bilakis yücelmek olduğunun şuuruna ermek…
Zemzem: Allah yolundaki çaba ve gayretin nelerle sonuçlanacağını görmek… Ecrin ve mükâfatın nereden beklenileceğini öğrenmek…
Sa’y: “Elinden geleni yap ki, Allah’ın rahmeti üzerine sağanak sağanak yağsın” bilincine ermek…
Hervele: Hacer’in rolüne bürünmek, onunla aynı yolda olduğunun şuuruna varmak… Allah’ın neden siyahî bir cariyeye böyle ulvi bir değer yüklediğinin bilincine ermek…
Arafat: Marifet diyarı… İnsanın nefsi ile Rabbi ile başka insanlar ile ve tabiî ki kainat ile tanışma mekanı… Gündüzün imana şahit kılınacağı yer…
Müzdelife: Şuur ve bilinç diyarı… Bilinç ışıklarını bir daha söndürmemek için yakma meydanı… Gecenin imana şahit kılınacağı yer…
Vakfe: Nerede, nasıl durulacağını öğrenmek… Dik durma bilincini elde etmek… Kıyamın el-Kayyum olan Rabbimizin bir emri olduğunun bilincine varmak…
Mina: Aşk diyarı… Şeytan ve yandaşları ile bitmeyen savaşın provası… Tüm Firavun, Karun ve Belamlara “dur” demeyi öğrenmek… Nefis ile mücadelenin gerekliliğinin farkına varmak…
Kurban: Feda etmeyi öğrenmek… Allah’a yakın olmak için, bize yakın duranları O’nun yoluna harcamak… Yüreklerdeki İsmaillerin nasıl feda edileceğini öğrenmek…
Halk ve taksir/Tıraş ve kısaltma: Gerçek özgürlüğün ne demek olduğunu öğrenmek… İnsanın ne kadar da özgür olursa olsun, yine de Abdullah olduğunu unutmama hakikatine ermek… Helal dairesinin geniş ve keyfe kâfi olduğunun şuuruna ermek…
Muhammed Emin YILDIRIM