Hassan b. Sabit Sinema Akademisi’nde bu hafta Senarist Tarık Tufan’ın katılımı ile ‘’Sinema-Edebiyat İlişkisi ve Sinema Dili’’ başlıklı bir seminer gerçekleştirildi. Sözlerine Sinema ve Edebiyat kavramlarını açıklayarak başlayan Tufan, Edebiyatın sinemaya nazaran daha eski ve geniş bir kültüre sahip olduğunu ifade etti. Sinema dilinde edebiyatın çok önemli olduğunu ve anlatımlarda edebiyat kültürünün zengin olmasının belirleyici olduğunu ifade eden Tufan, buna rağmen en sahici anlatımın hal ile olan anlatım olduğunu belirtti. Buradan hareketle ‘’Anlatmak İçin Yaşamak’’ kavramının kendisi için çok önemli olduğunu da sözlerine ekledi. Roman ve Sinema filmlerinin kaynaklarının neler olduğu hususunda da önemli açıklamalarda bulunan Tarık Tufan, dini kaynaklar, halk hikayeleri ve mitolojinin söz konusu alanlarda çok önemli bir yerinin olduğunu ifade etti. Sinema ve Edebiyatta asıl olan şeyin ‘’hikaye’’ olduğunu, hikayesi olmayan veya bir büyük hikayenin parçası olmayanların bu türlü eserler ortaya koyamayacaklarını belirtti. Bugün “Çağrı” gibi filmlerin çekilemeyişinin en önemli sebebinin hikaye eksikliğinden değil, Mustafa AKKAD gibi sinemacıların olmayışından kaynaklandığını söyleyen Tufan, kendisine yöneltilen soruları cevaplandırarak sözlerine son verdi.